Narin, 1000 dolara pantolon giyerken bizi tanımazdı, şimdi hepimizi ‘soyguncu’ gösteriyor

TÜRK hazırgiyim sektörünün duayeni, Kiğılı Giyim’in patronu Abdullah Kiğılı aradı:

Haberin Devamı

- Tüm hazırgiyim, organize perakende sektörü şimdi soyguncu mu oldu?
- Ben öyle mi göstermişim?
- Hayır, sana söylemiyorum. Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası Başkanı Halit Narin, Yönetim Kurulu Üyeleri Muharrem Kayhan ve Bülent Başer’i kastediyorum.
Abdullah Kiğılı’yı uzun yıllardır tanırım. Hiç bu kadar sinirlendiğine tanık olmamıştım:
- Halit Narin, “haysiyetsiz ithalat” yüzünden 10 dolara pantolon giydiğini söylüyor. Sana verdikleri rakamlara bakılırsa ithal ürünlerden hepimiz 4-5 kat para kazanıyoruz. Milleti soyuyoruz.
Biraz duraksayıp, sürdürdü:
- Benim 50 yılım bu piyasanın içinde geçti. İşleri babamdan bir dükkan,        2-3 elemanla devralmıştım. Halit Narin’in geçmişte bu piyasada neler yaptığını çok iyi bilirim. Koruma duvarlarının arkasında çalışmaya alışmışlar.
Sakinleşecek gibi değildi:
- Kadife için koruyucu ek vergi kararı uygulandı da ne oldu? Narin’in kadife üretimi mi kaldı?
Muharrem Kayhan örneğine değindi:
- Gidip Hindistan’da gömlek kumaşı üretiyor, sonra da Türkiye’ye kumaş ithal edilmesine karşı çıkıyor. Başer’i de biliyoruz.
Sonra başa döndü:
- İşi bilmeyen insanlarımız bunların verdiği örneklere bakıp, bizim hakkımızda “soyguncu” diye düşünecek.
Ardından 10 dolarlık pantolon örneğine değindi:
- Biz Halit Narin’in 1000 dolara pantolon giydiği dönemleri de biliriz. O zaman burnundan kıl aldırmaz, kimseyi tanımazdı.
Kiğılı, hazırgiyim sektörünün son yıllardaki başarısının altını çizme gereği duydu:
- Türkiye, enflasyonu düşürmeyi başardıysa, bunda bizim sektörümüzün büyük payı vardır. Çünkü, son yıllarda giyim fiyatları genelde düşük düzeyde seyretti. Uzun süre zam yapılmadı.
- Bu nasıl oldu?
- Piyasanın her türlü rekabete açık olmasından kaynaklandı. Eğer yabancı markalar Türkiye’ye gelmeseydi, biz kendimize çekidüzen verebilir miydik? Yabancı markaların burada olması, ithalat kapısının
açık tutulması kıyasıya rekabet ortamı yarattı, fiyatlar düşük kaldı.
Ayrıca ithalata karşı düşmanca tavır takınılmasını doğru bulmadığını vurguladı:
- Kumaşı ithal ediyorum, tasarım, kofeksiyon işi burada gerçekleşiyor. Ayrıca, organize perakende sektörünün yarattığı istihdamı, kayıtlı faaliyeti herkes gözardı ediyor.
- Ne anlamda?
- Organize perakendenin şunun şurasında 10-15 yıllık geçmişi var ama binlerce insana iş kapısı yarattı. Ayrıca, geçmişte kim bu sektörde doğru dürüst vergi öderdi. Şimdi her işlem kayıtlı yürüyor, vergi kaybı da olmuyor.
- Temmuzda Uzakdoğu’dan ithal kumaşa yüzde 20, hazırgiyim ürünlerine yüzde 30 ek vergi uygulaması başlıyor. Sektöre etkisi nasıl olur?
- Şimdiden fiyatlar yükselmeye başladı.
- Oranların daha aşağı çekilmesi söz konusu olamaz mı?
- Artık ne olacaksa olsun, herkez sonucu görsün.
Öyleyse hep birlikte titizlikle izlemeye geçelim...
Ek vergi, kapanmış kaç fabrikanın kapısını yeniden açacak?
Narin’in, “500 bin kişi yeniden iş bulacak” sözü ne kadar gerçekleşecek?
Yoksa bunların yerine konfeksiyonda fiyatların yükselmesinden başka şey olmayacak mı?

Haberin Devamı

200 mağazaya ulaşacağım kimin aklına gelirdi

Haberin Devamı

ABDULLAH Kiğılı, hazırgiyim ve perakende sektörünün ulaştığı noktayı kendi örneğiyle anlattı:
- Babamdan bir dükkan, 2-3 çalışanla işi devralmıştım. 2001 krizi sırasında 15 mağazaya ulaşabilmiştik.
- Ya şimdi?
- Şimdi bulunduğumuz noktaya ben de inanamıyorum. Türkiye’de 200, yurtdışında da 15 mağazamız var. 2 bin kayıtlı personel görev yapıyor.
Mağazalarından birine vurgu yaptı:
- Bugün babam Sarp’ta, yani sınırda mağaza açtığımızı görse inanamazdı. Bunlar olabilecek şeyler değildi. Ulaştığımız nokta kimsenin aklına gelmezdi. Bunları hep organize perakende sektörü başarıyor. Bizden daha büyük işler yapanları herkes biliyor...

 

Yazarın Tüm Yazıları