Názım’ın itibarı demeden önce bir bardak su içmek

NÁZIM Hikmet’in vatandaşlığının iade edilmesi konuşulurken "iadei-i itibar" deniyor.

Şairin itibarı şiirleridir.

Ya Názım’ın itibarını konuşanların itibarı?

* * *

Milli Türk Talebe Birliği, kuşaklar boyu hem de en hasından sağcı siyasetçi, bürokrat, yazar yetiştirmiştir.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Erdoğan, Bülent Arınç... Bugünün hakim ideolojisinin "star" isimleri için bir ocaktır.

Gül ve Erdoğan MTTB’de tanıştıklarını defalarca söylediler.

Názım’ın 1950’de Demokrat Parti tarafından çıkarılacak genel af yasası dışında bırakılması için 5000 imza toplayan Suphi Baykam birliğin başkanıdır.

Názım’a "kızıl çomar", "Moskofçu oğlan", "Názım Hikmetof", "komünist köpek" diyen zihniyet budur.

Názım’ı vatandaşlıktan atan, vatan hasretiyle ölmesini sağlayan, kitaplarını -Sabahattin Áli’ninkilerle birlikte- meydanda yakan, şiirlerini yıllarca yasaklayan kafa bu kafadır.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın söylev ve demeçlerinde sıkça başvurduğu "eski komünist kafası bu kafa" kalıbına bakarsak, "kızıl kollarıyla ve ağzından köpükler saçarak saldıran ahtapot kılıklı komünist imajı" zihnindeki yerini korumaktadır.

* * *

Hoş zaman değişti, Çelik değişti, Bülent Arınç bile değişti...

Moskova Novodeviçiy Mezarlığı’nda yatan şairi ziyaret edip, gözleri dolarak şiirlerini okudu.

Bakanlar Kurulu toplantısında Ertuğrul Günay’ın Názım okuması gibi.

Ahmet Hakan yazdı; hisler bendine sığmamış, aşmış ve "Adam belli ki özlemiş memleketini yahu... Komünist, momunist zararı yok affedelim gitsin" noktasında basılmış imzalar.

Ertuğrul Günay demişken...

Kendisini il sınırında karşılamadı diye vali yardımcılarına fırça atan bir Kültür Bakanı’na Názım nasıl bakardı, takdiri bizzat Günay’a bırakıyorum...

* * *

Názım’ı vatandaşlıktan çıkartan zihniyetin hangi gerekçeyle olursa olsun bu kararından vazgeçmesi, açık konuşayım beni zerre kadar ilgilendirmiyor.

Názım’ın vatanı bu topraklardı zaten.

İmzalı iki kağıt, iki kararname arasında geçen sürede de böyleydi, ilelebet de böyle kalacak.

Názım’ın vatanı şiiriydi; aşıkken, öfkeliyken, hasretteyken o şiirlere yaslananlar da vatandaşıydı.

Verin vatandaşlığını geri tabii; neticede sizi bağlayan bir karar.

Fakat itibar demeden önce de bir bardak su içip, durup düşünün.

* * *

Názım’ın mezarının Türkiye’ye getirilmesi meselesine gelince...

En güzel cevabı yaşasaydı Názım verirdi.

"Nereye çağırıyorsunuz beni, nasıl bir memlekete?.." der miydi acaba

Ailesi dışında kimsenin yorum ve karar hakkı olmayan bir konu.

Ama yine de sorayım:

Baş ucuna kırılan, boya dökülen, yakılan, hedef haline gelen bir mezar taşı koymak için mi getireceksiniz Názım’ı?

Dokunmayın o zaman Názım’a, o zaten buradaydı, burada kalacak.

Mal ve etiket

Radikal, vatandaşlığının iadesi konusunu siyasetçilere sormuş.

T.B.M.M. Başkanı Köksal Toptan cevap vermiş: "Çok güzel oldu. Kendi malımız olan birisinin başkasının etiketiyle dünyayı dolaşması hoş bir şey değildi."

Sayın Toptan kusura bakmasın "teşbihin dalağını yarmış..."

Kastının bu olmadığına inanmak isterim fakat vatandaşa "mal" ve nüfus cüzdanına "etiket" benzetmesi en azından -Ankara ağzıyla konuşmak gerekirse- "şık" olmamış.
Yazarın Tüm Yazıları