Müsteşarım, bir yardımcı olsanız...

TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu önceki gün, Almanya Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Dr. Wolf Ruthart Born ile bir görüşme yaptı.

Haberin Devamı

Berlin’de yapılan görüşmede Sayın Müsteşar, “Vize konusunda sorun yaşarsanız bana başvurun” demiş.

                                 XXX

Sayın Müsteşar şimdi yandı...
Belki binlerce kişi kapısını çalabilir, binlerce kişi telefonla arayabilir, Sayın Müsteşar bakanlığın işini ihmal edebilir.
Çünkü, Almanya’dan vize almak için başvurup sorunla karşılaşmayan var mı acaba?
Tabi Ruthart Born, TOBB Başkanı’na bunu söylerken Türk iş adamlarına yönelik sorunlardan söz ediyor. Ama onun da altından kalkamayacağını, eğer TOBB Başkanı bu sözü ciddiye alırsa, yüzlerce Türk iş adamının vize almasıyla bizzat meşgul olmak zorunda kalacağını bilmiyor.
Vize alamadığı için davetli olduğu fuara gidemeyen, ürünlerini tanıtmak için Alman ya da Avrupalı iş adamlarıyla olan buluşmasına yetişemeyen, malı AB topraklarında serbestçe dolaşan ama kendisi Kapıkule’yi geçemeyen yüzlerce Türk iş adamı tanıyorum. Sadece benim bildiklerim eğer Sayın müsteşar’ın kapısını çalmaya kalkarsa, Almanya’nın Dış politikasıyla meşgul olacak başka birisini bulmak gerekir.
Çünkü Wolf Ruthart Born, bizimkilerin vize sorunlarıyla uğraşmaktan, asıl işiyle meşgul olamaz.

Haberin Devamı

                                 XXX

Vize konusu iyice “komediye” dönüştü.
Vize muafiyetinden söz etmiyoruz. Çünkü muafiyetini ağzına alan herhangi bir “Avrupalı yetkili” yok. Onu sadece biz ve Avrupa Adalet Divanı söylüyor.
Onlar vize kolaylığından söz ediyorlar.
Bunun için de önce bize “biyometrik pasaport” çıkarın dediler.
Oldu. Haziran’dan beri bu pasaportlar veriliyor.
Geri Kabul Antlaşması’nı imzalayın dediler.
Olmak üzere...
Yani Türkiye üzerinden AB’ye “kaçak” gitmiş olan üçüncü dünya vatandaşları, Türkiye’ye iade edilecek. AB, “masrafı paylaşırız” dedi ama, orada Türkiye’nin ciddi kazık yiyeceği kesin...
O da yetmedi, “Sınırınızın güvenliğini sağlayın” dendi.
Bu, 15 bin kişilik bir “güvenlik ünitesi” oluşturulması anlamına geliyor. “Hani para?” dedik, “bakarız” dediler.
Hadi onu da hallettiğimizi düşünelim. Elde edilecek olan nedir biliyor musunuz?
“Vize Kolaylık Antlaşması”...
Yani vizelerin kaldırılması değil.
60 Euroluk vize harcı 30 Euro’ya düşecek, bazı meslek gruplarına, binbir evrak sunulmasından sonra “Uzun süreli vizeler” verilecek.
Bizden de kimse, “Yahu Sayın Müsteşar”, ya da “yahu Sayın AB yetkilileri, sizin Adalet Kurumunuz olan Avrupa Adalet Divanı’nın çeşitli defalar ‘Türklere vize uygulanamaz’ şeklinde kararı bulunuyor, uygulasanıza...” demiyor.
Milyonlarca para harca, geri kabul anlaşması yap, milyonlarca para harca sınır güvenliğini artırmanın yatırımını yap...
Elde ettiğin nedir? 60 Euro’luk harcın 30 Euro’ya indirilmesi ve de bazı meslek gruplarına binbir dereden su getirdikten sonra uzun süreli vize verilmesi...
Ben olsam Sayın Alman Müsteşarın kapısını şimdiden çalarım...
“Söz vermiştiniz, milyonlarca vatandaşımız vize alamıyor. Bir yardımcı olsanız” derim.

Yazarın Tüm Yazıları