Müslüm mevsimi

MÜSLÜM Gürses’in "Aşk Tesadüfleri Sever" albümünü geçen bahar dinlemiştim.

Bob Dylan'dan Leonard Cohen'e, "aranje" edilmiş şarkılar vardı içinde.

"Kuşlar dalları sever, kanatlarsa uçmayı" diyordu, kendi tarzında.

Gürses'i sevmemenin, sevmekten daha kolay olduğunu düşünürüm hep.

Hem yabandır, hem değil.

Şarkıları varoşlardan şehre inmiştir ama, ne alt kültür gibidir artık.

Ne de popüler kültür.

Bir çok türkücüden, Angaralı Turgutlardan, "fantazi" müzikçilerden çok daha kentli ve ayrı gelir bana.

* * *

Müslüm Gürses'in yeni albümünü, "Sandık"ı hevesle aldım.

Ve yanıltmadı hevesim beni.

Albümünde Sezen Aksu, Fikret Kızılok, Ajda Pekkan ve Kenan Doğulu’nun şarkılarına yer vermiş.

En çarpıcı yorumlardan birisi ise, Sezen Aksu'nun "Sorma" şarkısı.

Ve "Vazgeçtim", elbette.

Ankara'nın kasvetli havasında bir başka tadı var.

Çivi çiviyi, kasvet kasveti...

"Gün ağarınca boynum bükülür

Dalarım uzaklara gönlüm sıkılır

Sorma yangınlardayım zaman zaman

Sorma nöbetlerdeyim başım duman..."

Dinlerken, Müslüm Gürses ve ebedi kadını Muhterem Nur geliyor aklıma.

Gürses'in üzerinden hiç çıkarmadığı beyaz "damat elbisesi", sanki nikahsız-düğünsüz "evliliğinin" simgesi.

Hani, aşkla evlenen ama parası olmadığı için sevdiğine düğün yapamayan Goran Bregovic misali.

Ülkesinde düğünlerde damatlar da beyaz giyermiş, ama ah parasızlık...

Şimdi her konserinde beyazlar içinde çıkıyor sahneye.

Her konseri bir düğün.

* * *

Gürses'in Ceza ile düet yaptığı "İtirazım Var" ise, ritmi, enerjisi, isyanıyla gri havasını bir an değiştiriyor Ankara'nın.

Mırıldanıyorum, "bahara az kaldı".

O şakacı 1 Nisan'a...

İçimde bir şeyler kanat çırpıyor hafiften.

"Kuşlar dalları sever, kanatlarsa uçmayı"...

Yazarın Tüm Yazıları