Mümtaz Soysal: Denizde akılsızlık

Mümtaz SOYSAL
Haberin Devamı

TÜRKİYE'nin ham petrol üretimi son yıllarda yarı yarıya düştü. Şimdiki durumda, ülke gereksiniminin ancak yüzde beş buçuğu yerli olarak karşılanıyor. Oysa, önümüzdeki plan dönemi boyunca petrol tüketiminde en az yüzde 65'lik artış beklenmekte. Kerkük-Yumurtalık hattı güvenilir olmaktan çıktığına ve Hazar boru hatları henüz káğıt üzerinde olduğuna göre, uzun süre çok büyük miktarda ham petrolün yurtdışından deniz yoluyla yurda taşınması gerekecek.

Ama, önlem alınmazsa, Türkiye'nin elindeki ham petrol tanker filosu yakın gelecekte işe yaramaz duruma gelme tehlikesiyle burun burunadır.

Akıllarını özelleştirmeye ya da doğal gaz borularına takan ve birçok konuda olduğu gibi ham petrol taşımacılığı konusunda da planlama kavramının semtinden geçmeyen sözde devlet adamları sayesinde.

Doğru dürüst enerji planlaması ve deniz taşımacılığı ana planı olmayınca, ham petrol tankerciliğinin geliştirilmesi ve uluslararası ölçütlere uygun duruma getirilmesi de olmuyor tabii. Bu alanda hiç değilse bir ‘‘çekirdek filo’’ oluşturmak ve kamunun gereksinmelerini taşımak üzere DİTAŞ diye bir şirket kurulmuştu; Deniz Nakliyatı'nın tankerleri gibi bu kuruluştaki gemilerin de başını özelleştirmeciler yedi.

Son verilere göre, Türk bandırası taşıyan irili ufaklı 80 civarındaki tankerden yalnızca üçü 10 yaşından genç. Filoda 45 yaşında tanker bile var. Güngen Denizcilik şirketince Kore'de yaptırılıp yıl sonu hizmete sokulacak olan M/T Ottoman Dignity de olmasa, elde ‘‘Suezmax’’ denen yaklaşık 150 bin tonluk tanker sınıfından hiç gemi kalmamış olacaktı. Çünkü, büyükler yavaş yavaş hurdaya çıkmakta. Büyükçe sayılabilecek 41 tankerin yaş ortalaması 25,5. Yalnız 11'i 20 yaşın altında. Onların ortalama yaşı da 17'yi geçiyor.

Oysa, Alaska'da batan ‘‘M/T Exxon Waldez’’in yarattığı çevre kirliliğinin ardından, ABD yönetimi tankerler için çok sıkı yapım, seyir ve güvenlik kuralları koydu. Bizdeki 20 yaştan genç tankerlerin bile hiçbiri bu kurallara uygun değil. Fransa'nın Atlantik kıyısındaki ‘‘M/T Erika’’ kazasından sonra Avrupa Birliği'nce kabul edilip ekimde yürürlüğe girecek kurallar daha da katı.

Bu durumda, eldeki filoyla ancak yurtiçinde petrol ve ürünlerini taşımak mümkün. Yabancılara yaptırılan taşımacılık için şimdi bile 200 milyon doların üstünde navlun ödendiğini düşününce, Türkiye'nin gelecekte, yalnız petrol bakımından değil, petrolün taşınması bakımından da tam anlamıyla dışa bağımlı duruma gelmesinden korkmak gerekir.

Bereket, Milli Güvenlik Kurulu diye bir organ var.

Siviller, başka konular gibi bu konuda da gaflet uykusunu sürdüredursun, ‘‘Üstüne vazife olmayan konulara karışıyor’’ diye eleştirilen Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, tanker filosu zayıflığının ulusal güvenlik için oluşturduğu büyük tehlikeyi görerek bir rapor hazırladı. Şimdi, bu rapor sonucunda alınan kararla DİTAŞ canlandırılacak, yeni tanker yapımı ve alımı teşvik edilmesi gerekecek.

Bunca zaman kaybedildikten ve fırsat kaçırıldıktan sonra.

Yazarın Tüm Yazıları