Mümtaz Soysal: Demirde bekleyiş






Mümtaz SOYSAL
Haberin Devamı

KOSTER, İngilizce'de ‘‘kıyı’’ anlamına gelen sözcükten türetilip belirli bir yük gemisi sınıfını anlatan bir ad. Yakın kıyılar arasında çalışan ve genellikle en çok 3.000-3.500 dedveyt tona kadar olan yük gemileri için kullanılıyor. Çoğu zaman Kumkapı, Zeytinburnu açıklarında demirleyen, kıçtan bacalı, iki-üç ambarlı küçük tekneler bunlar. Türkiye'nin buğday, kömür, gübre, sac, tuz, tomruk, çimento gibi ürünlerini ve madenlerini onlar taşır.

Zor koşullarda, bazen boylarından büyük denizlerle başetmeye çalışarak.

Bir kısmının süvarisi, aynı zamanda donatanıdır da. Motor sahipliğinden gelmiş, güçbela edinilmiş bir gemiyle başlayıp iş büyütmeye çalışan insanlar.

Ama, bugünlerde başları dertte: Türkiye'nin koster filosu yenilenemiyor.

Toplam 308 gemiden oluşan, küçümsenemeyecek bir filo bu. Ne var ki, yüzde 70'i 1.500 tonun altında küçük ve eski tekneler. Onların yüzde 84'ü 23 yaşın üstünde. Daha büyük öbür 81 kosterin yüzde 76'sı da 23 yıllıktan daha yaşlı.

Böyle olunca, çoğunluk şu tehlikeyle karşı karşıya demektir: Birleşmiş Milletler'in Denizcilik Örgütü olan IMO'nun oluşturduğu ‘‘Uluslararası Güvenlik Yönetimi Kodu’’, yeryüzünde 300 tonun üzerindeki bütün gemiler için 1 Temmuz 2002'de yürürlüğe giriyor. ‘‘Denizde güvenliği sağlamak, insanların yaralanmasına ve ölmesine yol açmamak, çevreye verilenler başta olmak üzere maddi zararları önlemek’’ amaçlarını güden ve İngilizce'deki baş harfleriyle ISM diye anılan bu ‘‘kod’’, kuzey denizlerindeki iki büyük kazanın ardından önce ‘‘ro-ro’’lar için 1996'da yürürlüğe girmiş, 1998'den sonra da kimyasal madde ve petrol tankerleri ile dökme yük gemilerine ve 500 tonun üzerindeki yolcu gemilerine uygulanmıştı. Şimdi de sıra öbür gemilerle kosterlerde.

Uyulması zaten zorunlu olan uluslararası güvenlik kurallarına eklenecek bu yeni ISM kodu, bizim kosterler gibi eksik donanımlı eski gemilerin yurtdışı limanlara girebilmesini, örneğin başka Akdeniz ülkelerine sefer yapabilmesini hemen hemen olanaksız kılıyor. Zaten çoğu, yurtiçi seferler açısından bile sigortadan düşmüş durumda. Demir-çelik sanayii ile gübre fabrikaları ve Eti Holding şimdiden 25 yaşın üstündeki gemilere yük vermiyor.

Tehlikeyi gören ve Rus ya da Ukrayna gemilerine yük kaptırmaya başlayan kosterciler kooperatifleşip üç ayrı tipte gemi yapımı projesi hazırlayarak devlet teşviki ve kredi için başvurmuş durumdalar.

Ama, başvuruları henüz yanıtsız.

Kriz mi tek neden?

Hayır, bir başka neden daha var: Ünlü denizcilik firmalarınca Denizbank'tan alınıp geri dönmeyen ve sonra Emlakbank'a devredilen 270 milyon dolarlık kredi borçları ödenmedikçe devlet küçük donatanlara kredi vermekte zorlanıyor. Önemli şirketlerden Zonguldak kökenli Zihni Holding'in başkanı Asaf Güneri, ‘‘Ülkemizin kan ağladığı bu dönemde sektörümüzün borcuna sahip çıkmamasını yadırgıyorum’’ dese de, inatlaşma devam etmekte: Bir yanda 11 Ocak 2001 kararnamesiyle borçlarının ilk yılı ödemesiz beş yıllık vadeye yayılması gerektiğini söyleyen birkaç büyük armatör, bir yanda da kamu bankalarına atanan ortak yönetimin kriz sonrasında bu çeşit ertelemelere karşı çıkışı.

Bu arada, küçükler bekleşiyor: gemileri demirde, elleri böğürlerinde.

Yazarın Tüm Yazıları