Mühendis ve mimarlara darbe

Konuyu Soğancı’nın ağzından hatırlatalım:

“TBMM’nin 27.1.2010’daki oturumunda siyasal iktidarın talebi ile ele alınan ve ‘torba yasa’ olarak nitelendirilen ‘Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 8. maddesine ‘... Mesleki hizmetler kapsamında çalışacak yabancılara akademik ve mesleki yeterlilik ile ilgili işlemleri tamamlanıncaya kadar, ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla bir yılı geçmemek üzere ön izin verilebilir. Mesleki eğitim alanı dışında istihdam edilecek yabancı uyruklu personel için bu kanunda belirtilen görüşler alınmaz. Bu kişiler, akademik ve mesleki yeterlilik ile lisans talep ve yeterlilik uygulamasına tabi değildir’ biçiminde bir düzenleme, yasanın adı ile hiçbir ilgisi olmamasına karşın eklenmiştir ve bu ek ne yazık ki yasalaşmıştır.”

GÜL İADE ETMELİ

Soğancı bu yasa maddesinin ülke mühendis ve mimarlarına yönelik bir darbe olduğunu belirtiyor:

“Uluslararası sermaye lehine, fakat ülke mühendis ve mimarları aleyhine bir yasanın kabulünü, bağımsız ve demokratik sosyal hukuk devleti anlayışı ile örtüştürmek olanaklı değildir. Mühendis ve mimarların kendi ülkelerinde yabancı konumuna düşürülüp, haksız rekabete teslim edilmesi ve ülkemizin kıt kaynakları ile yetiştirilen insan gücümüzün yok sayılması kabul edilemez. �

Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını denetlemek üzere Devlet Denetleme Kurulu’nu (DDK) harekete geçiren Cumhurbaşkanı’ndan haklı istemimiz; bir önceki Cumhurbaşkanı tarafından tespit edilen iade gerekçelerini dikkate almasa dahi, DDK raporunda yer alan tespitlere uygun olarak yasanın ilgili maddesini TBMM’ye ivedilikle iade etmesidir. Cumhurbaşkanı en azından DDK’nın ‘mühendislik ve mimarlık hizmetinin akademik ve mesleki yeterlilik denetiminden muaf olamayacağı’ tespitine
uygun davranmalıdır.”

GÜNÜN SÖZÜ

“BUGÜN İslam dünyasından bir lider çıkacaksa bu Arap dünyasından değil Türkiye’den çıkacaktır. İslam ülkelerinin ‘Yeni Osmanlı’nın liderliğinde birleşmesi gerekir.”

(İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu’nda konuşan Bahreyn İnceleme ve Araştırma Merkezi Temsilcisi Muhammed Noman Galal)

Tekel işçilerine teşekkür borcumuz

“BEN bir vatandaş olarak şu Ankara’nın ayazında sokaklarda yaklaşık 45 gündür onurlu bir hak arama mücadelesi sergileyen; üzerlerindeki yoğun baskılara, polis dayaklarına, biber gazlarına, buz gibi havada soğuk havuzlara atılmalara, başbakan ve bakanların tehditlerine ve aşağılamalarına rağmen mücadelelerinden kesinlikle ödün vermeyen, ‘Ölmek var dönmek yok’ kararlılığıyla yola devam eden; tüm topluma ‘demokratik bir hak arama mücadelesinin nasıl yapılabileceği’ dersini veren Tekel işçilerine ve onlara tam anlamıyla destek olan ailelerine, eş ve çocuklarına sonsuz teşekkürü bir borç biliyorum.

Onlar, 12 Eylül’ün zorla unutturduğu, maalesef yeni nesillerin ise hiç bilmediği bazı kavramları bizlere yeniden hatırlattılar, bilmeyenlere ise öğrettiler. Aslında bizlerin, başbakanların ve hükümetlerin kulları olmadığımızı, birer vatandaş olduğumuzu, vatandaş olarak çeşitli haklarımızın olduğunu, bu haklarımızın başbakanların ve bakanların merhametine kalmış, onların gönüllerinden kopan, ağızlarından çıkan ulufeler, sadakalar olmadığını, haklar için mücadele edilebileceğini ve bu mücadelenin son derece demokratik bir şekilde kırıp dökmeden yapılabileceğini, bunu yaparken toplumun desteğinin nasıl kazanılacağını, gönüllerin nasıl fethedilebileceğini gösterdiler.

Onlar toplum hayatımızda bir milat oldular.

Sanıyorum konunun, Hükümet’i en çok rahatsız eden ve kızdıran yönü de burasıdır. Tahmin ediyorum ki, bundan sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Bunun en somut örneği, Sayın Başbakan’a ve Hükümet’e çok yakın bir gazeteci olduğu bilinen Vakit Gazetesi yazarı Sayın Abdurrahman Dilipak’ın tam da bu demokratik mücadelenin gerçekleştiği günlerde, Bodrum’da yaptığı bir konuşmada imamları haklarını aramaya ve bunun için greve gitmeye çağırması olmuştur.”    �    Metin YAYKINLIOĞLU

AB’nin neresine gireceğiz 

AB 2009 yılına kadar nasıl ilerleyemediğimizi raporunda açıklamış.

Çağ atladık masallarının hayal olduğu bu raporlarda ortaya çıkıyor.

AB ayrıca kendi işine gelen çıkarlarda nasıl dayatıyor iyi analiz ediniz.

Hatta bu rapora göre Türkiye nasıl yok edilmek isteniyor, sayfalarda yazılı.

Hayal âleminde girdaba soktukları ülkemizin gırtlağını nasıl sıkarız diye düşünmüşlerdir.

Türk milletinin kendinden başka dostu yoktur, diyenler haklı çıkmaktadır.

Bari şu gariban milleti AB’ye girdik-giriyoruz masallarına inandıranlar neden gerçekleri anlatmazlar?

Biz bu AB’nin neresine gireceğiz?              �Ümit BORA

Türkiye’de hayat ucuz! 

JAPON araba üreticisi Honda araçlarının teknik sorunları nedeniyle Kuzey Amerika, Avrupa ve İngiltere’den toplam 300.000’den fazla aracını geri çağırıyor. Toyota ise 1.8 milyon aracını geri çağırıyor. Bu firmalar Türkiye’ye gönderdikleri araçlara daha fazla önem gösterdiklerinden bu kapsama Türkiye alınmamış. Türkiye’de insan hayatı ucuz olduğundan Japon firmaları da bizlerle boşuna vakit geçirmek istemiyor anlaşılan.

Türkiye’deki araçların etkilenip etkilenmediği daha belli değil. Fakat 1.8 milyon Toyota’da inceleme yapılmış. Nerede bizim tüketici derneklerimiz?    �Nejat TEKİNER

Biliyor musunuz

DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın, Başbakan’ın “Bazı köşe yazarları bize gaz vermeye çalışıyor” sözleri üzerine kendisine bir soru önergesi yönelterek “Medyada tartışma ve espri konusu olan bu sözünüzle hangi köşe yazarlarını kastettiniz? Bunlar, kamuoyunda ‘yandaş’ olarak anılan medya kuruluşlarında mı çalışıyorlar?” dediğini...