Monica füzeleri...

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

İkide bir tanık oluruz: ABD başkanları içeride sıkıştıkları zaman kendilerine pahalıya patlamayacak bir kovboyluk gösterisi yapıp dikkatleri dağıtmaya kalkarlar.

Belli ki ‘‘kural’’ yerine tam oturuyor.

O yüzden olacak, Monica Lewinsky olayının daha buğusu üstündeyken Başkan Clinton da uygun bir bahane yakaladı ve Afganistan ile Sudan'ı füzelerle dövdü.

Amaç Suudi Arabistanlı terör patronu Osama bin Laden'i bertaraf etmek idiyse... Bu metot çok pahalı... Hem de sonuç almaya müsait değil.

Yok eğer Afganistan'ı yöneten Taliban tayfasını cezalandırmak idiyse... O zaman ABD'nin Taliban'ı uzun zamandır uzaktan desteklediğini ileri süren ve tekzip edilmeyen haberlerle bu durumu uzlaştırmak zor.

Şimdilik bilinen, Afganistan'da 21 ölü, 30 yaralı bulunduğu ve atılan füzelerin Zwahar Kili Al Badr kampını vurduğu... Sudan'da da kimyasal silah fabrikası diye bir ilaç fabrikasının tahrip edildiği.

Anımsarsınız, 1991 Körfez Krizi sırasında da ABD uçakları Bağdat'ın ortasında bir kimsayal silah fabrikası diye çocuk maması üreten bir fabrikayı yerle bir etmişlerdi.

Neyse... Böyle olaylarda o kadar hata olabilir.

Ama meselenin başka tarafı var:

ABD'nin bu hareketini aynen Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel gibi, ‘‘teröre karşı savaşın kaçınılmaz bir gereği’’ gibi algılamak mümkün.

Nitekim bu konuda Demirel yalnız değil. ABD'nin Avrupalı müttefikleri de genelde ‘‘aferin’’ çekiyorlar veya çekmeye hazır duruyorlar.

O zaman ‘‘ABD neden Birleşmiş Milletler'e gitmedi? Neden uluslararası hukukun öncelikle uygulanması gereken barışçıl metotlarını değil de en son çare olan bombalama yolunu seçti?’’ gibi soruları elimine etmek gerekiyor.

Bu soruları elimine eden Batılılar'a hemen ardından, ‘‘Peki Türkiye'nin yıllardır canını yakan terör eylemlerinin kaynağını kurutmak için kendi sınırları dışında operasyon yapmasına neden karşı çıkıyorsunuz?’’ diye sormak gerekmez mi?

Bu tabii yaşanan olayın ‘‘hukuki yapısı’’ ile değil, ilgili devletin gücü ile ilgili bir konu. Yani öteki ülkelerin tepkilerini bu gerçek tayin eder.

Nitekim anımsayınız, ABD'nin Dominik'e, Haiti'ye, Panama'ya ve Libya'ya yaptığı müdahaleler de geniş destek bulmuştu.

Bir tek Clinton'ın geride kalan yılbaşında yine Monica Lewinsky olayını örtmek için Irak'a saldırı düzenlemesi olayı hariç. Neyse ki Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan o zaman olayı uçurumun kenarından çevirmişti.

Bu Monica Levinsky galiba sadece Clinton'a değil, hepimize pahalıya patlayacak.













Yazarın Tüm Yazıları