Modada “erkek gibi erkek”lerin devri

Geçtiğimiz hafta Floransa’da erkek modasının bir numaralı fuarı Pitti Uomo vardı.

Haberin Devamı

Burada biraz dolanın, önümüzdeki sezon erkeklerin nasıl giyineceği hakkında fakir sahibi olabilirsiniz. Pitti Uomo kapsamında küçük çaplı bir Dockers defilesi izledim. Genel izlenimim şu:

1- Erkek modasında rahat giyime doğru ciddi bir kayma var.

2- “Mad Man” dizisinin modaya etkisi öyle böyle değil.

Bazı markalar trendlerle fazla ilgili değildir. Trendler gelir, gider, onlar ufak tefek değişiklikler dışında değişmez. Arada bir şanslarına onların çizgisi moda olur ve rağbet görürler. şimdilerde oluşan koşullar ve trendler Dockers gibi markaların altın çağına girdiğinin sinyallerini veriyor.

Bir kere, 2000’lerin kapanışıyla birlikte moda erkeklere erkek olduklarını hatırlatıyor. ışte “Mad Man” ve 50’ler burada devreye giriyor. “Erkek gibi erkek” modellerin khaki pantolonları ve kareli gömlekleriyle podyumda bir ileri bir geri yürüdüğü Dockers defilesinde arka fonda oynayan görüntülerde “Erkeksiliğe Dönüş” sloganının verilmesi ve işçi sınıfının, tuğla kıran, bina diken erkeklerin görünmesi bundandı.

“Erkeksiliğe dönüş” akımında bir numarada olmasını bekleyeceğimiz jean yerini khaki pantolona bırakıyor. Çünkü son yıllarda jean’den sıkıldık ki ne... Dolabınızda bir jean’e daha yer olduğunu sanmıyorum. ışte khaki burada devreye giriyor.

Çoktandır adını pantolona veren khaki aslında bir renk. Bu rengi 100 yıldan uzun bir sure önce ıngiliz ordusunun Pencap’a gönderdiği Teğmen Henry Lumsden, kırmızı keçe üniformasını çay yaprağı özütüne daldırılmış bir çift pamuklu pijamayla değiştirerek uluslararası boyuta taşıdı.

Khaki 19’uncu yüzyılda F. Scott Fitzgerald, Charles Lindbergh ve Ernest Hemingway dahil olmak üzere kaşiflerin ve serüvencilerin giysisi haline geldi. 1906’da Levis khaki pantolonlar üretmeye başladı ve maceracılığı simgeleyen bir moda yarattı.

II. Dünya Savaşı’nda ABD hükümetinin dayanıklı üniformalar için kaliteli kumaş arayışı khaki’yle sonuçlandı. Khaki filmlerde, kitaplarda, gazetelerde Amerikan kahramanlarının giysisi oldu. Evine dönen piyadeler, gaziler ve sevgilileri khaki giydi. Greta Garbo, Humphrey Bogart, Lauren Bacall ve Katherine Hepburn gibi yıldızlar da... Khaki, şık sözcüğüyle birlikte anılmaya başladı.

Ardından üniversiteliler geldi. Elvis, Chuck Berry, Tab Hunter ve Steve McQueen gibi gençlik figürleri khaki’yi bir sonraki on yıla taşıdı. 1970’lerde gözden düşse de 80’lerde “serbest kıyafetli cumalar” için popüler bir tercih oldu. Khaki’yi imzası haline getiren Dockers hareketli yaşam tarzına uygun giysi çeşitlerini piyasaya sürdü. 1990’larda Donna Karan ve Yamamoto gibileri sayesinde khaki sınıf atladı.

2000’lerde Justin Timberlake, Avril Lavigne, Matt Damon ve Ben Affleck gibileri jean yerine Dockers khaki giyer oldu.

Şimdilerde bayrağı “Prison Break”in yakışıklısı Wentworth Miller ve George Clooney devraldı. 

Dockers 2010-11 kış koleksiyonu için arşivlerini taramış, vintage havalı bir koleksiyona imza atmış. Benim favorilerim renkli khaki’ler. Bunları görmek için biraz dişinizi sıkacaksınız. Dedim ya, seneye...

Haberin Devamı

Alaaddin’e tepkiler

Haberin Devamı

Meğer ne kadar çok insan Alaaddin’in dükkanından şikayetçiymiş. Yani sahiplerinden... Bugüne kadar en çok e-mail aldığım yazı “ıstanbul’un en kaba esnafı”, yani halk arasındaki adıyla “Alaaddin” ve ailesi oldu. Buyrun birkaçı...

“En son oğlumu azarladılar. Ödevi için lazım olan bir şey için giriyor dükkana, ‘Var mı?’ diye soruyor, adam ‘Var ama uğraşamam şimdi’ diyor. Oğlum ‘ıstediğim şeyi az buldu, o zaman niye satıyor?’ diye anlatıyor. Ben dalıyorum dükkana ‘Sen ne terbiyesiz adamsın’ diye. Etraftaki insanlar ‘Boş verin beyefendi, onlar hep böyle’ diyorlar. ıyi de madem biliyorsunuz, niye hâlâ onlara para kazandırıyorsunuz?” (Burç Taneren)

“Bir gün içeri girip sigara istedim. Sigara tezgahın üzerinde dururken bir şey daha istedim. Kasadaki adam sigaranın parasını ödememi, daha sonra istediğim şeyi vereceğini söyledi. Ne demek istediğini sorduğumda öyle sert bir karşılık verdi ki kavgaya tutuştuk.” (Onur Tasan)

“Geçenlerde Japon yapıştırıcısına ihtiyacım oldu. Bu saatte neresi açık diye düşünürken aklımıza Alaaddin geldi. Babam ‘Susuzluktan ölsem oradan su almam’ dedi. Üçgen var o sokakta, her şeyi epey pahalıya satmalarına rağmen öğrenciler oradan alıyor çünkü sahibi hal hatır soruyor, herkesle ilgileniyor.” (Lara Cuhaci)

“Hiç istemesem de oradan ya bir paket sigara ya da bir gazete almışlığım vardır ki sadece tek ürün aldığınızda katlanmak zorunda kaldığınız beş karış surat cabasıdır.” (G.T.)

“Adam bunca yıldır bu stilde bakkallık yapıyor. Biri bu bakkalı tez konusu yapsa hepimiz için faydalı sonuçlar çıkarabilir. ılkesel olarak bildiklerimizin tersine bir gerçek ile karşı karşıyayız sanki.” (Nevzat Basım)

Yazarın Tüm Yazıları