MİNİ MİNİ VALİMİZİN MÜTHİŞ HİKAYESİ

Cumhuriyet Halk Partisi ile Demokrat Parti arasında kıran kırana geçen 1950 seçimlerinin hemen öncesi... İsmet Paşa, Taksim Meydanı’nda son mitingini yapıyor... Öylesine büyük bir kalabalık var ki; Taksim, Taksim olalı belki de bu kadar insanı bir arada görmemiş... İsmet Paşa mikrofona çıkmadan önce badem bıyıklı, ufacık tefecik bir adam yanına yaklaşıyor ve gururla kalabalığı göstererek “İşte Paşam, İstanbul” diyor...

Haberin Devamı

Türk siyasi tarihine geçen bu cümlenin sahibi, İstanbul Valisi ve CHP’li Belediye Başkanı Fahrettin Kerim Gökay... Ama cümlenin tarihe geçmesinin sebebi Gökay’ın ‘tutarlı’ öngörüsünden değil, düştüğü müthiş yanılgıdan kaynaklanıyor.

Çünkü o seçimin sonucunda İstanbul’da Demokrat Parti 238 bin 763 oy alırken, CHP 110 bin 229’da kalıyor. Kısaca İsmet Paşa, Menderes’in topladığı oy sayısının yarısına bile yetişemiyor.

***

1987 yılının 27 Temmuz günü kaybettiğimiz Fahrettin Kerim Gökay, siyasi tarihimizin en ilginç kişiliklerinden biriydi. Son derece ufak tefek bir yapıda olan Fahrettin Bey, İstanbul sarhoşlarının kabusu haline gelmişti. Geceleri hiç üşenmez; ekibi ile birlikte Beyoğlu’nu gezerek yakaladığı sarhoşları toplar, onları Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne yatırırdı.

Haberin Devamı

Tabii bu durum karşısında akşamcıların intikamı da gecikmedi. Rakıcılar, zamanın 35’lik rakı şişesine, Gökay gibi ufak tefek olduğu için ‘Fahrettin Kerim’ adını takıverdiler. Bu lakap kısa sürede o kadar çok tuttu ki meyhaneye gidenler “Aç bir Fahrettin Kerim”; büfelerderden rakı almak istiyenler; “Versene şuradan bir Fahrettin Kerim” demeye başladılar.

Sizin anlayacağınızın bir dönem 35’lik rakı şişesinin adı Fahrettin Kerim olarak kaldı. Ne demişler; alma akşamcının ahını çıkar aheste aheste...

Bütün bunlara rağmen ‘mini mini valimiz, ne olacak halimiz’ sloganı ile halk arasında çok sevilirdi Gökay.

***

Mason olduğu söylenen Fahrettin Kerim Gökay’ın bir de çok az bilinen bir yanı vardı. Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağayangil ve birkaç güçlü poltikacı ile birlikte Manevi Cihazlanma Derneği adı altında bir örgüt kurup Türkiye’nin kaderinde rol oynamak istemişlerdi.

Haberin Devamı

O yılların düşman kardeşleri Almanya ve Fransa, Avrupa Birliği’nin temelini atmak için el altından çalışıyorlardı. Hatta Fransa’nın gelecekteki Başbakanı olarak genç François Mitterand’ı belirlemişler, Almanya’da da Konrad Adenauer’ı başkan seçtirmek için hazırlıklara başlamışlardı.

İşte bu derneğin Türkiye ayağının kurucusu da Fahrettin Kerim Gökay’dı. Derneğin en gizli ve özel toplantıları onun Göztepe’deki köşkünde yapılırdı.

Rahmetli Aytunç Altındal’ın yazdığına göre Gökay ve arkadaşları 27 Mayıs Askeri Darbesi’nden önce Adnan Menderes hükümetine çok ilginç bir proje götürmüşlerdi. Bu projeye göre İstanbul ‘Dünya Dinler Başkenti’ yapılacak, Fener Rum Patrikanesi de Vatikan gibi ayrı bir devlet statüsü kazanacaktı. Ayrıca Kariye Camii de bir nevi de Hilafet Merkezi’ne çevrilecek, Ayasofya ise Ortodos ibadetine açılacaktı.

Haberin Devamı

Menderes’in idamı ile birlikte bütün bunlar düşlerde; mini mini valimiz de akılarda bir 35’lik rakı şişesi olarak kaldı... Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.

Yazarın Tüm Yazıları