Metin Sertoğlu: Yasaktır!

Güncelleme Tarihi:

Metin Sertoğlu: Yasaktır
Oluşturulma Tarihi: Nisan 23, 1999 00:00

Metin SERTOĞLU
Haberin Devamı

Günlük yaşantımızda duymaya ve okumaya alışkın olduğumuz ‘‘yasak’’ sözcüğü ile yatıp, onunla kalkar, horlamanın da yasak olduğunu biliriz. Sağlığımız için söylenen tıbbi sesli, yasaklar, evrak ve tabelalar üzerine yazılıp okutulan görsel yasaklar. Bana kalırsa her insanın mutlaka yasaklanmış bir yanı vardır. İyi hoş da bu yasaklarla nereye varırız? Caydırıcılık tartışılır, peki olmayan uygulamasına ne buyurulur? Çünkü yasakları delmek, toplumumuzda alışkanlık haline gelmiştir. Bir de laf olsun diye konulan, nedeni bilinmeyen yasaklar vardır ki, insanı güldürüp çileden çıkarmaktan başka bir işe yaramaz. Bol yasaklı Orman Teşkilatında da durum pek farklı değildir. Ateş yakmak, balık tutmak, ağaç kesmek, piknik ve avcılık yapmak gibi yasaklarla hep yüz yüze geliriz. Peki bütün bu yazılı ikazlara uyar mıyız? Ormanlar, balıklar, yaban hayvanları ile dinlenme alanları tüketilmiş olan doğa için konan uygulamasız ve kontrolsüz göstermelik yasaklara elbette ki uyanına pek rastlamayız!

DELİK DEŞİK TABELALAR

Kara Avcılığı Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarih olan 1937 senesinde günümüze dek, dağ koyunu, geyik, karaca avcılığı yasaktır. Tel örgü içerisinde korunmalarına rağmen 1000 adet dağ koyunu ile bütün ülke ormanlarında 500 civarında geyik ve 5000 karacamız olduğu yetkili kişiler tarafından ifade ediliyor. Şayet yasaklara uyulup bu hayvanlar insanlar tarafından öldürülmemiş olsaydı günümüzde caddelerde dolaşıp trafiği karıştırır bolluğa erişirlerdi. Demek ki kanunun koyduğu yasaklara itibar edilmemiş, av hayvanları telef edilmiştir! Merkez Av Komisyonu tarafından her sene bazı hayvan türlerinin avlanması ile bazı bölgelerde avlanma yasağı konuyor da ne oluyor? İmam bildiğini okuyor. Dağ taş avcı dolu. Kim ne denk getirirse vuruyor! Çok değil üç sene daha bu sorumsuzluk ve katliam devam edecek olursa, hayvanlar tükenecek, avcılık da bitecek. Sadece bol saçma işaretli delik deşik edilmiş yasak tabelaları yerinde dikili kalacaktır. Kimin nu umurunda!

POLİS DOSTUMUZ

Geçtiğimiz haftalarda yazmış olduğum bir yazıya polis dostlarım alınmışlar, ‘‘Yaralı ceylan polis karakoluna da sığınmış olsaydı, Jandarmada gördüğü şevkati görürdü’’ diyorlar. Bundan hiç kuşkum olmadığı gibi, espri değerlerimin üniformalanmasına da gerek yoktur! Emniyet teşkilatının avcılara verebileceği hizmetin yararı ve gereği elbette ki tartışılmaz. Bu çerçevede, ruhsatsız tüfek satışlarını önleseler, Bölge Trafik ekipleri denetimlerde rastgeldiği avcı araçlarındaki kişilere av tezkerelerini sorsalar, Polis Koleji ve Akademi öğrencileri, av ve yaban hayatı, av denetimleri konusunda bilgilendirilseler, yasal yetkilerini cilalamış olurlar. Böyle bir hizmet verildiğinde, açılan çeneler kapanacak, tezkereler karşılığında alınan bazı bağışlar da amacına daha uygun düşmüş olacaktır. Ormancılara olan güvenimize zaten, tümüyle yitirdik. Hayvancıkların korunmasında tek güvencemiz Koçum Jandarmam kaldı! Polisin, bazen trafiğin akışını birkaç dakika yavaşlatmak pahasına yapacağı görevler ise, eli tüfeklilere korku, hayvancılıklara da ‘‘yaşama ümidi’’ verecektir. Bu da mı ‘‘yasaktır’’.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!