‘Mersin mucizesi gerçekleşiyor’

MERSİN, 16 Kasım 2011 günü, “Mersin Kenti Edebiyat Ödülü”nün beşincisini, Ticaret ve Sanayi Odası büyük salonunda yapılan görkemli törenle Leyla Erbil’e sundu.

Daha önceki ödüllere Nezihe Meriç (2007), Tahsin Yücel (2008), Osman Şahin (2009) ve Latife Tekin (2010) değer görülmüştü.
Geçen beş yıl içinde Mersin Kenti Edebiyat Ödülü, değerlendirme ciddiyeti, ödülün yayınlanan gerekçesi, töreninin biçim ve içeriği, kent halkının ve yönetimlerinin (Valilik ve Büyükşehir Belediyesi) yakın ilgi ve işbirliği, ödül sahibine sunulan maddi ödülü (10 bin TL) ile ülkemizin en saygın, en önemli edebiyat ödülü haline geldi. 2012 yılından itibaren maddi ödülün ciddi oranda yükseltileceğini de öğrendim.

KENDİ DİNAMİKLERİYLE

Mersin’le ilgili gerçekleşen mucizelerden biri Mersin Kenti Edebiyat Ödülü idi. Öteki mucizeleri, Hürriyet gazetesi ile birlikte dağıtılan “MTSO (Mersin Ticaret ve Sanayi Odası) Haber” gazetesinden aktaracağım: - Akdeniz Oyunları için yapılması planlanan projeler Mersin’i tesis zengini yapacak; - Çin’den Tarım Fuarı’na milli katılım kararı; - Hamburg’da Mersin lojistiği tanıtıldı; - Mersin tesadüflerin kenti değildir; - Mersin limanı dünya sıralamasında ilk 100’de; - Mersin’e Çin ilgisi; -BAE, Mersin firmalarını bekliyor; - Mersin iş dünyası girdiği pazarlarda taşeron değil işin sahibi olacak; - Mersin Türkiye’nin istihdam şampiyonu.
Mersin, Ağustos 2010-Ağustos 2011 arasında yüzde 16’lık artışla Türkiye’nin istihdam şampiyonu oldu. Mersin geçmişte, Körfez Savaşı öncesinde her yıl Türkiye kalkınma ortalamasının iki misli kalkınmıştı. Günümüzde de teşvik almadan, kamu yatırımları olmadan, kendi dinamikleriyle hareket eden Mersin, tarım-gıda, lojistik ve turizm sektörlerinde, sanayi üretiminde kendi yağıyla kavrulmuş ama sanayide marka olma alanında birçok kenti geride bırakmıştır.

DİNLERKEN GÖĞSÜM KABARDI

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut’un Mersin Kenti Edebiyat Ödülü töreninde yaptığı konuşmayı dinlerken ve “MTSO Haber”de okurken göğsüm kabardı. Birkaç alıntı yapacağım: “Mersin’i bir bilim ve bilgi kenti yapabilmek için üniversite sayımızı arttırıyoruz. Mersin’i yüksek teknolojinin merkezi yapabilmek için var olan Teknoparkımıza ek olarak yeni sektörel teknoparklar planlıyoruz. Nitelikli insan gücümüzü yetiştirmek için tüm sektörlerimizde lise-yüksekokul-fakülte zincirlerini oluşturduk.”
“Daha önemlisi, Mersin sanayi yapılanmasını, OSB’sini diğer OSB’ler gibi tarım arazilerine değil, tarım dışı arazilere yapmıştır. Yani, yeşil sanayiye öncü olmuştur.”
“Parasal sermaye, klasik ekonomiyi oluşturur. Bir kentin parasal sermayesi endüstriyel üretimi büyük olabilir. Ancak bunlar o kenti bir marka ve dünya kenti yapmaya yetmez. Parasal sermayeyi kültür sermayesi ile birleştirirseniz işte o zaman ‘Yaratıcı Ekonomi’yi oluşturmuş olursunuz.”

İKTİDARLA İLİŞKİSİ YOKTUR

Mersin’in hedefi bir “marka şehir”, bir “dünya kenti” olmak! MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut bu nasıl olacak, onu açıklıyor: “Yaratıcı ekonomi sadece parasal sermaye ile sadece endüstriyel üretim ve ihracat rakamları ile bir yere varılamayacağı gerçeğidir. Kültür sermayesi dediğimiz her çeşit sanat, medya, tasarım, mimari, müzeler gibi sosyal değerlerimizi, yani sosyal sermayeyi ekonomimize entegre etmek ve olaya bütüncül bakmaktır.”
“Mersin için bir dönüm noktası gördüğümüz 2013 Akdeniz Oyunları sürecinde bu yeni yaratıcı ekonomi ve kültür sermayesinin entegrasyonunu sağlayabilirsek, kenti her aşamada buna göre geliştirebilirsek, işte o zaman Mersin yaratıcı kent olur. İşte o zaman dünya kenti olur. 2013 Akdeniz Oyunlarıyla eşzamanlı bir Mersin Kültür Olimpiyatı düzenlenmeli...”

O dönemde Umberto Eco’yu dinlemek kim istemez! Mersin Opera ve Balesi, bir Portekiz operası, bir İspanyol balesi, elbette, sahneleyebilir. Bir Akdeniz Şiir Antolojisi muhteşem olur! Mersin mucizesinin iktidarlarla hiçbir ilişkisi yoktur! Engel olmasınlar yeter!
Yazarın Tüm Yazıları