Megahit’e destek gerek

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Megahit Uluslararası Akdeniz Şarkı Yarışması’nı izlemek üzere geçtiğimiz haftasonu Fethiye’deydim.

Gidenler bilirler, Fethiye cennetten bir köşe. Ama gelin görün ki bir türlü tanıtmayı beceremediğimiz onlarca cennet köşesinden bir tanesi sadece Türkiye’de. Madem layıkıyla tanıtacak bütçeler ayıramıyoruz, o zaman bu tanıtımı yapmak için girişimde bulunanlara destek olalım değil mi? Ama yok, tanıtım fonlarından ancak küçücük bütçeler çıkıyor. O fonlardaki büyük bütçeleri nereye saklıyorlar onu da çok merak ediyorum. Lykia World, Ece Saray gibi konaklama sponsorlarının verdiği ekstra destek olmasaydı belki de iş, içinden çıkılmaz bir hal alacaktı. Doğrusu üzülmemek elde değil.

Geçtiğimiz yılki yarışmayı da izleme fırsatım olmuştu. TRT’nin banttan yayınladığı yarışmada olan kimi aksaklıkların, bu yıl Show TV’nin canlı yayınlamasıyla giderildiğini gördüm.

Yarışmacı ülkeler bu yıl işi biraz daha ciddiye almış, daha iyi hazırlanmışlardı.

Geçen yıl kabare tiyatrosu izlemeye gelmiş gibi davranan Fethiye halkı da, bu yıl neyin ne olduğunu idrak etmeye başlamıştı.

Yarışmanın onca ülke tarafından ciddiye alınması ve televizyon kanallarından yayınlanması da az şey değil. Bu tanıtımı para harcayarak yapamazsınız.

Neyse, vermemiz gereken mesajı verdik, şimdi biraz yarışmaya dönelim.

MEGAHIT RAHATLIKLA BİR MARKA OLABİLİR

Geçen yılki yarışmanın sunuculuğunu Victor Lazlo ile birlikte üstlenen organizatör Serhat Hacıpaşalıoğlu; bu yıl Azra Akın ile paylaştı sahneyi.

Azra Akın’ın sahne duruşu ve içten gülümseyişi hepimizde, üzerine giderse (Türkçe problemini de hallederse elbet) işi kıvıracağı intibaını yarattı.

Gecenin konuk sanatçısı Deniz Seki; Megahit Onur Ödülü sahibi Lübnanlı müzisyen Elias Rahbani’nin ‘Böyle Gelmiş’ adlı şarkısını seslendirdi. Rahbani; Ajda Pekkan’ın ‘Sana Neler Edeceğim’, ‘Yere Bakan Yürek Yakan’ gibi şarkılarının da bestecisi.

Yarışmanın bir diğer onur ödülüyse, aynı zamanda Türkiye Jürisi görevini üstlenen besteci ve yorumcu Olcayto Ahmet Tuğsuz’un oldu.

Bu yılki jüri, geçen yılkine kıyasla daha ‘müzisyen’ bir jüriydi. Bana göre yaldızlı sahne şovlarına ve fiziksel özelliklere pek de kanmadan sağduyulu oylar verdiler.

Geçen yıl sebebini anlayamadığım şekilde Türkiye’yi birinci yapan jüri, bu yıl Popstar Yarışması’ndan tanıdığınız Burçin ve Tamer’in düetini 47 puanla dokuzunculuğa yerleştirdi. ‘Suskun Aşkım’ adlı şarkı kötü bir şarkı değildi ama yorumda özellikle Tamer yetersiz kaldı. Burçin’den ise ümitliyim. Sahnede, sahne dışında; oturmayı, kalkmayı gayet iyi biliyor. Oyunu da gayet güzel kuralına göre oynuyor. Ses, fizik de yerli yerinde.

Bu yılki jürinin yumuşak karnı ise birincilik verdikleri İtalya oldu. İtalyan Linda’nın güçlü bir sesi vardı ama şarkısı kötüydü. Bence jüri Megahit’in ses değil, şarkı yarışması olduğunu unuttu.

İkinci Malta’nın (son Eurovision finaline de aynı ekip katılmıştı) dereceye gireceğini tahmin ediyordum. Kişisel favorim olan Fransa’nın üst sıralarda yer alması ise beni şaşırttı. O sound’da şarkılar için bu tip yarışmalar hüsran olur genellikle, bu kez öyle olmadı. Bir de son sıralarda yer alan Arnavutluk’un hakkının yendiğine inanıyorum.

Evet Üçüncü Megahit de sona erdi. Dördüncüsü olur mu, olursa Fethiye’de mi olur bilmiyorum.

Tek bildiğim; maddi, manevi birazcık destekle Megahit’in Akdeniz ülkeleri arasında bir marka haline dönüşmesinin an meselesi olduğu.
Yazarın Tüm Yazıları