Mahsun yolun açık olsun

"Beyaz Melek" ağzıyla kuş tutsa sinema eleştirmenlerine ve yerli festivallere yaranamıyor.

Filmi Mahsun Kırmızıgül yazdı ve çekti ya, 5 milyon gişe de yapsa öyle bir film yok gibi davranıyoruz. Nuri Bilge Ceylan ve Zeki Demirkubuz gibi iki önemli sinemacımız "Beyaz Melek"i beğenmiş ve Mahsun’u tebrik etmiş.

Yine de kimsenin umurunda değil. Mahsun Kırmızıgül müzisyen ya, bu işe sonradan girdi ya. E bir de başarılı oldu tabii.

Ne filmiyle ne oyuncularıyla ne görüntüleriyle ne de filmin müzikleriyle kimseye yaranamıyor.

Filmin SİYAD’da En İyi Müzik dalında bile aday olmamasına, İstanbul Film Festivali’ne kabul edilmemesine ne demeli bilemiyorum.

Bir şey dememek lazım belki de. "Beyaz Melek" cevabını kendi veriyor çünkü.

Mahsun’un filmi buradaki reddedilişine nispet yaparcasına ve filmi izleyen milyonlarca izleyiciyi haklı çıkarırcasına Amerika’da bir festivalde yarışmaya hak kazandı.

Bizdeki otoriteler oturup bir düşünsünler bakalım bu filmi yabancılar beğendi de biz niye beğenmedik acaba diye.

Önyargı desek!

Neyse, ben buradan Mahsun’u tebrik ediyor ve yolu açık olsun diyorum.

Popo gitti oyuncular geldi

"Plajda" filminin ilk afişini görmüşseniz mutlaka hatırlarsınız.

O afişte tam ortada, filmin oyuncularını hiçe sayarcasına önde duran bir kadın poposu vardı. Başrollerdeki Sarp Apak ve Gürgen Öz arkada figüran gibi duruyorlardı.

Poponun amacı belli.

Güya bu popoyla filme fazladan izleyici sağlayacaklar!

Peki bu mümkün mü?

Uzağa gitmeye gerek yok.

Ben o afişi gördükten sonra erkek arkadaşımı alıp o filme gitmek istemem. Benden habersiz gitse fena bozulurum. Ve eminim et ve cinsellik pazarlamaktan başka bir numarası olmayan filmlerden gıcık alan bir sürü insan da aynı benim gibi davranmıştır.

Ne oldu şimdi? Cazip olduğunu düşündükleri o popo yüzünden bir sürü izleyici kaybettiler.

Daha da kötüsü ne biliyor musunuz?

"Plajda"nın o bahsettiğim filmlerle pek bir alakası yok.

Sarp Apak ve Gürgen Öz filmde kadın kılığına girerek sinema filminde rol kapmaya ve aynı zamanda mafyadan kurtulmaya çalışan iki oyuncuyu canlandırıyorlar.

Ve "Plajda" durum komedisi üzerine kurulu, belli hikayesi olan bir film olarak ilerliyor. Bir kaç sahne dışında et pazarlamaya da kalkışmıyor.

Şimdi filmin oyuncularının ön planda olduğu yeni bir afişi var.

Bence afişin değişmesiyle bir yanlıştan dönülmüş oldu.

O popo o filme yakışmıyordu çünkü.

Ünlü modacıdan ilişki formülü

Geçen hafta Vakko süper bir organizasyonla bizleri "Lagerfeld Sırları" adlı belgeselle buluşturdu. Filmin Fransız yönetmeni Rodolphe Marconi’nin de katıldığı kokteyl ve film gösteriminde ünlü Alman modacı ve fotoğrafçı Karl Lagerfeld’in sırlarını, hayat görüşünü öğrenmiş olduk.

Chanel gibi önemli markaların arkasındaki isim olan Lagerfeld aynı zamanda müthiş bir entelektüelmiş. Her şey bir yana evindeki kütüphaneye hayran kaldım.

Doğan Hızlan’ınkiyle yarışır dersem Doğan Bey’in kitaplarının sayısını bilenler ne demek istediğimi çok iyi anlayacaklardır.

Lagerfeld’in örnek alınması gerektiğini düşündüğüm ilişki formülünü de sizinle paylaşmam gerek. İster arkadaşınız isterse sevgilinizle olsun, her türlü ilişkide taraflar rahata kavuşmamalı diyor ünlü modacı. Tansiyon yerinde olmalı. Karşınızdaki kişi yanlış yaptığında bunun bedelini ödeyeceğini bilmeli. İşte ilişkiler ancak o zaman heyecanlı, vazgeçilmez ve de değerli oluyor...
Yazarın Tüm Yazıları