Mevsimsel Beslenmenin Önemi!

İnsan, yaşam sürdüğü koşullara uyum sağlayabilen bir canlıdır. Doğa da bu konuda insanlığa yardımcı olmuş ve değişimler sonrasında yaşamı sürdürebilecek imkanlar sağlamıştır. Bunların başında mevsim meyve ve sebzeleri gelir. Örneğin kışın, soğuğa karşı dayanıklı olmak ve ısınabilmek için vücudumuz daha çok enerji harcar.

Metabolizmanın gerek duyduğu maddeler nişasta ağırlıklıdır. Dolayısıyla kışın kök sebzeler yetişir. Lahana, ıspanak, karnabahar gibi sebzeler bu mevsimde tüketilmeli ve vücudun hastalıklara karşı direnci artırılmalıdır. Yazın ise artan sıvı kaybını telafi edebilmek için bol sulu besinler ortaya çıkar. Karpuz, kavun, çilek, marul gibi meyve ve sebzeler gibi.

Mevsiminde çıkan sebze ve meyveleri tüketmek, bu besin maddelerinin yetişmesini besleyen koşulların var olması nedeniyle daha sağlıklıdır. Mevsim dışında tüketilen besinler, turfanda, serada ya da başka bir yapay ortamda yetiştirildiği için tohumlarında değişiklikler meydana gelmektedir. Kış yağmuru ile yetişen bir portakal ile serada yetişen bir portakalın besin değeri ve kalitesi aynı olamaz. Ayrıca mevsim dışı üretilen meyve ve sebzelerin daha uzun ömürlü olması ve hızlı yetişebilmesi için tarımsal ilaçlar kullanılmaktadır.

Kış aylarında mevsime uygun beslenmek, bu dönemde artan bakterilere karşı savaşacak vitamin ve mineralleri direkt olarak almamızı sağlar. Böylece grip, nezle, soğuk algınlığı gibi kış hastalıklarına karşı hem doğal hem etkili savaş mümkün olur. Kış aylarında, brokoli, lahana, kereviz, ıspanak, pırasa, havuç, turp gibi sebzeleri, armut, nar, portakal, mandalina ve greyfurt gibi meyveleri tüketmek, bu dönemde yavaşlayan metabolizmayı hızlandıracaktır.

İlkbahar ve yaz mevsiminde ise domates, marul, roka, semizotu gibi sebzelerle, çilek, karpuz, erik, kavun, şeftali gibi lif ve sıvı kaynağı yüksek meyveleri tüketmek gerekiyor. Böylece kabızlık, bağırsak tembelliği gibi su kaybına bağlı ortaya çıkan rahatsızlıklardan da korunma sağlanıyor.