GeriGüzellik Reçeteleri Hyalüronik Asit Dolguların Avantajları Nelerdir?
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Hyalüronik Asit Dolguların Avantajları Nelerdir?

Hyalüronik Asit Dolguların Avantajları Nelerdir?

"Medikal Estetik Uzmanı Dr. Elif Gürbüz, hyalüronik asit dolguların kullanımı, faydaları ve kimler için uygun olduğunu sizler için anlattı."

Hyalüronik asit, vücut tarafından doğal olarak üretilen kendi ağırlığının 1000 katı kadar su tutabilen bir maddedir. Bu nedenle ana işlevi, dokularınızı canlı ve nemli tutmaktır. Bağ dokusunda, eklemlerde, gözlerinizde ve büyük oranda cildinizde bulunur.

Hyalüronik asitin çeşitli kullanım alanları vardır:

Cildi daha sıkı ve canlı hale getirir

Hyalüronik asit cildinizin daha nemli ve dolgun kalması için birçok anahtar role sahiptir. Vücudunuzdaki hyalüronik asitin kabaca yarısı cildinizde bulunur ve doğal bir nemlendirici görevi görür. Doğal yaşlanma süreci, stres ve güneşten gelen ultraviyole radyasyon, sigara kullanımı ve hava kirliliği gibi kötü şartlar nedeniyle zamanla hyalüronik asit seviyesi azalır.

Hyalüronik asit serumları cildin yüzeyine uygulandığında kırışıklıkları, kızarıklığı, sağlıksız cilt görünümünü ve dermatiti azaltır. Böylece nemlendirilmiş cilt daha pürüzsüz ve genç görünüme kavuşmuş olur. Ayrıca antioksidan özelliğe sahip olduğundan cildi serbest radikal hasarlarına karşı da korumaya alır.

Yara iyileşmesini hızlandırabilir

Hyalüronik asit yara iyileşmesinde ve onarımında da rol oynar. Ciltte doğal olarak bulunsa da onarım gerektiren hasar olduğunda konsantrasyonları artar. İnflamasyon seviyelerini düzenleyerek ve vücuda hasarlı bölgede daha fazla kan akımı oluşturması için sinyal göndererek yaraların daha hızlı iyileşmesine yardımcı olur. Cilt yaralarına uygulamanın, yaraların boyutunu küçülttüğü, ağrıyı daha hızlı azalttığı veya iyileşmeyi ise hızlandırdığı görülür.

Hyalüronik asit ayrıca antibakteriyel özelliklere sahiptir, bu nedenle doğrudan açık yaralara uygulandığında enfeksiyon riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Dahası, diş eti hastalığıyla mücadelede, diş ameliyatı sonrası iyileşmeyi hızlandırmada ve ağızda topikal olarak kullanıldığında ülserleri ortadan kaldırmada etkilidir.

Hyalüronik asit bunların dışında birçok tıbbi rahatsızlığın tedavisinde de uygulanır. Bunlar arasında zamanla eklemlerde aşınma ve yıpranmanın neden olduğu bir tür dejeneratif eklem hastalığı olan osteoartrit tedavisi, bazı kişilerde asit reflü semptomlarını azaltmak ve nemi tuttuğu için kuru göz tedavisinde de yaygın olarak kullanılmaktadır.

Hyalüronik asit dolgu kullanımı

Cildin sıkı ve genç görünmesine yardımcı olmak için uygulanan hyalüronik asit dolgu maddeleri medikal estetikte en sık başvurulan metotlardan biridir.

Yaşlanma hayatın normal bir parçasıdır. Yirmili yaşlarınızdan itibaren cildiniz elastikiyetini ve nemini kaybetmeye başlar. Yaşlandıkça yüzümüzdeki yağ, kas, kemik ve cilt incelmeye başlar. Bu hacim kaybı yüzün, ince çizgilerin, kırışıklıkların, kıvrımların ve dudakların ya çökük ya da daha sarkık görünmesine neden olur. Enjekte edilebilir hyalüronik asit ince çizgilerin ve kırışıklıkların doldurulmasında, dudak ve kontur hattının belirginleştirilmesinde, yüzü sarkık gösteren kıvrımlarının görünümünü azaltmada, göz, yanak, çene ve temporal bölgelere hacim ve dolgunluk kazandırılmasında, nazolabial bölge, kaş arası ve dudak üstündeki dikey çizgilerde ve ayrıca akne izlerinin tedavisinde de uygulanabilir.

Modern tıptaki gelişmeler sayesinde, önceden büyük cerrahi operasyon gerektiren müdahaleler artık neredeyse hiç kesi olmadan gerçek sonuçlar sağlayabilen, enjekte edilebilir seçeneklere yerini bırakmaya başlamıştır.

Hyalüronik asit nasıl uygulanır?

Yüze hyalüronik asit enjeksiyonu uygulamalarında bütünsel yüz yaklaşımı çok önemlidir. Şikayetin olduğu bölgeye sebep olan etkenler başka bir bölgede ise, tedaviye o bölgeden başlanılmalıdır. Yalnızca şikayetin olduğu bölgenin doldurulması o bölgedeki çukurun tam anlamıyla yok olmamasına sebep olur.

Bu doğal asit bir kez bile uygulandığında, suyu çeker ve normalde yaşlanma karşıtı bir prosedüre eşlik edecek herhangi bir endişe olmaksızın, aylarca yaşlanma görünümünü azaltan dolgunlaştırıcı bir etkiyle sonuçlanır.

Hyalüronik asit vücudunuzun doğal bir parçası olduğu için ciddi yan etkiler görülmesi son derece nadirdir.

Yine de enjeksiyon bölgelerinde geçici süre ortaya çıkabilecek morluk, kızarıklık ya da ödem gibi reaksiyonlar görülebilir. Hyalüronik asit enjeksiyonu günlük hayatınızı etkilemez, uygulamadan hemen sonra normal yaşantınıza devam edebilirsiniz. Çoğu durumda, hızlı ve kolay bir klinik ziyareti ile işlem uygulanabilir. İşlem süresi dolgu miktarına ve bölgesine göre değişiklik göstermekle birlikte ortalama 15-30 dakika aralığındadır.

Hyalüronik asit kimler için uygundur?

Dermal dolguların cerrahi olmadığı ve minimum risk içerdiği göz önüne alındığında, çoğu insan prosedür için iyi adaydır. Yirmili yaşlarınızda olsanız bile, önünüzdeki birkaç on yılda yaşlanmanın etkilerini azaltacak önleyici bir önlem olarak da dermal dolgu maddelerini düşünebilirsiniz.

Dermal dolgu maddesi uygulanmaması gereken kişiler ise şu şekilde sıralanabilir:

  • Aktif bir enfeksiyonu olanlar,
  • Kontrol edilmeyen diyabeti olanlar,
  • Kan pıhtılaşması bozukluğu olanlar,
  • Hyalüronik asitin herhangi bir bileşenine alerjisi olan hastalar.
  • Ayrıca, hamile veya emziren kadınlar ve mevcut kanser teşhisi olan hastalar dermal dolgu yaptırmamalıdır.

Dermal dolgu maddeleri kimyasal yapı, uzun ömür ve değişen derecelerde yumuşaklık bakımından farklılık gösterir. Örneğin; dudaklarda daha yumuşak dolgu maddeleri kullanılırken elmacık kemiklerini güçlendirmek için daha sert dolgular tercih edilmelidir. Doktorunuz, uygulanacak bölgeye göre en uygun dolgu tipini ve hacmini sizin için belirleyecektir.

False