Güncelleme Tarihi:
Her insan strese karşı farklı tepkiler verir. Kimileri stres durumlarında inkar mekanizmasını devreye sokarak bu “bana bişey olmaz” düşüncesi içine girebilir. Bu yaklaşım kişinin kendisiyle birlikte diğer insanları da etkiler. Öncelikle hepimiz diğer insanların sağlığından da sorumluyuz, bu tarzdaki düşünceler ve yaklaşımlar hem kendimizi hem de çevremizdekileri riske atacaktır, bu nedenle uyarılara ve önlemlere mutlaka uymalıyız.
İnsanlarda stres döneminde görülen başka bir tepki de normalde olması gereken kaygının, korku ve paniğe dönüşmesidir. Yaşanan alışveriş çılgınlığı da bu paniğin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Böyle kişiler düşünce ve davranışlarını kontrol edemez hale gelirler, bencillik, diğerlerinin ihtiyaçlarını önemsememe, dürtüsel ve saldırgan davranışlar sergilemeye başlayabilir.
Aşırı stoklama bu davranışlara bir örnektir. Marketlerde çılgınca alışveriş yapan insanların korkusu size de kolaylıkla geçebilir. Pandemi dönemlerinde sadece 2 haftalık stoklar yapmanız yeterlidir, bu hem hizmet sağlayıcıları hem de gerçekten ihtiyacı olanları zor duruma düşürmeyecek bir davranış olacaktır. Aynı zamanda böyle belirsizliğin ve kaygının yüksek olduğu dönemlerde yanlış karar verme olasılığı artar. Bu nedenle önemli kararlar almamak aslında en iyi seçenektir.
Günler geçtikçe, isolasyon süresi uzadıkça evde, işte ya da sokakta insanlığın birbirine tahammülsüzlüğün giderek artabiliyor. Bu son derece doğal olmakla birlikte kontrol edilmesi gereken bir davranış şeklidir. Özellikle market, sağlık kurumları, eczane gibi çalışanlarının yüksek risk altında bulunduğu ortamlarda, bu kişilerin bizden daha stresli olduğunu bilerek, kendimizi daha iyi kontrol etmeye çalışmalıyız. Toplum olarak daha fazla hoşgörülü, anlayışlı olmalı, örneğin yanlış davranışları olan kişileri gerilimi tırmandırmadan, uygun bir dilde uyarmaya gayret etmeliyiz.
Kaygının aşırı olması kişide uykusuzluk, yerinde duramama, çarpıntı, nefes darlığı, baş dönmesi, bulantı, konsantrasyon güçlüğü gibi belirtiler yaşanabiliyor. Böyle durumlarda bireysel psikiyatrik yardım alınma gerekebilir. Öncesinde OKB (Takıntı-Zorlantı Bozukluğu), Hipokondriazis (Hastalık hastalığı), yaygın anksiyete bozukluğu tanısı olan bireylerin böyle dönemlerde psikolojik durumlarının kötüleşme olasılığı yüksektir. Bu kişilerin de mutlaka doktorlarına başvurarak önlem alması gerekir.
Pandemi psikolojisini yönetmenin bir diğer önemli noktası “İnfodemi” olarak da adlandırılan “ bilgi (enformasyon) salgınını kontrol etmek. Yanlış bilgi alışverişi olarak değerlendirilen bu durum yeni çağın bir hastalığı.Çok fazla kirli bilgi, çok hızlı bir şekilde sosyal medyada yayılıyor.
Bunların yarısından fazlası insanları daha büyük kaygılara ve umutsuzluklara sürüklüyor. Bu durum ise salgının yönetilmesini zorlaştırıyor. Sadece hasta ve vefat eden kişilerin rakamlarını açıklamakla birlikte, iyileşen bireylerin sayılarını da vermek iyi bir yöntemdir. Sosyal medyada geçirilen vakti azaltıp, güvenilir kaynakları takip etmek pandemi psikolojisini yönetmekte önemli bir diğer adım olacaktır.
Sorumluluk sahibi, yardımsever, kendi kontrol edebilen insanlar olarak davranırsak, sağlık, asayiş, hizmet sektörleri gibi, hastalıkla başka kulvarlarda mücadele eden insanlara da en büyük desteği vermiş oluruz.
İnsanları en çok strese sokan durumların içinde “belirsizlik”, “bilinmezlik” durumları önemli yer tutuyor. İnsanlar hastalıktan korkmakla birlikte, ekonomik olarak ta bir bilinmezlik içinde olabilirler. Burada liderlerin ve yöneticilerin önemli rolleri ortaya çıkar. İnsanlar liderlerinden onlara umut ve kontrol hissi vermesini beklerler. Böyle sıkıntılı dönemlerde liderler ve yöneticilerin dürüst ve şeffaf olması toplumun onlara güvenini arttıracak, panik hissini azaltacaktır.
Kaynak Fotoğraflar: Ingimage, Pexels
Mucize Lezzetler'in bugünkü menüsünde Pastırmalı kuru fasülye var! (Sponsorlu İçerik)








