Fast Food'a Karşı: 'Slow Food' Akımı Nedir?
İtalya’da ‘fast food’a karşı bir hareket olarak doğan ‘slow food’ akımı Türkiye’de de takip ediliyor. 1986 yılında Amerikan ‘fast food’ kültürünün İtalyan mutfağına girmesine eleştirel bakan gazeteci, yazar Carlo Petrini tarafından başlatılan hareket bugün yerli üreticiyi koruma, daima taze ürün kullanma ve pişirme teknikleri gibi pek çok alanı kapsıyor.
Slow food akımını değerlendiren Prof. Dr. Kamil Bostan, “Bu harekete en çok sahip çıkması gereken ülkelerin başında Türkiye geliyor” dedi, önemli bilgiler verdi.
Her şey hamburger ile başladı
1982 yılında İtalya’nın başkenti Roma’ya açılan ABD’li bir hamburger markasını eleştiren İtalyan gazeteci Carlo Petrini, yerel tatların korunması, hızlı yemek yerine üretimi yavaş ama sağlıklı gerçekleşen yiyeceklerin tercih edilmesi için ‘slow food’ akımını başlattı.
Hızla diğer ülkelere yayılan ‘slow food’ akımı, şeflerin, yerel üreticilerin ve tüketicilerin katılımıyla farklı boyutlar kazanmaya başladı. Günümüzde yerel tatların korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması için yapılan çalışmalara ön ayak olan slow food akımı sağlıklı beslenmenin de temelini oluşturuyor.
Slow food akımı belirli zümre ile sınırlı kaldı
Slow food hareketi, ortaya çıkışından itibaren dünya genelinde oldukça ilgi gördü ve hızlı bir şekilde yaygınlaştı. Ancak bu ilgi toplumun belirli bir kesimi ile sınırlı kaldı. Günümüzde bu ilgi durağan bir döneme girdi. Bu hareketin felsefesi topluma yeteri kadar anlatılırsa, yeterli bilinç oluşturulursa Slow Food hareketi popülaritesini artıracaktır. Nitekim çoğu kişi bu hareketin "yemeği yavaş yemek, oturarak yemek" anlamına geldiğini sanmaktadır.
Toplumun önemli kesiminin bu hareketin amacından, felsefesinden haberi yoktur. Basında, özellikle TV kanallarında bu konuya yeterince yer verilirse daha etkili olacaktır. Diğer taraftan ekonominin ön planda olduğu günümüzde, tarım alanlarının yetersizliği de düşünülürse endüstriyel ürünler de her zaman dominant olmayı sürdürecektir. Bu da kaçınılmaz bir gerçektir.
İnsanlar yediklerine dikkat ediyor
Slow food hareketiyle toplumun belirli bir kesimi yediklerinde ve içtiklerinde daha seçici olmaya başladı. Semt pazarlarında yerel ürünler arayan kişilerin sayısı her geçen gün artıyor. Katkısız ve ilaç uygulaması yapılmamış ürün arayışı devam ediyor.
Ailelerin birçoğu çocuklarını doğal ürünlerle beslemeye gayret ediyor. Bu anlamda slow food hareketinin toplumun bir kesiminde farkındalık yarattığını söyleyebiliriz. Endüstriyel ürün üreten firmalar da bu toplumun bu duyarlılığın kayıtsız kalmamış, ürün etiketlerinde ‘katkısız, doğal’ gibi ifadeler kullanmaya başlamıştır.
Kaynak Fotoğraflar: iStock, Ingimage
Kaynak Fotoğraflar: iStock, Ingimage
9
Fairy’den 10. Yıl Çağrısı: Boşa Harcama
Fairy Türkiye’deki 10. yılında, Gıda Kurtarma Derneği iş birliğiyle çok anlamlı bir projeye, Boşa Harcama projesine imza atıyor. Gıda Kurtarma Derneği yıllardır sürdürdüğü gıda kurtarma projeleri ile hali hazırda 330 bin aileye gıda yardımı yapıyor, Fairy ve Boşa Harcama projesi sayesinde gıda yardımı yapacakları aile sayısı 660 bine çıkaracak! (Sponsorlu içerik)