LPG toplumsal bir sorun

Otoyaşam gazetesi uzun bir süredir LPG sorununu masaya yatırdı. LPG ile yaşanan problemlerin çözümüne yönelik, yetkilileri ve tüketicileri uyaran haberler yaptık.Tahmin ediyorum, bu haberler etkili oldu ve yetkililer harekete geçti. Umarım çok yakında sonuç alınır ve LPG’li araçlar sorun olmaktan çıkar. Daha fazla can ve mal kaybı olmaz.Bir okuyucumuz LPG sorununu dile getirmemizi eleştirmiş, LPG’ye karşı olduğumuz gibi bir izlenim çıkarmış. Açıkçası, öküzün altında buzağı aramış. Biz bu haberleri Doğan Grubu’nun çıkarları için yapıyormuşuz. LPG’yi kötüleyip, akaryakıt satışlarını artırmak istiyormuşuz. Buna söyleyecek tek bir şey var: El insaf...Tam tersine biz haberlerde LPG’nin maliyet, çevre kirliliği gibi nedenlerden dolayı avantajlı olduğunu, standartlara uygun dönüşüm yapıldığında ve denetlendiğinde en az benzinli bir araç kadar güvenli olduğunu yazdık. Ancak, LPG şu anda bir sorun, can ve mal kaybına neden oluyor. Bu sorun büyümeden önlemlerin alınması gerekiyor. Bu konuda çalışmalar başlatıldı. Ama, çözümü hızlandırmak ve biran önce sonuca ulaşmak lazım. LPG konusunda uyarılarımız devam edecek. Bunu kimsenin çıkarı için değil, toplum ve çevre sağlığı ile can, mal ve çevre güvenliği açısından yapacağız. Bu sorunun takipçisi olacağız. Bu konuda Hürriyet’le birlikte tüm medya üzerine düşen görevi yapmak zorunda.LPG konusunda yaptığımız araştırmalara destek olan TMMOB Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, LPG’de yaşanan sorunun kaynağını şöyle anlatıyor:1995 yılından bugüne dek ülkemizde LPG’li taşıtlarda Otogaz adıyla LPG yaygın olarak kullanılıyor.Mevcut araçların yüzde 15’i, öncelikle ekonomikliği ve çevre dostu niteliğiyle LPG kullanıyor. Ancak, yılbaşından bugüne denetimsiz bir ortamda tekniğine uygun yakıt sistemi dönüşümü yapılmayan LPG’li araçlardan kaynaklanan can alıcı kazalarda önemli artışlar görülüyor.Bu kazalar kamusal denetime olan toplumsal güveni yok eder boyutlara ulaşmakta ve toplumsal vicdanımızda onarılmaz yaralar açmakta. Bu kazaların temel nedeni, ülkemizdeki 1.5 milyon LPG’li aracın yüzde 33’ünün Montaj Tesbit Raporu’nun, yüzde 75’inin Gaz Sızdırmazlık Raporu’nun bulunmayışıdır. Gıyabında ceza olmazsa trafiğin hali ne olurGeçen haftanın gündeminde İstanbul 3’üncü Sulh Ceza Mahkemesi’nin habersiz kesilen trafik cezasını, tutanakta sürücünün imzası olmadığı için iptal etmesi vardı. Emsal teşkil eden bu karar, yılbaşından bu yana trafik cezası alan 2.5 milyon sürücüye, dava açtıklarında paralarını geri alma şansı verdi.Davalının avukatı cezanın yazılış biçiminin, yani sürücüden habersiz, onun imzası alınmadan ceza kesilmesinin yasaya aykırı olduğu öne sürmüş. Mahkeme de, bu talebi haklı bularak trafik cezasının iptaline karar vermiş. Gerekçeye göre trafik polisi bu şekilde ceza uygulayamaz, gıyabında ceza olamazmış.Buna göre, trafik polisleri ya da fahri trafik müfettişleri, yolda zig zag çizen, hız sınırını aşan, trafik kurallarını hiçe sayarak trafikteki diğer araçları tehlikeye sokan sürücülere ceza kesemeyecekler. Bu sadece, kendini bilmez sürücüleri cesaretlendirir. Kendilerinin birileri tarafından gözetlendiğini bilen ve herhangi bir yanlış yaptığında ceza yazılacağını bilen sürücüler, en azından bu korku yüzünden kurallara uyuyorlar. Tabii bu cezaların haklı gerekçeleri olmalı, yanlış anlaşılmalara meydan vermemeli. Bu yüzden trafik polislerine ve fahri trafik müfettişlerine çok iş düşüyor.Bu arada Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ramazan Er, 3’üncü Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararına itiraz edeceklerini açıkladı. Er, fahri trafik müfettişlerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun suç saydığı fiiller kapsamında trafik suçlarını belirlediğini açıkladı. Er, fahri trafik müfettişlerine ‘ışık, ses veya görevlilerin ikazına rağmen tartı sistemine girmeden seyrine devam eden ve sürücüsü tespit edilemeyen araçlara, tescil plakalarına göre ceza ve suç tutanağı düzenleme’ yetkisi verildiğini kaydetti. Anlaşılan bu tartışma bir süre daha yaşanacak. Fakat gıyabında ceza sadece Türkiye’de uygulanmıyor. Bildiğim kadarıyla Amerika’da kurallara uymayan sürücülere trafik polisleri ceza yazabiliyor. Bu cezalar adrese postalanıyor ve belirli bir süre içinde ödenmesi gerekiyor. Ancak, sürücü herhangi bir şikayeti varsa itiraz edebiliyor. İtiraz incelendikten sonra sürücü haklı çıkarsa, ceza iptal edilebiliyor.Zaten, trafik cezaları yeterli uygulanamadığı için trafikte sorun yaşanıyor. Bir de bu tarz bir uygulama olursa, trafiği kimse kurtaramaz.
Yazarın Tüm Yazıları