Lorant'ın kapasitesi sınırlı

Alman çalıştırıcı kimin iyi, kimin kötü oynadığının farkında değil. Kim nerede oynarsa faydalı olacak, bunu da göremiyor. Yanlış yaptığını anlayacak ve doğrusunu bulacak. Ona yol gösterecek olan da Türk spor basınıdır.

F.Bahçe'deki iniş ve çıkışlar neden kaynaklanıyor?

Sebebi antrenör, yani Lorant. F.Bahçe'nin iskeletini oturtamadı. Her maç değişik bir kadro. Hiçbir oyuncunun kendine güveni kalmadı. Türkiye'deki futbolcu, Almanya'daki gibi değil, daha duygusaldır. Oynamayan oyuncu dışlandığını farzedip, farklı yaşıyor. Antrenmanda kendini maça hazırlamıyor ve bundan dolayı da futbolcular bir çok iniş çıkış yaşıyor.

Oynamayan futbolcu tekrar takıma konduğunda oynayanlardan daha iyi olduğunu biliyor, bu yüzden de kendilerini göstermek için lüzumsuz hareketler yapıyor, daha fazla topla oynama isteğine giriyor. Takıma çok şey vereyim de, bu kadroda benim yerim olduğunu göstereyim diyor. Acemilik yapıyor ve saçmalıyor. Bu da onların başarısızlığını hazırlıyor. F.Bahçe'de son dönemde yeni bir adet çıktı. Bir futbolcu iyi oynadı mı, arkadaşları ona ‘‘Gelecek hafta yoksun’’ diyor.

Şampiyonluk böyle gelmez

Lorant
kimin iyi, kimin kötü oynadığının farkında değil. Kim nerede oynarsa faydalı olacak, bunu da göremiyor. Mesela, 7-1'lik Bursa maçına bakın... Sahanın en iyi oyuncusu Hakan Bayraktar çıkarıldı, en kötüsü Steviç takımda kaldı, protesto yiyince onu da çıkardı.

F.Bahçe seyircisi futboldan fevkalade anlayan taraftar. Lorant bunu hissedemiyor. Onun kapasitesi bu. Ama burada Oğuz'un devreye girmesi lazım. O da bu takımın 2. antrenörü.

Lorant'ın kadro seçimi ve oyun anlayışının bu farklı galibiyetlerde payı var mı?

Var, ama sahaya düzgün kadro çıkardığında. Taşları yerli yerine oturttuğunda. Bu takımda direk oynayacak isimler var; Hakan Bayraktar, Ceyhun, Yusuf. Yusuf'u sol bek oynatırsanız kazanamazsınız. Onun yapısı buna uygun değil. Adamı da perişan ediyor.

Serhat, müthiş faydalı olabilecek bir oyuncu. Ama ne zaman, topu önüne attığınızda. Eğer topu üstüne veya ayağına atarsanız kontratak yersiniz. Ama araya paslar atarsanız, rakibi yıpratır. Hakan bu takımın beyni.

Ali Akdeniz var, bütün antrenörlerinin beğenip bir yere koyamadığı bu futbolcu 3 senedir bu takımda top oynayamıyor. Böyle rezalet olur mu? Sağ beke al, stopere al, oynuyor. İki ayaklı bir oyuncu. Akıllı, futbolu biliyor. Bursa maçında fark olunca, idareten oyuna sokuldu. O da eziklik ve kırgınlık için de sahada top benim ayağımdan gitsin diye oynadı.

Galibiyetlerle arkadaşlık daha çok pekişir. Birbirlerine yardımlaşma farklı olur sahada. Halbuki, Lorant'ınki gibi garip takımlar, garip tertiplerle oynadın mı, herkes takımı kurtarmaya gider. Sahaya çıkardığı kadro çok önemli. Maksimim randımanı alacak bir kadro çıkarmalı, ama o bunun farkında değil. Son maç da bunu gösterdi.

Bazı şeyleri akıl alacak gibi değil. Hakan'ı oynatmıyor, Steviç'i oynatıyor. Alman 34 yaşında, ama ‘‘Ben aldırttım, oynatırım’’ diyor. Sağ bekte başarılı Ali Güneş solda oynatılıyor. Takıma herşeyini veren bir oyuncu yok ediliyor.

Herkes Washington'dan Bursa maçındaki gibi kolay çalım yemez. Göğsüyle istop ettiğinde, vursun diye beklemez. Onu güçlendirip, süratlendirmek lazım.

Lorant yanında oyuncular da çok önemli. Öyle çok müthiş kaliteli bir kadro yok. Kadroda elle tutulacak oyuncular sınırlı. Kötü gol yemesine rağmen Türkiye'nin en iyi kalecisi Rüştü bu takımın temel taşlarından. Ortega, Ceyhun ve Hakan ve yerine oturan Ogün de öyle. Diğerleri standart oyuncular. Yani, F.Bahçe onlardan vazgeçerse bir şey kaybetmez. Demek ki, seçimler ve kadro yanlış yapılmış.

Takım tecrübesiz

Vaadler, Şampiyonlar Ligi ve UEFA'da ileri gitmekti. Ama antrenör ‘‘Ben böyle söz vermedim. Takım tecrübesiz’’ diyor. Bu doğru, ama antrenör hepsinden tecrübesiz. Tecrübesiz adam da tecrübesiz bir takım sahaya çıkarıyor.

Lorant'a eleştirimiz, işleri yanlış yaptığı için. Herhalde Türkiye'yi futbol oynanmayan bir ülke olarak görmüş. Ama yanlış yaptığını anlayacak ve doğrusunu da bulacak. Ona da yol gösterecek olan Türk spor basınıdır. Yoksa, F.Bahçe 7-1de, 9-1 de kazanır ama şampiyonluk gelmez.

Ortega takımın % 50'si

Ortega, F.Bahçe'yi yavaşlatıyor mu?

Yavaşlatmıyor, kötü oynayan F.Bahçe'de işi çözmek istiyor. F.Bahçe akın yapamıyor. Her takım Bursa gibi olmaz. G.Saray maçını gözünüzün önüne getirin. F.Bahçe iki farkı yakalayınca ve 10 kişi kalınca, G.Saray oyun disiplininden koptu, fark oldu. ‘‘Ortega oynamadığı zaman başarılı olunuyor’’ gibi bir şey gündeme geldi. Ortega iyi değil, faydası yok, demeye getiriyorlar.

Ortega çok önemli bir futbolcu, takımın yüzde 50 gücü. Ama yanına, onunla top alış verişi yapacak, Ceyhun, Yusuf, Hakan gibi oyuncuları koyamazsanız, onu zaten siz yüzde 60 aşağı indiriyorsunuz.

Ortega istediği yere, kaçan adamın önüne top atacak, ama bu adamlar takımda yok. Bu düşünceyle başarılı olamazsınız. Herkes, Washington'u topa vurdurmaz, Serhat'a öyle gol yerleri bırakmaz. Avrupalı bu konuda daha akıllı ve tecrübeli.

Lucescu'ya güvenilmeli

Lucescu da kadrodaki değişiklikler nedeniyle eleştiriliyor. Rumen hoca doğru mu yapıyor?

Lucescu'
yu çok beğeniyorum. Akıllı bir antrenör ve elinde çok iyi kadro var. Bazılarını düşünüp, bazılarını kenarda oturtabilir. Yasin, Tayfur Altay maçında tribünde oturtulmuş. Ancak Amaral gibi oyunculardan vazgeçilmemeli. O tip oyuncuları kazanması lazım. Çünkü UEFA'da devam edecekseniz, o tip oyuncular faydalı olacak. Adam, maçı kazanırım diyor, Bayram'ı oynatıyor. Ondan ileride faydalanmak istiyor. Ama sahaya ideal 11'le çıkıp, sonra bu oyuncuları değiştirmeli.

Bu takımda ‘‘Tümer ile Sergen yanyana oynamaz’’ diye bir şey tutturuldu. İkisi de topu çok iyi kullanan futbolcular. Peki neden oynamaz diyorsun, pres yapmıyorlarmış. Beşiktaş, Altay ile oynarken pres yapsa ne olur, yapmasa ne olur? M.United ile mi oynuyorsun.

Beşiktaş'ın ufak tefek problemleri var, F.Bahçe gibi değil. Bu takıma Ahmet gelecek, Nouma yavaş yavaş kendine geliyor. Cordoba da daha risksiz bir hale getirilecek. Lucescu, onları hazırlar, o bilgiye sahip, o kalitede bir antrenör.

Terim sakin olmalı

G.Saray yeniden yükseliş dönemine girdi mi? Trabzon maçı bunun için bir ölçü mü?

G.Saray zaten ligde maçlarını zor da olsa kazanıyordu. Onların da idealleri Şampiyonlar Ligi'nde finaller oynamaktı. Bunlar olmayınca strese girdiler. Başarılı olamayınca, oyuncu seçimlerinin yanlış olduğu ortaya çıktı. Yönetimi ve Fatih Terim'e eleştiriler başladı.

Ancak Fatih müthiş sinirli. Seyirci seviyor, yönetim ‘‘Arkasındayız’’ diyor, ben de Fatih'teki siniri anlamıyorum. Nedir o kameramana yaptığı? Bu Fatih tarzındaki bir adama yakışmıyor.

Fatih'in rahat ve sakin olması lazım. Ne kadar sakin olursa, hataları o kadar çabuk görür. Onun siniri oyunculara da yansıyor.

Dikkat edin, o da bir türlü aynı kadroyu sahaya çıkaramıyor. Yine de G.Saray lider. Artık üzüntüyü bir kenara bırakıp, önümüzdeki sezona bakacak. Zaten ligde bir yerlere gelmeden Avrupa'ya gidilemiyor.
Yazarın Tüm Yazıları