Lizbon'da zafer günü

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Zafer yurtiçinde olduğu kadar, yurtdışında da coşkuyla kutlanıyor.

Bizler, Expo 98 için Lizbon'a geldik. Ama 30 Agustos'u, Kahraman Türk ordusunun tarihi destanını Portekiz'de de kutladık. Expo Fuarı'ndaki Türk pavyonunun kazandığı zaferi, bu büyük zafere ekledik. Hem coştuk, hem coşturduk. Fuarda yürürken, yabancıların parlayan bakışlarında hayranlık vardı ve bizler laik Cumhuriyet'e giden kurtuluş azmini, gözler önüne serer gibiydik.

Zafere doyulmuyor. CHP Denizli Milletvekili Hilmi Develi tören sonunda kolumu çimdikledi:

‘‘Görüyorum ki Fenerbahçe'nin Samsum zaferini de büyük zafere kattın.’’

Haklıydı, Expo 98 Fuarı'nda Türk payvonunun bize verdiği gurur bir anlamda zaferdi. Abdulaziz'in saltanat kayığını seyredenler, bu ihtişamlı manzaraya doyamıyordu. Tam arkada, 3'üncü Selim'in donanmaya armağan ettiği 14 metrelik, altın işlemeli bayrak da dekoru tamamlıyordu ve duvarlara yansıyan ekranlardan Boğaziçi'nin güzelliği, Dolmabahçe ve Küçüksu Kasrı, Ayasofya ve Kuleli Askeri Lisesi ‘‘Gör beni’’ çağrısı yapıyordu. Savanora yatı, fuarın limanında ünlü konukları ağırlarken, Türkiye'den gelen heyetin göğsü kabarıyordu.

Böyle bir anda bile CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, bakanlardan tahsisat koparmakla meşguldu. Nitekim, Devlet Bakanı Refaddin Şahin'den Mimar Sinan Belediyesi için Sinanoba konutları ile ilgili olarak, 100 milyar liranın sözünü aldı. Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'e dönüp, İstanbul Gaziosmanpaşa'nın merkezi yerdeki yetersiz trafosu yerine yeni trafonun garantisini sağladı:

‘‘Ne yapalım, seçmenimiz bizden istiyor, biz bakanlardan.’’

DSP'li Yalçın Gürtan ve İhsan Çabuk ise ‘‘Karadeniz altın yılını yaşıyor. Bu seçimde rahatız’’ diyorlardı.

ANAP'lı Yılmaz Karakoyunlu, saltanat kayığındaki Şahin sembolünün ‘‘Tarihimize ters’’ olduğunu vurguluyordu. Devlet Bakanları Cavit Kavak ve Burhan Kara ile ANAP'lı Yaşar Okuyan, Berna Yılmaz'ın çevresinden ayrıldıkça bizlere ‘‘Hoşgeldin’’ diyebiliyorlardı. Başbakanlık Baş Danışmanı büyükelçi ve emekli Oramiral Güven Erkaya Türk payvonunu gururla seyrediyordu.

Portekiz zenginleşiyor. Avrupa Topluluğu'na girince fert başına milli gelir 10 bin doların üzerine fırlamış. Sadece Expo 98 Fuarı için 34 milyon dolar destek sağlamış. Lizbon şantiyeye benziyor. Her yer prıl pırıl ve yepyeni modern binalar...

Atlantik Okyanusu'nun Avrupa'daki en uç noktası olan Capo De Roca'ya gittik. Azoıa'ya sapıp, muhteşen kilisenin yanında durduğumuzda okyanusun uçurum kenarına dikilmiş taştan haçı seyrettik. Pınar Türenç ile ben iki yıl önce Pasifik Okyanusu'nun en ucuna Şili'de gitmiştik. Şimdi Tufan Türenç, Pınar, ben ve Yavuz Donat, Atlantik ucunda hatıra fotoğrafı çektiriyoruz.

Oradan Cascaıs'a geçtik. Lizbon'un 1,5 saat ilerisindeki turizm cennetine... Yol boyunca plajlar, kayalıklar, uçurtma uçuran çocuklar, oltayla balık avlayan turistler; muhteşem bir görüntü.

Otele dönüşte ANAP'lı Kamran İnan'la sohbet ettik:

‘‘Ben Perşembe ve Cuma günü de burada olacağım. NATO'nun okyanuslarla ilgili büyük bir toplantısına davetliyim. Onu izleyip döndükten sonra Ankara'da görüşürüz.’’

Filipin restauranda öğle yemeği, İspanyol restaurantı akşam yemeği: Akvaryumdan canlı canlı alınıp ızgara yapılan jumbo ıstakozlar, ala dönüşüp masalara taşınıyor. Ama Prof. Osman Müftüoğlu'na ve Cumhurbaşkanı'na sözüm var. Perhizdeyim. Ne karides, ne istakoz, ne de bir yudum içki.

Bu da zafer.













Yazarın Tüm Yazıları