Şifalı iksir: Rezene çorbası

Çorba kültürü, Türk mutfağında köklü bir tarihe sahip. Bu nedenle yüz yıllardır çok çeşitli çorbalar yapıyoruz. Hem ekonomik hem de çok besleyici olan çorbalar, geçmişte de her türlü bütçeye hitap edebildiğinden, padişahlardan tutun da yoksul halkın sofralarına kadar Türk toplumunun tüm tabakalarında bolca tüketilirdi. Ben bir yemeği sofraya taşımadan önce onun tarihini bilmeyi çok severim ve her biri hakkında detaylı araştırmalar yaparım. Bildiklerimi de buradan sizinle paylaşmayı ayrı seviyorum tabii.

Haberin Devamı

Et, sebze ve tahılgillerle hazırlanabilen çorba, Türkçede sıcak sulu içecek olarak tanımlanır. Kökleri milattan önceye uzanan çorbalar, ilk olarak çömlek kapların yapılması, ardından bu kaplarda suyun kaynatılabilmesiyle keşfedildi. Çorbaların sağlığa olan katkıları ve iyi beslenme ile olan ilişkisi keşfedildiğinde de dönemin şifacıları tarafından kullanılmaya başlandı. Orta Asya’da göçebe Türklerin lapaya benzer çorbalarla beslenmesi birçok çorba çeşidinin de günümüze ulaşmasını sağladı. Bugün ise çorba toplumumuzda kahvaltı, öğle ya da akşam yemeği fark etmeksizin her öğünde tüketiliyor. Çorbalar Batı mutfağında başlangıç olarak kabul edilirken, Türk mutfağında hem başlangıç hem de ana yemek rolü üstleniyor. Bu hafta sizinle, mevsim geçişi yaşadığımız bu günleri daha kolay atlatabilmek adına şifa dolu rezene çorbasının tarifini paylaşmak istedim.

Tarifimizin başrolü olan rezenenin adeta vitamin deposu olduğunu ve insan sağlığına çok fayda sağladığını mutlaka söylemeliyim. A ve C vitaminleri bakımından oldukça zengin olan rezene, vücudu kış hastalıklarına karşı muhafaza etmesiyle biliniyor. Yaprakları genellikle çay yapımında kullanılan bu bitki, süt artırma özelliğiyle de yeni doğum yapan annelerin gözdesi haline gelmiş durumda. Bağırsak ve mide problemlerini çözerek şişkinlik sorunlarının önüne geçebilen rezene, ayrıca metabolizmayı da hızlandırarak sağlıklı bir şekilde kilo vermeyi destekliyor. Havuç, kabak, soğan ve kereviz saplarıyla birleştiğinde de damaklarınızı şenlendiren bir çorba ortaya çıkıyor.

Tarife geçmeden önce ufak bir de uyarıda bulunmak istiyorum. Rezene genellikle dereotu ile karıştırılıyor. Her ne kadar iki bitkinin görüntüsü ince ve narin dallardan oluşsa da ikisi aynı bitki değil, buraya çok dikkat etmek gerekiyor. Havuç familyasının bir üyesi olan rezenenin yapraklarının yanı sıra tohumları da yenebiliyor. Sapları gevrek ve tatlı bir lezzete sahipken, tadında anason notaları da barındırıyor. Dereotu ise yiyeceklere farklı bir tat kazandıran aromatik özellik taşıyor.

Rezene çorbamızın tüm önemli noktalarına değindiğimize göre artık şifa kaynağı tarifimizin malzemelerine ve yapım aşamalarına geçebiliriz… 

Malzemeler

  • 1 adet taze rezene
  • 2 adet orta boy kabak
  • 2 adet orta boy havuç
  • 1 adet kuru soğan
  • 2 adet kereviz sapı
  • 3 yemek kaşığı sıvıyağ
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 1 tutam karabiber
  • 1 tutam kimyon

Üzeri için

  • Rezenenin yeşil sap kısımları
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 yemek kaşığı çamfıstığı

Yapılışı

Haberin Devamı

Taze rezenenin baş kısmını yeşil sap kısmından ayırın ve yarım ay şeklinde doğrayın. Ardından kabak, kereviz ve havucu da aynı şekilde doğrayın.

Pişireceğiniz tencerede sıvıyağı ile önce küp küp doğradığınız kuru soğanı, ardından sırasıyla havucu, rezeneyi ve kerevizi kavurun. Daha sonra kabakları, tuzu, kimyonu ve karabiberi ekleyip biraz daha kavurun.

Sebzelerin üzerini geçecek kadar sıcak su ekleyerek çorbayı pişmeye bırakın. Yumuşayan sebzeleri rondodan geçirerek tencerenizi ocaktan alın.

Son olarak bir tavada tereyağı kızdırın. Üzerine çok ince doğradığınız rezenenin sap kısımlarını ekleyerek kavurun. Daha sonra çam fıstığını ekleyin ve hafif pembeleşinceye kadar kavurmaya devam edin. Ocaktan alıp çorbanıza ekleyerek karıştırın. Deneyenlere şimdiden afiyet olsun.

Yazarın Tüm Yazıları