Mezopotamya'nın en eski buğdayı sorgülde üçüncü hasat sezonu başladı
Mardin'de "Topraktan Tabağa: Yaşayan Toprak, Yerel Tohum Projesi" kapsamında ekilen, Mezopotamya'nın en eski buğday tohumlarından biri olarak bilinen "Sorgül"ün hasadına başlandı.
Artuklu ve Kızıltepe'de 17 çiftçinin gönüllü ekim yaptığı arazilerde kadınlar orakla biçim yaparken bazı arazilerde ise biçerdöverlerle hasat yapılıyor. 3 yıl önce 2 ton buğdayla başlayan ve ilk yıl 102 dönüm arazide 20 ton buğday hasadı yapılan projede, ikinci yıl 400 ton, bu yıl ise 1400 dönümden 560 ton rekolte bekleniyor.
Proje koordinatörü şef Ebru Baybara Demir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu sene 17 çiftçinin 1400 dönüm araziye ektikleri buğdaydan dönüm başına 400 kilogram ürün beklediklerini söyledi.Ekim ayında bu arazilerden elde etikleri buğdayın büyük bir kısmını yine çiftçilerle paylaşacaklarını ifade eden Demir, çiftçilerden bu buğday türüne yoğun talep olduğunu belirtti.
Demir, her geçen sezon rekoltenin daha da yükseleceğini ve projenin amacına ulaşacağını umut ettiklerini dile getirerek, "Amacımız tohumu çoğaltmak, oluşabilecek kuraklığa karşı bu tohumu yaygın hale getirmek. Çiftçilerimiz bu konuda çok yapıcı. Çiftçilerden çok talep var" ifadelerini kullandı.
Sorgül buğdayının kalitesinin de fark yarattığını anlatan Demir, "Gluten miktarı az, bitkisel proteini yüksek. Bu, Türkiye'nin değil dünyanın en iyi durum buğdayı. Bu arazide yetişiyor. Hem iklim hem arazi koşulları çok iyi. Yüksek kalitede bir buğday elde ediyoruz. Üstelik buna tarım ilacı kullanmadık. Geleneksel yöntemleri kullandık" diye konuştu.
Demir, Suriyeli kadınların çok destek verdiğini aktararak, "Onlarla geleneksel tarım yöntemlerini kullanıyoruz” ifadesini kullandı.
Özellikle Kovid -19 süresince gıdanın öneminin arttığını, aynı zamanda bu süreçte susuz tarımın ne kadar önemli olduğunun fark edildiğini belirten Demir, "Dünyanın en eski buğdayı dünyanın en eski topraklarında, Mezapotomya'da hayat buldu. Bu buğdayı gelecek kuşaklara aktarmayı misyon edindik. Amacımız sadece para kazanmak değil, gelecek kuşaklara olan borcumuzu ödemek, sağlıklı gıdaya onları ulaştırmak" şeklinde konuştu.
Demir, çiftçilerin su kullanmadan üretim yaptığını aktararak, "Su kaynaklarını koruyabilmemiz için tarımdan suyu çekmemiz gerekiyor. Bu anlamda bu proje tarımdan suyun çekilmesi ve tarımdaki girdi maliyetlerinin ne kadar düşürülebileceği konusunda önemli bir örnek.” diye konuştu.
"Kendisinin verdiği ilhamla proje buraya kadar geldi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'un da büyük desteklerini gördük. Kadınlarımız onların sayesinde sosyal güvenlik sitemine kayıt oldu. Projemizin liderliğini de 3 yıldır yürüten Milletvekilimiz Ceyda Bölünmez Çankırı'ya teşekkür ediyoruz. Gün geçtikçe çiftçi ve istihdam edilen kadın sayısını artırarak devam etmek istiyoruz.”
Proje kapsamında istihdam edilen 4 çocuk annesi Ebru Karataş, elde ettiği gelirle çocuklarını okutma imkanı bulduğunu söyleyerek, "Kendi ayaklarımızın üzerinde durabiliyoruz. Bu benim için çok önemli. Kızlarıma çok iyi örnek oluyorum" ifadelerini kullandı.
Suriyeli Asya Mahmud da 7 yıl önce Kamışlı'dan geldiklerini, Suriye'de buğday ürettiğini aktardı.Mardin'de de son 3 yıldır kadınlarla buğday yetiştirdiklerini anlatan Mahmud, “Orada öğrendiğimizi burada uyguluyoruz. Bu çok güzel bir buğday. Her şey olur bu buğdaydan. Burada çalıştığım için çok mutluyum. Allah razı olsun emeği geçenlerden” diye konuştu.