Her gün milyonlarca insan içiyor ama bu gerçekleri çok az kişi biliyor

5 Aralık birkaç yıldır Dünya Türk Kahvesi Günü olarak kutlanıyor. Gerçekten de 500 yıllık tarihi mirasıyla UNESCO koruması altında olan Türk kahvesi kadar kutlanmayı hak eden başka bir lezzetimiz olmayabilir.

Osmanlı topraklarına 1500'lü yıllarda getirilen önce İstanbul'a oradan da imparatorluğun dört bir köşesine yayılan Türk kahvesi, kavrulma, çekilme ve pişirme yöntemleriyle diğer kahvelerden ayrılıyor ve benzersiz bir lezzete kavuşuyor.

Mutlaka Arabicca türü kahveden yapılan Türk kahvesinin pişirilmesi aşamasında belli bir kahve-su oranının izlenmesi ve ortaya çıkan kahvenin köpüklü olması gerekiyor.

Dünyanın muhtemelen en meşhur kahvesi; kumda ya da mangalda ağır ağır pişmesinden fal kapatmasına her anı ayrı bir ritüel olan Türk kahvesinden bugün mutlaka bir fincan içmeyi unutmayın.

Tabii Türk kahvesinin yeri bizim gönlümüzde apayrı ama dünyanın farklı yerlerine gittiğimizde de karşımıza çeşit çeşit kahveler çıkıyor. Afrika, Güney Amerika ya da Avrupa fark etmez, neredeyse her ülkenin bir kahve kültürü ve özel bir kahvesi var. Gelin bu kahvelere biraz yakından bakalım...

Avustralya ve Yeni Zelanda: Flat white

1970'lerin sonu 80'lerin başında icat edildiği tahmin edilen bu kahve cappuccino ile latte arasında bir yerde. İlk önce kimin flat white yaptığı konusunda Avustralyalılar ve Yeni Zelandalılar anlaşamasa da nasıl yapıldığı konusunda bir uzlaşı söz konusu: Süt köpüğü duble shot espresso'ya eklenecek. Üzeri de çok ince bir kat köpükle kaplanacak. Peki flat white'ın yanında ne yeniyor? Bu coğrafyanın hayatımıza kattığı bir başka güzellik olan avokadolu kızarmış ekmek dilimleri.

Avusturya: Einspanner

Viyana'ya gidip de güzel bir Sacher torte yemeden olmaz. Peki bu pastanın yanında ne içeceksiniz? İlk akla gelen şey meşhur Wiener melange olur. Ama daha az bilinen bir lezzet denemek isterseniz Einspänner deneyin. Adını 19'uncu yüzyılda Viyana sokaklarını arşınlayan at arabalarından alan bu kahve için, suyla seyreltilen duble espressonun üzerine çırpılmış krema ekleniyor. Einspänner özel saplı bardaklarından içiliyor.

Brezilya: Cafezinho

Brezilya'nın kahve çekirdeklerinin ve o çikolatalı kahve tadının methini duymayan yoktur zaten. Kelime anlamı "küçük kahve" olan cafezinho, küçük fincanlarda içilen sert ama tatlı bir kahve. Yanında da çikolatalı trüfe benzeyen brigadeiro'lar yeniyor.

Küba: Cafe Cubano

Kahve Küba'nın en önemli geçim kaynaklarından biri. Ülkenin ünlü kahvesi Cafe Cubano, İtalyan espresso'nun pişirirken şekerle tatlandırılmış versiyonu diye tarif edilebilir. Şeker tadı baskın olunca cafecito, sütlü olunca cortadito diye adlandırılıyor.

Fransa: Cafe creme

Kocaman bir fincan cafe au lait ve yanında bir kruvasan sipariş ettiğinizde, herkes sizin turist olduğunuzu anlayacaktır. Biraz daha Parizyen bir deneyim için cafe creme'i tercih edebilirsiniz. Espresso temelli bu kahve içindeki bol süt köpüğüyle cappuccino sevenleri mutlu edecektir. Eğer sade kahve seviyorsanız, o zaman espresso ve Americano arasında bir lezzete sahip cafe Allonge'yi denemelisiniz.

Yunanistan: Frappe

Özellikle yaz aylarında Yunanistan'ın vazgeçilmezi olan frappe, 1957 yılında Selanik Uluslararası Fuarı'nda bir Nescafe temsilcisi tarafından tesadüfen keşfedilmiş. Su, 4 çay kaşığı şeker ve çoğu zaman süt köpüğü eklenen frappe pipetle içiliyor. Granül kahve sevmeyenler için de buzlu freddo espresso, iyi bir seçenek olabilir.

Hindistan: Kaapi

Hindistan'da sıcak içecek deyince akla ilk gelen şey Masala çayı olsa da, köpürtülmüş süt ve ince çekilmiş kahveden oluşan kaapi de önemli bir kültür. Kaapi, metal bir filtre içinde hazırlanıyor ve çelik bir bardakla dabarah adı verilen tabak arasında törensel bir biçimde dökülerek servis ediliyor. Genellikle kahvaltıda tüketiliyor.

İrlanda: İrlanda kahvesi

İrlanda kahvesi, sıcak kahvenin İrlanda viskisi, kahverengi şeker ve çırpılmış kremayla evliliğinden doğan çocuğu. 1940'larda Shannon Havaalanı'nda beklemek zorunda kalan yolculara ikram amacıyla uydurulmuş bu kahve, öğleden sonra da akşam da içilebilir. Almanya'nın kuzey kıyılarında da Pharisaer diye, İrlanda kahvesinin romla yapılan bir versiyonu olduğunu da belirtelim.

İtalya: Espresso romano

İtalya'da "kahve" dediğinizde önünüze otomatikman espresso gelir. Dahası İtalyanlar sabah 11'den sonra içilen sütlü kahvenin, mideye dokunduğuna inanır. Elbette siz öğleden sonra da latte ya da cappuccino sipariş edebilirsiniz. Ama Roma'da Romalı gibi davranmak istiyorsanız, yanında bir dilim limonla gelen espresso Romano'yu deneyin. Kruvasanın İtalyan kuzeni cornetto'yu da kahvenizle birlikte sipariş etmeyi unutmayın.

İspanya: Cafe bonbon (cortado condensada)

İspanya'nın genelinde yüzde 50 süt, yüzde 50 espresso'dan oluşan cafe con leche yaygın olarak içilse de, az bilinen ve kökenleri Valencia'da bulunan cafe bonbon'a da bir şans vermelisiniz. Zaman zaman cortado condensada olarak da anılan bu kahve eşit miktarda espresso ve tatlandırılmış yoğun sütten oluşur.

İsveç ve Finlandiya: Kaffee ve kanelbulle

İsveç ve Finlandiya'da hangi kahveyi sipariş ettiğinizden ziyade, ne zaman sipariş ettiğiniz önemlidir. Çünkü fika denilen sabah ve öğle araları dostlarla sosyalleşmek için çok doğru zamanlardır. Kahvenin yanında mutlaka kardemummabullar denilen kakuleli çöreklerden ve kanelbulle denilen, tarçınlı rulolardan ısmarlamalısınız.

Vietnam: Ca phe da (buzlu kahve)

Vietnam'ın o rutubetli sıcağında bir fincan ca phe da'dan daha serinletici bir şey bulamazsınız. Ho Chi Minh kenti'nde icat edilen bu içecek, için sıcak su ve kahve karışımı, tatlı yoğun süte katılıyor. Ca phe da, uzun buz dolu bardaklarda içiliyor.

Malezya: Kopi susu panas

Sıcak kahve sevenleri çok memnun edecek bir tarif de Malezya'dan geliyor. Fincanın yarısı yoğunlaştırılmış sütle dolduruluyor, üzerine öğütülüp kaynatılmış kahve ekleniyor. Vietnam'ın ca phe da'sıyla akraba olduğu söylenebilir.

Türkiye ve Bosna Hersek: Türk kahvesi

Söylemeye bile gerek yok, dünyanın belki de en meşhur kahvesi. Yanında çifte kavrulmuş fıstıklı lokumuyla bir keyiften öte bir tören. Bosna Hersek'te de Türk kahvesi benzer bir şekilde pişirilip içiliyor. Tek fark, kahvenin şekeri piştikten sonra ekleniyor. Bosna’daki kahve fincanları da Türkiye’dekinin aksine sapsız oluyor.