168 yıl önce derme çatma bir dükkan olarak başladı bugün ise...
Isparta’da 168 yıl önce derme çatma dükkanda hizmet vermeye başlayan ‘Kebapçı Kadir’, Toroslar’da yetiştirilen kuzu ve oğlakların kaburga kemiklerinden yapılan Isparta kebabını müşterilerine sunuyor.
Isparta’da 168 yıl önce derme çatma dükkanda hizmet vermeye başlayan ‘Kebapçı Kadir’, Toroslar’da yetiştirilen kuzu ve oğlakların kaburga kemiklerinden yapılan Isparta kebabının tadına bakılabilecek mekanlar söz konusu olduğunda ilk akla gelen adreslerden.
Dördüncü kuşak işletmeci Hüseyin Açıkalın, merhum 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in ne zaman Isparta’ya gitse mutlaka restoranlarında kebap yediğini belirterek, "Gelemediği zamanlarda da her hafta Ankara’ya kebap gönderdiğimiz oldu. Şimdiki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan için de her gelişinde mutlaka kebap hazırlamışızdır" dedi.
Kentte 4 sinili yer sofrasının sığdığı küçücük bir dükkandan bugüne gelen Kebapçı Kadir, 168 yaşında. İlk başta ‘Hafız Hoca’ lakaplı Hafız Açıkalın, ardından ‘Siyasi Osman’ lakaplı Osman Açıkalın tarafından işletilen dükkan, bugünkü adını Hüseyin Açıkalın’ın babası Kadir Açıkalın’dan aldı.
İşletmeci Hüseyin Açıkalın, 1851 yılında babası Kadir Açıkalın ile dedesi Hafız Açıkalın'ın İplikçi Camii yanında küçük bir kasap dükkanı işlettiğini, ardından kepenkli, derme çatma dükkanda fırın yaparak kebap satmaya başladığını söyledi.
Hüseyin Açıkalın, tamamen kuzu ve oğlakların kaburga kısımlarından taş fırında özel olarak pişirdikleri Isparta kebabının kolesterolü en düşük kebap olarak bilindiğini söyledi. 2 saat boyunca kurutulmuş meşe odunu alevinde 1 saat de korda pişirilen etlerin, içinde su bulunan tavaların üzerine bir demir şiş yardımıyla asıldığını ve etin yağlarının tamamen eriyip buharlaşması sonucu ete hem lezzet kattığını hem de zararlı yağların yok olduğunu anlatan Hüseyin Açıkalın, “Bu kebabı herkes çekinmeden yiyebilir” dedi.
Merhum 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in de Isparta kebabını çok sevdiğini belirten Hüseyin Açıkalın, “Merhum Cumhurbaşkanımızı rahmetle yâd ediyoruz. Ne zaman Isparta’ya gelse mutlaka kebap yerdi. Gelemediği zamanlarda da her hafta Ankara’ya gönderdiğimiz oldu. Şimdiki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan için de her gelişinde mutlaka kebap hazırlamışızdır” diye konuştu.
Herkesin Isparta kebabını tatması gerektiğini kaydeden Hüseyin Açıkalın, “Eyvah eyvah demesinler, bu kebabı yesinler” ifadesini kullandı.
Isparta kebabı, Toros dağlarında kekikle beslenen kuzu ve oğlakların kaburgasından yapılıyor. Kaburgalar pişirilmeden önce dolaplarda dinlendiriliyor. Fırın sabah erken saatlerde özel kurutulmuş meşe odunları ile yakılarak ısıtılıyor. Fırına atılacak kaburgalar fırının içinde bulunan tavalara bir şiş yardımı ile dik yerleştiriliyor. Sıcak fırında kaburgalardan akan yağlar, içinde su dolu tavaya akıyor ve su kaynadıkça bu yağlar buharlaşmaya başlıyor. 2 saat boyunca odun atılan fırın daha sonra kendi haline bırakılıyor ve 1 saat de kor ateşte kalıyor. Gün boyu sıcaklığını muhafaza eden fırından siparişe göre kaburga çıkarılıyor ve bakır tabaklarda müşteriye servis ediliyor.
Domates, biber ve kelle soğandan oluşan söğüşün yanında Senirkent’te yetişen kurutulmuş üzümlerden elde edilen, içerisinde mersin yaprağı, karanfille hoş bir aroma kazandırılan üzüm hoşafı da isteğe göre müşteriye servis ediliyor.