Ladin’in kellesi ve bir av-avcı öyküsü

‘KOD adı Atilla’ son günlerde üstü açık ya da kapalı üzerinde en çok tartışılan kitap oldu.

Gazeteci Nedim Şener’in, Alaattin Çakıcı hakkında arşiv özelliği taşıyan kitabı bugünlerde Yüce Divanlık olan Türkbank yolsuzluğu ile ilgili tüm ayrıntıları kapsıyor. Çakıcı’nın TBMM’de verdiği ifadesinde, MİT’in kendisinin kellesine karşılık Amerikalılara Usame bin Ladin’in kellesini önerdiğini söylüyor.

Dün Akşam Gazetesi’nden Güler Kömürcü bu ifadenin bir bölümünü yazısına konu edince Nedim Şener’in kitabında tam metni bulunan ifadeyi yeniden okumak gerekiyor:

- Salih Dayıoğlu (İzmir milletvekili): Alaattin Bey, az önce Başkanımın da ifade ettiği gibi, Mesut Yılmaz’ın sizi öldürtme hadisesi olduktan sonra sizin, Mesut Yılmaz’a herhangi bir tehdit veya herhangi bir neden, niçin gibi bir baskı, soru, tehdide varan bir yaklaşımınız, bir ifadeniz oldu mu, bir görüşmeniz oldu mu?

- Alaattin Çakıcı: Bakın efendim, bunlar teklif ettiler CIA’ya benim için. Aslında FBI’ya teklif ettiler. Dediler ki, Alaattin Çakıcı’nın karşılığında biz size Usame bin Ladin’in ölüsünü Afganistan’da teslim edelim. General Dostum’u iyi kullanarak. Vardı ya Özbek General... Önce komünistti, sonradan milliyetçi oldu. Onun Türkiye’yle, servisle ilişkileri son derece iyiydi. Teklif edildi, bunu Amerikalılar kabul etmedi.

KORKAK VE KİNCİ

- Salih Dayıoğlu
(İzmir): Ne beklemiş olabilir bu tür bir şeyden?

- Alaattin Çakıcı: Mehmet Eymür... Sizler de yıllardır tanıyorsunuz. Devletin mihenk taşı olan bir kurumun çok gizli olan raporlarını iki devredir bu adam basın kuruluşlarına sızdırıyor. Bu adamın vatanperverliği, milliyetçiliği, yurtseverliği ortada yani. Son derece kinci bir adam. Aslında son derece korkak bir adam. Onu psikoloğa götürseler, anlıyor musun bütün rahatsızlıkları bilinçaltındaki korkuda yatıyor.

- Faruk Çelik (Bursa): Peki Alaattin Bey, bir çelişki yok mu şimdi? Mesut Bey size karşı olmakla bu bilgilerin sızması tarafınızdan mümkün olacaktı. Yani, bunu nasıl?.. Bir çelişki var. Yani, siz Mesut Bey’le cepheleştiğiniz zaman, sızmaması gereken bilgilerin sızma ihtimali daha yüksek.

- Alaattin Çakıcı: Ama, onun için ben öldürülmek isteniyorum işte. Teklif ediliyor Amerika’ya. Amerikalılar kabul etmiyor onu.

- Faruk Çelik (Bursa): Devamı öldürülmek...

- Cezmi Polat (Erzurum): Bu öldürülme hadisesi, biraz önce bahsettiğiniz Raşid Dostum vasıtasıyla Amerika’nın orada ele geçirmek istediği, terörist diye nitelendirdiği bir şahsa karşılık sizin...

Alaattin Çakıcı: Benim kopmam. Amerikalılar bunu kabul etmiyor.

İKİ ÖNEMLİ SORU

Çakıcı’
nın ağzından böyle bir ifadeyi dinlemek fantezi olmaktan öteye gitmez. İki önemli soru karşımıza çıkıyor. 1) MİT, CIA’ya Usame bin Ladin’i yakalama konusunda bir öneri götürdü mü? 2) Bunun karşılığında Çakıcı’nın kellesi istendi mi?

Gazeteci Ferhat Ünlü’nün, Mehmet Eymür’le yaptığı geniş röportaja yer verdiği ‘Eymür’ün Aynası’ (Metis) adlı kitap, 1. sorunun yanıtına önemli bir katkıda bulunuyor. Kitapta şu bilgiler yer alıyor:

KOZİNOĞLU-ÇAKICI İLİŞKİSİ

El Kaide’
nin Tanzanya ve Kenya’daki ABD büyükelçiliklerine yönelik eylemleri sonucu Suudi kökenli Usame bin Ladin, ‘en çok arananlar listesinin’ ilk sırasına yükseliyor.

Afganistan’daki Taliban yönetimi tarafından korunduğu bilinen Ladin, 1999 yılının ekim ayında BM tarafından resmen isteniyor ancak bu talep reddediliyor.

1999 yılında Kuzey Virginia’daki Langley kentinde bulunan Amerikan gizli servisi CIA merkezine Ankara’dan ilginç bir mesaj ulaşır. Türkiye, Usame bin Ladin’i yakalayıp Washington’a teslim edecektir. Bu şifahi mesaj MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun tarafından CIA’ya iletiliyor.

Hatta Ladin’i yakalayacak Türk görevlinin adı da veriliyor. Bu kişinin, Doğu Türkistan’da Çin Halk Cumhuriyeti’ne karşı bağımsızlık savaşı veren militanlara silahlı eğitim verdiği söyleniyor. Aynı kişi Taliban yönetimine karşı mücadele eden Özbek lider General Raşid Dostum’un birliklerini de eğitiyor. CIA yönetimi, Ladin’i yakalayacak kişinin adını da Atasagun’dan öğreniyor ve o kişi Kaşif Kozinoğlu idi.

Ya işte böyle.

Aynı Kozinoğlu 3.5.2004 günü Türkiye’den sahte pasaportla kaçan ve daha sonra Avusturya’da yakalanarak iade edilen Çakıcı adına yargıdaki işlerini takip ettiği için soruşturmaya uğradı.

Bir zamanlar av ile avcı olan Çakıcı ile Kozinoğlu ilişkisi 2004 yılında nasıl dayanışmaya dönüştü; tüm Türkiye’nin gözleri önünde gerçekleşti.

Dikkat çeken kitaplar

OSMAN Tunaboylu, ‘Rumeli’den Esen Yel’ (Ümit Y.); Şafak Altun, ‘Rüşvetten Özelleştirmeye Yolsuzluğun 100 Yllık Tarihi’ (Agora Kitaplığı); Hulki Cevizoğlu ‘Ya Sev ya Sevr-Bir Gafletin Büyümesi’ (Ceviz Kabuğu) Orhan Koloğlu ‘Mazlum Milletler Devrimleri ve Türk Devrimi (Kaynak) Mesut Günsev, ‘20 Temmuz 1974-Şafak Vakti Kıbrıs’ (Alfa); Deniz Kavukçuoğlu, ‘Kedi Gülüşü’ (Doğan Kitap); Çiğdem Anad, ‘Hayat Geçiyor Sen Neredesin’ (Everest); Halim Bahadır, ‘Tutunuş’ (Nokta Y.); Vedat Türkali ‘Kayıp Romanlar’ (Everest); Yekta Güngör Özden, ‘Laiklik İçin Dünden Yarına Çalışmalar, Çabalar’ (İleri); Zekeriya Yıldız ‘Politika Sözlüğü’ (Timaş); Prof. Hikmet Sami Türk, ‘İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy’ (Kültür Bakanlığı); Salih Binbay ‘Sağlık Olsun!’(Alfa); Ece Temelkuran ‘Dışardan Kıyıdan Konuşmalar’ ve ‘İçeriden Kıyıdan Konuşmalar’(Everest); İnci Arslan ‘Yarım Kalan Tuval’ (Berfin); Kenize Murat, ‘Toprağımızın Kokusu’ (Everest); Muzaffer Ayhan Kara, ‘Atatürk’ün Yarbayı Talat Turhan İçin Ne Dediler?’ (İleri), Hakan Aygün ‘Yetişkinlere TV Masalları, Kral Çıplak’ (Turuncu Medya); Çetin Yetkin, ‘Ben de Bir İnsanım’ (Otopsi); Fikret Bila, ‘Hangi PKK’ (Ümit); Melih Aşık ‘Açık Pencere’den 2000’li Yıllar-2’ (İthaki) Nurçay Türkoğlu, ‘Kültürel Üretim Alanları’(Babil); Ateş Nesin, ‘Olta-Köşesi Olayan Sivri Yazılar’(Gül Medya); Fikri Akyüz, ‘Su Seviyesi İki Ayakla Ölçülmez’ (Maviağaç); Ogün Deli, ‘Agoni’(Lazer); Murat Çelik, ‘Gülziya’(Birun); Hasan Yalçın ‘Aydın Rantı’(Kaynak), Doğan Katırcıoğlu ‘Aşka Veda’ (Arkadaş Postası); Ergun Göknel ‘Ağlayayım mı, Güleyim mi?-Medya, Yargı ve Politikanın İSKİ sınavı’ (Büke); Şafak Altun, ‘Rüşvetten Özelleştirmeye Yolsuzluğun 100 Yıllık Tarihi’ (Agora). Yarın akşam kapanacak TÜYAP Kitap Fuarı’nda gözümüze takılanlar...

GÜNÜN SÖZÜ

‘Biz güzel sevmeye geldik

Değil ekmek yemeye.’

(Neyzen Tevfik)
Yazarın Tüm Yazıları