Kurbanda saydamlık

KURBAN hayrında saydamlık, içtenlik ve yararlılık sağlanamaz mı? Kesilen kurbandan elde edilen et, deri ve diğer sakatatın onda birinin dahi hayra vesile olmadığını, ya kışlık tüketim için kavurmaya dönüştüğünü, ya bölücü hareketlere yönlendirildiğini, ya da varlıklı eşe dosta karşılıklı olarak ikram edildiğini biliyoruz.

Haberin Devamı

ElbirliÄŸi ile bir kampanya baÅŸlatıp kurban kesiminde israfa ve yersiz uygulamalara son vererek hayır kurumları aracılığıyla ihtiyaç içinde olanlara yardım faaliyetine dönüşmesine katkı saÄŸlayamaz mıyız? Bunu nasıl baÅŸarabiliriz?Â

HARAM para ile kurban kesmeye hayır dersek bireysel dürüstlük ilkesini güçlendirmiş olmaz mıyız?

Toplumda bir yanda bireysel yolsuzluk, bir yanda görüntüde hayır çabası atbaşı gidiyor. Haram para ile kurban kesilemeyeceğinin vurgulanması acaba bireylerimize dürüstlük ilkesinin hatırlatılması için etkili bir uyarı olmaz mı?

Her iki konuda Diyanet İşleri Başkanlığımızın öncülüğünü nasıl sağlayabiliriz?

ErciÅŸ KURTULUÅž

Toplumsal Saydamlık Hareketi Derneği Başkanı

Yener Süsoy

'Röportaj'da bir markaydı

YENER Süsoy, Türkiye'nin en iyi röportajcılardan biriydi. "Ne sorduğun değil, ne konuştuğun önemli" derdi büyüklerine dayanarak... Söyleşilerine çok iyi hazırlanırdı. Konuşanın ağzından mutlaka 'flaş' bir şey alırdı; okuduğunda da çok şaşırırdı. Bize çok ilginç kişiler tanıttı. Bir ara Sakıp Sabancı'nın basın danışmanlığında bulundu. Yaşamında çok badireler geçirdi ama meslekte yeniden dirilmesini bildi.

Haberin Devamı

Cumhuriyet'te sonra sırasıyla Akşam, Milliyet, Güneş ve Hürriyet'te çalıştı... Abdi İpekçi, Çetin Emeç'den sonraki 'keşfi' Ertuğrul Özkök'tür.

1970'lerin başında Milliyet'in çıkardığı müzik dergisi 'Hey'e geçtiğinde Doğan Şener, Arda Uskan ve Erhan Akyıldız ile birlikte Türkiye'nin ilk magazin ve müzik gazetecileri arasında yeraldı.

Ciddiydi, sıradanlığı hiç sevmezdi; herkesin de can dostuydu.

Demek ki bayram ve yılbaşı kutlaması gelmemesi hastaneye yatmasındanmış. Acı haberi Tuna Durmaz verdi. Doktoru Prof. Temel Yılmaz, geçen hafta şekeri

yükseldiğinde "Seni hemen hastaneye kaldırmam gerek" demiş, Süsoy da "Biraz üşüttüm ama bayramdan sonra olmaz mı?" demiş. Hemen hastaneye kaldırılmış 'Arap Yener'... Sağlığına dikkat etmediği anlaşılıyor.

Daha yapacağı çok söyleşiler vardı; 'ünlü'ler sıranın kendilerine ne zaman geleceğini çok merak ediyorlardı.

Son röportajı, herkesin öldü diye bildiği Namık Kemal'in torunu, ünlü diplomat Turgut Menemencioğlu'nu bulup, çok ilginç tarihi gerçeklerle bizi yüzyüze getirmesiydi. Dileriz, son söyleşileri 'Virgülüne Dokunmadan' (Kelebek Yayınevi) serisiyle devam eder.

Haberin Devamı

Eline sağlık Yener, başta söyleşi yaptıkların, okurların ve bizler çok arayacağız seni.

Dershanelerin 'taksit' cinliÄŸi

ANKARA'da bazı dershaneler (adı bizde saklı) çeşitli nedenlerle ödeme güçlüğü çeken vatandaşlara haber vermeden (yani borcunuz var, taksitlerinizi şu tarihe kadar ödemezseniz mahkemeye vereceğiz gibi...)senetleri avukatlara veriyorlar. Avukat da diyor ki, "(diyelim ki) borcunuz 1000 YTL iken 1500 YTL oldu, ödeyin; yoksa mahkemeye veririz". Önce faiz işletip sonra arıyorlar. Liselerdeki eğitimin sıfır noktasına gelmesiyle dershaneler vasıtası ile özelleşen eğitimin çarpıklığına bir de dershanelerin cinliği eklendi. Öğrenmek isterseniz, anlı-şanlı o dershaneye bir telefon etmeniz yeterli. Dizilere reklam veren, sponsor olan dershanenin uygulaması bu. Kanunen haklı olabilirler ama ahlaken ve vicdanen hayır.

Tekin K.

Yeni yıldan beklentiler

- YENİ yıla girerken ben çok üzgün ve rahatsızım. Geleceğe güvenle bakamıyorum. Ülkemin, dünyamızın ve insanlığın geleceğinden çok endişe duyuyorum. Tüm kazanımlarımızın, gerçeklerimizin hoyratça, "O gerçekler, gerçek değildi" şeklinde bizlere yutturulmak istendiğini gözlüyorum.

Ben 2023 yılında "Tarımda, sanayileşmede, sermaye birikiminde başarılı olamadık, bilgi çağını da kaçırdık" denmesini, borcumuzu ödeyecek bir çokuluslu şirketin ülkemize sahip olmasını istemiyorum.

Sumru N. AKGÃœR

- TANRI 2007'de önümüze çıkarılacak engelleri Türk ulusu olarak aşabilme ve bizlere yakışır bir Atatürkçü, tarafsız Cumhurbaşkanı ile Atatürk Cumhuriyetini tavizsiz yaşatacak bir TBMM ve Cumhuriyet hükümetine ulaşabilmek güç ve iradesini versin ki mutlu bir yıl geçirelim.

Haberin Devamı

Ömer SUNMAN

- BİR an barış, sağlık, mutluluğun egemen olduğu, bir dünya düşünün! Ve sonra da savaşların, açlığın ve hastalıkların olmadığı bir dünya hayal edin. İşte, bu hayallerimizin gerçekleşmesi dileğiyle...

Arif AKKAYA

- ALLAH bizi Türkiye'de Irak benzeri demokrasi kurmaya çalışan Batı yanlısı iktidarlardan korusun.

Neval KAVÇAR

Biliyor musunuz

DEVLET sanatçısı Gülsin Onay'ın, Adnan Saygun'un 100. doğum yılı nedeniyle vereceği konserlerden ilkini 11 Ocak Perşembe günü Atina Devlet Orkestrası ile AKM'de gerçekleştireceğini, 23 Ocak'ta da Varşova'da kendisine 'Polonya Üstün Hizmet Nişanı verileceğini...

Mesaj Panosu

- SADDAM idam edildi, vicdanlar biraz olsun rahatladı. Peki 700 bin insanın katili, işgalci Bush'un cezasını kim verecek?

Kazım KILINÇ

Bana mesaj (SMS) atmayın lutfen!

GELENEKSEL değerlerimizden her birini kaybetmeyi o kadar kanıksadık ki.

Eskiden şöyleydi, böyleydi diye yakınmalar dışında, geleneklerimize sahip

çıkmak adına hiçbir çaba göstermiyoruz. İşte bu yüzden hayatımıza giren cep telefonları bir daha imdadımıza yetişti. Bayram, yılbaşı, ölüm, düğüm, v.b.

kutlamalarımızı bir mesaja indirgedik. Adeta telefon şirketlerini daha da

zengin etme çabası içinde, nasıl çok daha mesaj atarım hevesiyle

birbirimizle yarışır olduk. Bir de dönüp soruyoruz; Neden bana mesaj

atmadın?

Bugüne kadar ben de bu yarışın bir parçası içindeyken, artık çekiliyorum.

Benim için çok önemli olan kişileri ve bana değer verip bayramımı, doğum

günümü, yeni yılımı, v.b. günlerimi kutlamak için arayan kişiler ile

büyüklerimi ya telefonla arayacağım, ya da bizzat giderek kutlayacağım.

Onlara değer verdiğimi ve çok önemli olduklarını hissettirip, gerekirse

keyfimden ve eğlencemden fedakarlık edeceğim.

Yüzünü dahi görmediğim, tanımadığım, doğrudan ilgim ve organik ilişkim

olmayan kimi şirket ve kuruluşların, siyasi platformların yılda bir kere

beni arayarak pazarlama organizasyonlarına ve kutsal günlerimizi kazanç

hayallerine ortak eden giriÅŸimlerine alet olmak istemiyorum. Ãœyesi olduÄŸum

mail grubumla, dernek arkadaşlarımla ve dostlarımla zaten mailleşerek veya

bayramlaşma günlerine katılarak paylaşımda bulunuyorum. Mail adresi

olmayanlara da edinmelerini tavsiye ediyorum. Çocuklarıma ve aileme de bu

şekilde hareket etmeleri için tavsiyelerde bulunuyorum.

TÜKETİCİ LEHİNE HİÇBİR ŞEY YAPMADILAR

Diğer taraftan hepinizin kolaylıkla yapabileceği hesabı burada yapmayacağım.

Ancak Türkiye'de bugün yaklaşık 15 milyon cep telefonu abonesinin her kutlu

günde attığı 20-50 SMS mesajının bilançosunu hatırlatmakta yarar görüyorum.

- Şirketlere bavul dolusu para kazandırmaktan başka ne işe yarıyor?

- Hani özelleştirilen şirketlerden bir yatırım ve/veya tüketici lehine

nerdeyse tüm batılı ülkelerde uygulanan promosyonlar ve düşük fiyat

tarifelerine benzer bir uygulama gören var mı?

- Aralarında anlaşarak ve 'fincancı katırlarını' ürkütmeden güya promosyon

adıyla sunulan 'hizmetlerin' hepsi tüketiciyi daha fazla nasıl soyarız

felsefesine hizmet etmiyor mu?

- Zaten konuşmayı çok seven bir toplum olarak haberleşme dışında her şey

için kullandığımız cep telefonlarımızla dünyanın en geveze toplumu olmaya

aday deÄŸil miyiz?

- Ben hala neden aynı numaramı kaybetmeden bir başka operatöre geçiş

yapamıyorum?

- Alt yapı uygun olduğu halde, Ulaştırma Bakanlığı neden bunun hesabını

sormaz bilen var mı?

- Sadece bu kolaylığın sağlanması bile rekabeti körükleyeceği için tüketici

lehine büyük avantajlar getireceği tüm büyüklerimizce de! Bilindiği halde,

neden yapılmaz?

- Bu sorularıma en az 10 tane daha soru eklemek mümkün değil mi?

Onları da size bırakıyorum.

A.Baybars GÖĞEZ

DYP'nin 'romantik siyasetçi'sinin ardından

DYP'nin 2004'te İstanbul İl Başkanlığı'nı yapan, sanayici ve işadamı N. Ertan Uygun'un cumartesi günkü cenazesi DYP'li siyasetçiler ve işadamları ağırlıktaydı.

Haberin Devamı

Yakalandığı müzmin hastalıktan kurtarılamayarak Metropolitan FN Hastanesi'nde geçen cuma günü vefat eden Ertan Uygun, Avcılar'daki İPAŞ Tekstil'in sahibiydi.

Vali Muammer Güler'in de katıldığı cenaze törenine DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar başta olmak üzere ağırlıklı olarak DYP'li isimler yeraldı. Bunlar; Mümtaz Yavuz, Celal Adan, Tevfik Altınok, Kemal Kabataş, Nurhan Tekinel, Hayri Kozakçıoğlu, Necdet Menzir, eski İl Başkanları Rasim Cinisli, Maral Öztekin, Süleyman Soylu; M.Ali Bayar, Lokman Kondakçı, Prof. Erhun Eyüpoğlu gibi isimler dikkat çekiyordu.

DYP eski Genel Başkanı Prof. Tansu Çiller'in, Uygun ailesine telefonla başsağlığı dilediği öğreniliyordu.

Haberin Devamı

DYP İstanbul İl Başkanı Faik İçmeli'nin Amerika'da olduğu için katılamadığı bildiriliyordu.

Cavit Çağlar'ın yanısıra iş dünyasından TİM Başkanı Oğuz Satıcı ile eski Başkan Okan Oğuz'dan başka Malatyaspor Kulübü eski Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Bursaspor Kulübü Başkanı Levent Kızıl ve Erman Yerdelen de cenaze töreninde yeralıyordu.

Aileyi temsilen taziyeyi eşi Meziyet Hanım, oğlu Cem ve hayırsever işkadını Toçev Başkanı Ebru Uygun kabul ediyordu.

AKP'yi ise İl Başkanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu temsil ederken, kendilerini yakın arkadaşı eski Avcılar Belediye Başkanı Tahsin Salihoğlu ile Batı Trakya derneklerinin eski başkanları Taner Mustafaoğlu ile Burhanettin Hakgüder

eşlik ediyorlardı.

SALÄ°HOÄžLU'NUN OTOMOBÄ°LÄ°

Bu arada cenaze töreninde konuşulan bir konu da Avcılar eski Başkanı

Tahsin Salihoğlu'nun, 34 DM 6333 plakalı 707 Peugeot otomobilinin Avcılar'daki işyerinin önünden bir anda çalınmasıydı.

AKP Avcılar Belediye Başkan adayı olan, şimdiki İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı (Sabiha Gökçen Havalimanından sorumlu) İbrahim Bıçakcı'nın, memleketlisi Tahsin Salihoğlu'nun arabasının bulunması için ilgili yerlere talimat verdiği öğreniliyordu.

Kaçak villalara çözüm

ÖNCELİKLE yanlış anlaşılmamak için bana ve aileme ait herhangi bir villa bulunmadığını belirtmek isterim. Ancak orman arazilerine ya da Boğaz sırtlarına yapılmış kaçak villalar için önerilen çözüm yollarını da pek akılcı bulmuyorum. Bunları yıktığımız takdirde kazanılacak olan nedir? Ağaçlar geri mi gelecek? Yıkıntıların vereceği görüntü daha dehşet verici olmayacak mı? Sarıyer’de yarım bırakılan 'Uyum Villaları'nın yıllardır bu haliyle verdiği görüntüyü beğeniyor musunuz? Yapılması yanlış da olsa, belli bir estetik kazandırılabilecek bu yapıların o şekilde bırakılması veya yıkılması, milli ekonomi için de kayıp değil mi?

Benim çözüm önerim ise şöyle: Büyük depremi bekleyen İstanbul’da yıkılıp yeniden yapılması gereken binlerce bina bulunmaktadır. Kaçak villalar yerinde bırakılsın, buna karşılık bu villaları yapan müteahhitlere İstanbul Dönüşüm Projesi için bedel almaksızın inşaat yapma ve tahrip ettiği arazinin iki katı kadar ağaç yetiştirerek yeni orman alanı tesis etme cezası verilsin.

Örneğin; bir müteahhit bin dönüm araziyi katlederek bin adet kaçak villa yapmış ise, o müteahhit, gecekondu önleme bölgesinde bin daireyi bedava inşa etmeye zorlansın ve şehrin çorak bir bölgesinde iki bin dönüm yeşil alan yaratması şartı konulsun. Bu sayede hem şehirler güçlenir ve güzelleşir; hem de o firmalara, devletin verdiği tapulara ya da resmi belgelere güvenerek villa satın almış olan masum insanların paraları batmamış olur.

Postmodern Robin Hood tarzındaki bu önerimin, gelecekte yeni kaçak inşaatların yapımını özendireceğini ve yapanın yanına kar kalacağını ileri sürenlere de yanıtım hazır: Bundan sonra yapılacak kaçak inşaatlara da Devletimiz göz yummayıversin bir zahmet...

Hülya ÖZDİLEK

Seracılar: Elektrik kesintilerinden bıktık

ANAMUR'da bu kadar elektrik kesintisi artık pes dedirtiyor.

Enerjimiz mi yetmiyor yoksa bu işte yönetim beceriksizliği ve ekipman yetersizliği mi var? Hava rüzgarlı da olsa bunlar yeterli mazeret değil.

Çünkü herkesin bildiği gibi bu bölge bir üretim bölgesi yani zirai bir üretim yapılıyor üretim içinde enerji özellikle elektrik enerjisi gerek şimdi bu kesintileri bu bölgenin insanlarına nasıl açıklayabilirler. Onu da çok merak ediyorum. Gerçi kimsenin böyle bir açıklama gereksinimi içinde olduğunu da pek sanmıyorum ama neyse... Bugün Anamur'da çarşıda olanlar bilir; halkta bir telaştır sormayın... Hemen söyleyeyim bizim üretim yapmak bu ülkeye para kazandırmak ve kendi geçimlerini sağlamak için uğraşan çiftçilerimizin koşuşturmasıydı bu.

Neden mi? Nedeni ÅŸu:

Anamur'daki elektrik kesintilerinin çokluğu ve insanların bu kuruma olan

güvensizliğinden sera sahibi çiftçi hemşehrilerimiz olası don olaylarına

engel olabilmek için su motoru alma montaj ettirme derdindeydiler.

Bu motorları satan yerlerdeki yoğunluğu görseniz inanın ki çok şaşırırdınız. Son olarak ve konun özü olarak şunları söylüyoruz:

Elektrik faturalarını ödeyen hatta 2 ay ödemediği zaman hemen kesilen, birçok ad altında vergi ödeyen ve her şeye rağmen üretmek için mücadele veren bu halka bu yapılan ayıp değil de nedir?

Bir suçlu aramıyoruz.

İsteğimiz şu; bu konuda bölgemizin milletvekillerini, siyasi parti temsilcilerini, yerel yönetimleri, sivil toplum örgütlerini ve bu işlerin yürütülmesiyle alakalı tüm yetkilileri göreve davet ediyoruz. Anamur'daki bu kesintileri gidermek için alınması gereken bütün önlemlerin alınması için...

Yazarın Tüm Yazıları