Kuraklık ve kıtlıktan 18 bin kişi ölmüş

GEÇEN pazar günkü Hürriyet Ankara Eki’ndeki köşemizde Nail Tan imzalı okur mektubunda Ankara’nın 1873-74 yıllarında büyük kuraklık geçirdiği ve 18 bin kişinin öldüğü belirtiliyordu.

Birçok okurumuz bu konuda ayrıntılı bilgi var mı diye sordu.

Ankara’da araştırmacı yazar Nail Tan’ı bulduk... Kültür Bakanlığı’nda uzun yıllar uzman olarak çalışmış, TDK’dan da emekli olmuş... Cumhuriyet, Atatürk ve Türk kültürü üzerine birçok araştırması bulunuyor.

Kuraklık bilgisine nereden ulaşmış Tan?..

"Kültür Bakanlığı’nda çalışırken, Cumhurbaşkanı Kenan Evren, ’Ankara’ ile ilgili Türkçe ve İngilizce bir kitap yazılması talimatını vermiş, ’Konuklar geliyor, onlara vereceğim bir albümümüz yok’ demiş. Yıl 1987; Başbakan Turgut Özal, Kültür Bakanı Tınaz Titiz ve Vali Saffet Arıkan Bedük... Bakanlıktan bir heyet oluşturuldu. Kitabın yazımında ben de görev aldım. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ankara Valiliği yayını olarak çıkardık. 1992’de (Özal Cumhurbaşkanı, Demirel Başbakan ve Fikri Sağlar Kültür Bakanı) 2. baskısı yapıldı. Galiba daha sonra 3. baskısı da oldu" diyor. Kitapta Ankara’nın kuraklığından şöyle söz ediliyor:

"1873-1875 yılları arasında üç yıl, Ankara’ya hiç yağmadı denecek kadar çok az yağmur yağınca şehirde kıtlık ve salgın hastalıklar başladı. Yaklaşık 25 bin olan merkez nüfusunun 18 bini öldü. Geriye kalanı, yağmur alan illerdeki akrabalarının yanlarına göç ettiklerinden kurtuldu. Yani, şehir tamamen boşaldı denebilir. Üç yıl sonra yağmur yağmaya başlayınca göç edenlerin çoğu şehre geri döndü. Yeni yerleşmelerle birlikte nüfus 1923 yılında tekrar 20-25 bin oldu."

Atatürk aynı yıl Ankara’yı başkent ilan ediyor.

Nail Tan, Ankara’ya demiryolunun 1892’de geldiğini söylerken ’kuraklık’la ilgili kaynaklar için şu kitaplardan yararlandığını söylüyor:

"En önemlisi Nurettin Can Gülekli’nin ’Ankara Tarihi Arkeolojisi’nden yararlandım. Bu konuda Ankara’nın 19. yüzyılın ilk yarısını anlatan Rıfat Özdemir ile Mübarek Galip’in kitaplarından da yararlandık sanıyorum. Bu konuda araştırma yapmak isteyenler Ankara’daki Vehbi Koç arşivine de bakabilirler. Bugün için çok önemli dersler çıkarabilirler."

Özel hastaneler zor durumda

SEÇİMLERDEN sonra bakın neler oluyor?Bazı özel hastane temsilcilerinin gönderdiği notta şöyle deniliyor:

Bugüne kadar gecikmeli de olsa Sosyal Sigortalar, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur tarafından yapılan ödemeler, 15 Haziran 2007 tarihinden itibaren bu üç kurumun ’Sosyal Güvenlik Kurumu’ adı altında birleşmesiyle askıya alındı.

Bunun da nedeni, ’MEDULA’ adı verilen bir bilgisayar programına geçildiği ifade edilerek hastanelerin kurumlara fatura kesmesi önlendi.

Bu tarihten itibaren biriken ödemelerle ilgili hastanelere hiç bilgi verilmiyor.

Vergi yasalarına göre bizler suçlu duruma düşüyoruz. Çünkü, provizyon işleminden sonra yedi gün içinde faturanın kesilmesi gerekiyor.

Fatura kesilmediği için de hiçbir ödeme yapılmıyor.

Bu yapılan işlem, Anayasa Mahkemesi tarafından bozulan sosyal güvenlikle ilgili yeni yasanın ilgili maddesine de aykırı olarak, Emekli Sandığı ödemeleri bu ’MEDULA’ sistemine dahil edildiğinden, devlet memurlarının hastanelerden yararlanmaları geciktiriliyor.

Fatura kesilemediği, ödeme yapılmadığı takdirde bu işlerde kanun, kural ve mantık ölçüleri bir yana bırakılırsa buna ’karakuşi’ iş denir.

Bu durum acilen düzeltilmediği takdirde birçok sağlık kurumu iflasla karşı karşıya kalacaktır.

(Not: MEDULA, Sosyal Güvenlik Kurumu’na bağlı hastaların, hastaneler tarafından kurumdan teşhis-tedavi provizyonlarına alınması ve faturalandırılması işleminden oluşmaktadır.)

Bazı hastane yönetimlerine sorduk; bu alacaklar ne kadar diye. Birçok hastanede 1-2 milyon YTL mertebesindeymiş. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın dikkatine...

Dilim kopsun!

MİTİNGLERDE ’birleşin’ diye bağırırken sesimiz kısılmıştı. Ama ’bir seçimlik’ dememiştik. Devran döner, gene seçim olur, barajı bir daha aşabilmek için benim gırtlağıma güvenmesinler!

CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne gidebilmesi için 110 milletvekili gerekiyor. N’oldu şimdi?G.K.

YSK hangi bilgisayar programını kullandı

İLÇE seçim kurullarına ulaşan sandık tutanaklarının bilgisayarlara doğru girilmediği yönünde bir kanaat toplumda yaygın olarak bulunmaktadır.

YSK’da toplulaştırılan sonuçların hangi bilgisayar programıyla yapıldığının test edilmesi zorunludur. Bu sebeple YSK bir an önce sandık tutanaklarını ’sistemi test edilmiş bir programla’ bilgisayara yeniden girmeli ve sonuçları kontrol etmelidir. Konuyla ilgili olarak partileri, YSK ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde girişimde bulunmaya davet ediyoruz.

Mahmut A.

Zorlanma niye

SEÇİMDEN yüzde 46.5 oy alarak net bir başarı elde eden AKP, cumhurbaşkanı seçiminde yine çok zorlanıyor. Bu durum gerçekten çok ilginç.

Dünyanın başka hangi ülkesinde seçimden mutlak zaferle çıkan bir parti, cumhurbaşkanını seçmekte bu kadar zorlanır? Esasında bu durum bize Türkiye’deki birçok çarpıklığı da anlatmaktadır.

Seçim yapma kriterleri düşündürücüdür.

Osman DALGÜN-ANKARA

GÜNÜN SÖZÜ

"Abdullah Gül, cumhurbaşkanı adayı olmaya mecburdur. Tayyip Erdoğan, onu cumhurbaşkanı adayı göstermeye mecburdur."

(Yazar Ahmet Taşgetiren)
Yazarın Tüm Yazıları