Kültürümüz evrenselleşiyor

BERLİN’in tarihi Festungsgraben Sarayı’nda Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile yeni Berlin Büyükelçisi H. Avni Karslıoğlu, Almanya’da yaşayan Türk sanatçıları ile bir araya geldiler önceki akşam...

Haberin Devamı

Berlin Kültür Müşavirliği’nin organizasyonu ile düzenlenen davete katılanların çoğu ‘ödüllü’ sanatçılardı. Böyle bir davet ikinci kez yapılıyormuş. Bakan Günay, artık her yıl daha fazla sanatçının katılımıyla gelenek haline getirileceğini söyledi.
Bu kadar başarılı Türk kökenli sanatçıyı görünce insanın göğsü kabarıyor. Onlar, birer Alman vatandaşı ama Türkiye’yle ilişkilerini de bir şekilde sürdürüyorlar. Bazılarının kendi dallarında Türkiye ile bağlantıları var. Bakan Ertuğrul Günay, yemekte yaptığı konuşmada, “Doğanın ve tarihin ötesinde çağdaş sanatlar konusunda Berlin nasılsa İstanbul’un da kültür merkezi olması lazım” dedi ve sözlerine şu önemli saptama ile devam etti “Almanya’daki kültürümüz kaybolmuyor, aksine evrenselleşiyor”.
Görkemli saraydaki davete katılan sanatçıların isimleri şöyle:
Şermin Langhoff (Ballhaus Sanatevi’nin yönetmeni, kültür küratörü, 2013 yılı için Viyana Tiyatro Festivali Genel Koordinatörü seçildi), Neco Çelik (TV ve sinema yönetmeni), Orhan Kılıç (oyuncu), Buket Alakuş (yönetmen), Çetin Güzelhan (sanat tarihçisi), Feridun Zaimoğlu (Alman edebiyatının en önemli yazarlarından. Almanca yazıyor), Gültekin Emre (Yazar. Ankara Üniversitesi Slavistik Bölümü mezunu. Rus yazarlarının kitaplarını Türkçeye çevirdi), Adil Arslan (Müzik öğretmeni ve usta saz sanatçısı. Türk-Alman Müzik Akademisi kurucularından. Besteci.), Çetin İpekkaya (Tiyatro yönetmeni, oyuncu. 42 oyunda sahne aldı, 118 oyunda yönetmenlik yaptı), Nuri Karademirli (Müzisyen, besteci, koro şefi ve orkestra şefi, Berlin Güzel Sanatlar Yüksekokulu’nda öğretim üyesi), Züli Aladağ (yönetmen ve senarist), Derya İşsever ve Çimen Bahri (Almanya’da yeni öne çıkan moda tasarımcıları. Ortak firmaları var; ürünleri Türkiye’de de satılmaya başladı), Aysun Bademsoy (rejisör ve senarist), Betin Güneş (Avrupa, Asya ve ABD’deki birçok konsere solist, orkestra şefi ve besteci olarak katıldı. 200’den fazla eseri var; Yapıtları arasında 13 senfoni, elektronik müzik, solo yapıtlar ve oda müziği bulunan tek Türk bestecisi), Hatice Akyün (Almanya’da genç kuşak yazar, gazeteci), Marc Sinan (Müzisyen, besteci, Young EARopean ödüllü).
Berlin’deki Bergama Müzesi’nden ve kaçırılan eserlerden de söz edeceğiz. Bergama’nın, İranlı bir sanatçı tarafından yapılan yeni panoramik gösterisi Türkiye’ye mutlaka getirilmelidir.

Haberin Devamı

AKP’liler ‘asker’ gibi

Haberin Devamı

KADEMELİ eğitimi öngören 4+4+4 tasarısının görüşülmesi sırasında bir mesaj göndermiş CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu... CHP’liler yeni eğitim sistemi üzerinde gerçekten boğuşuyorlar... Bunu Twitter’den de paylaşıyorlar. Sanki ‘savaş’ ediyorlar.
Erdoğdu’nun yazısı gerçekten ‘demokrat’ iktidarın söyledikleriyle ters.“Durum pek iç açıcı değil. Meclis’te sinirler çok geriliyor. AKP’yle her gün bir sinir harbi yaşıyoruz. Herhalde Türk siyasi tarihinin en zorlu dönemeçlerinden geçiyoruz. AKP, oy üstünlüğünün verdiği sarhoşlukla iyice azıttı. Başbakan’ın bir işaretiyle asker gibi geliyorlar, eller inip kalkıyor, karşı taraf ne düşünür, söylediği doğru mudur hiç umurlarında bile değil. Getirdikleri yasadan Bakan bihaber. Ortak bir amaca kilitlenmişler adeta: Ne yapsak da biraz daha zengin olsak! Bilmiyorum muhalefet partisi olarak artık daha ne yapabiliriz? Kadınıyla erkeğiyle elimizden geleni yapıyoruz sesimizi duyurmak için. CNBC-E kanalı, Sakarya Milletvekili Engin Özkoç arkadaşımızın 12 saat boyunca Milli Eğitim Komisyonu’nda konuşmasını ‘Muhalefet yasa tasarısının görüşülmesini engelliyor’ diye vermiş. Görüşülen bir şey yok ki engellemiş olalım. Biz konuşuyoruz sadece, anlatmaya çalışıyoruz bu işlerin geniş kesimler tarafından tartışılması gerektiğini... Ama kimin umurunda, ‘% 50 oyum var, senin ne düşündüğün çok da önemli değil’ havasındalar. Neyse, canınızı sıkmak için yazmıyorum bunları. Sadece neden hızlı cevap veremediğimin bir kısa açıklaması olarak kabul edin. Ama inanın çok gerildik artık. Konuşmamıza bile tahammül edemez hale geldiler. İnsan sormadan edemiyor ‘Demokrasilerin kendi kendini yok etme hakkı var mıdır’ diye!”

Haberin Devamı

Efsunlaşan millet!

OKURUMUZ M.A. “95 ve 97 oktan benzin fiyatlarına 10 kuruş zam geldi. Gelen zamla birlikte İstanbul’da ortalama 4.43 liraya satılan benzinin fiyatı 4.53 TL oldu. Benzin zamları artık kanıksandı, kimsenin umurunda değil. Halbuki bu zamlar, diğer fiyat artışlarını tetikliyor. Ecevit, Demirel, hatta Özal’ın başbakanlıklarında benzine zam gelince millet ayağa kalkardı. Şimdi herkes tepkisiz nedense... Sanki millet efsunlanmış! Yürütmenin her yaptığına ne yaparlarsa doğrudur mantığıyla yaklaşılıyor. Geleceklerinden çalındığının farkında değiller” diyor. Okurumuza, şunu da düşünmek gerektiğini hatırlatmak gerekir: “Petrol fiyatlarındaki artış sürüyor. Varili 110 doları buldu. Hemen hemen her ülke, akaryakıta yüksek vergi uyguluyor. Bu bizde biraz acıtıcı, oldukça fazla... Bunun bir nedeni de devletin birçok alanda vergi toplayamaması... Kaçaklar önlenemiyor. En garantili yol olan akaryakıt, motorlu taşıtlar, içki, sigara, telekomünikasyon gibi alanlarda devlet yolunacak kaz arıyor. Otomobil, telefon, içki-sigara içen, Hazine’ye epeyce bir katkı sağlıyor. Vergi kaçıranların açığını kapatıyor. Bir de kira gelirlerini düşünün!”
Bir şeye kızarken esas meseleyi gözden kaçırmayalım.

Haberin Devamı

Ataköy salonu okul spor salonu gibi!..

“ATAKÖY’de tamamlanmamış spor salonunda yapılmakta olan Dünya Atletizm Şampiyonası büyük küçük aksaklıklarla başladı... İşletme ve organizasyon eksikleri, çoğunluğu turist olan yabancılara ülkemizin imajını küçük düşürmektedir” diyor, uluslararası bir çok projede imzası olan Makine Y. Mühendisi Aslan Özmen. Mühendis gözüyle o kadar yanlış ve eksik görmüş ki; özetle “Salon son derece kötü dizayn edilmiş, giriş antresi çok küçüktü. Kalabalık bir seyirci gelirse ezilmeler kaçınılmaz olacaktır. Salon küçük olup en fazla 3 bin 500 kişi alabilir. Tuvaletler az ve yetersizdir. Adeta 1940’ların okul spor salonlarını hatırlatmaktadır.Salonun kiriş dizaynı, tüm görüntüyü örtecek şekilde kaba Mannesman borusundan yapılmıştı. Oysa, istisnasız büyük açıklıklı spor salonları ABD ve Rusya’da ağır, zarif profillerden yapılır. Hem sağlam, hem güzel görünür. Hiç kimse buraya şantiye seyretmeye gelmiyor” diyor.
Evet, Spor Bakanı bu salonun aksaklıklarını acilen çözmelidir.

Yazarın Tüm Yazıları