Kültürel yağmalama

‘Altının ve değerli mücevherlerin ışıltısına şaşmadım. Beni hayrete düşüren altın ve değerli taşlardan çok daha üstün olan o işçilik. Büyük bir hayranlıkla binlerce biçim ve şekildeki eşyaya baktım. Bunları burada anlatmam olanaksız. Bana kalırsa şimdiye dek insanın gözlerini böylesine kamaştıran şeyler hiç görülmedi.’’Bu satırları yazan Habsburg Sarayı tarihçisi ve elçi Peter Martyr. Eski Dünya'nın Yeni'sinden haraç olarak aldığı eşyaları böyle tanımlıyordu. Yığınla süs eşyası altından dökülmüş ya da dövülerek yapılmış maskeler ve töresel eşyalar. Bütün bunlar Aztekler'in ‘‘Tanrı'nın pisliği’’ ya da ‘‘Tanrı'nın teri’’ adını verdikleri altından yapılmıştı. Bu yığın yığın altın eşyayı Aztek Kralı Montezuma, gözü doymak bilmeyen Cortez'e vermişti.Bu hazine 1919'da Avrupa'da gösterildi. Ama bugün bu eşyalardan bir tane bile kalmadı. İspanya'nın Yeni Dünya'dan zorla aldığı bütün eşyalar gibi, bu büyük sanat eserleri de eritilerek külçe altın haline sokuldu.1650 yılına dek Amerika'dan İspanya'ya 180 ton altın eşya ve 16 bin ton gümüş yollandı. Bu yüzden Avrupa'nın siyasal dengesi de birdenbire değişiverdi.İngiliz devlet adamı, yazarı ve kaşifi Sir Walter Raleigh, İmparator V. Charles için şunları yazıyordu:‘‘Onun o Kızılderili altınları Avrupa'nın bütün uluslarını endişelendiriyor ve tehlikeye düşürüyor. Charles bu altınla bilgi satın alıyor. Bu altın sayesinde gizli toplantılara süzülüyor.’’Aslında yukarıda verilen sayılar eksik sayılıyordu. Amerika'dan katiplerin kaydettiklerinden çok daha fazla altın getirildiği biliniyordu. Gerçekten de İspanya'da, Amerika'da ve başka yerlerde binlerce altın eşya eritilip, yok edildi. Son zamanlara kadar Panama'daki dişçilere dişleri doldurmaları için el altından ‘‘Kızılderili altını’’ satılıyordu.Mezardan, erime postasına giden yol ancak 1950 yıllarında kapatılabildi. Çünkü Kolombiya ve Kosta Rika'daki mezar hırsızları ancak o zaman eski altın eşyaların sanat piyasasında külçe halindekinden çok daha fazla para getirdiğini öğrendiler.Bütün bir kültürün sanatının ve sanat eserlerinin kaba birer külçe haline getirilmesi gerçekten çok acı. Özellikle Kolomb'un keşfinden önceki Amerikan sanatçılarının altın işlerindeki ustalık ve hayal gücü gözönüne alındığında bu, büsbütün anlaşılıyor.Aztekler'e ulaşan İspanyollar, ağızları bir karış açık bütün bu altın eşyalara bakakaldılar. Bu ilgi çekici Kızılderililer'in yemek tencerelerinden tören maskelerine kadar her şeyi altıntan yaptıkları anlaşılıyordu.İspanyolların Amerika'yı keşfetmelerinden önceki Aztek sanatıyla ilgili eserlerden, Cortez'le adamlarının ve mezar hırsızlarının elinden kurtulmuş olan 20.000 kadarı bugün Bogota'da Museo del Oro'da yani altın müzesinde gösteriliyor.Evet, bu açıklamaları Rupert Furneaux ‘‘Ancient Mysterius’’ adlı kitabında yapıyor. Aztek'lerin kültürü hakkında birer ipucu olabilecek eserlerin külçe altın haline getirilmiş olması ne büyük bir kayıp. Ve o zamandan bu zamana değişen pek fazla bir şey de yok. Hâlâ mezarlar yağmalanıyor ve bulunan eserler el altından yok ediliyor.
Yazarın Tüm Yazıları