Dilerseniz, antik
Zeugma şehrinden çıkartılan eşsiz mozaiklerin, Mars heykelciğinin bulunduğu Gaziantep Müzesi'nden başlayalım.
Müze,
Zeugma'dan çıkartılan 1100 metrekarelik mozaikleri alabilecek kapasitede değil.
İtalyan ekipler tarafından restorasyonu tamamlanmış mozaiklerin tümü bu yüzden sergilenemiyor.
Artık herkesin tanıdığı
Çingene Başı mozaiğini görüp derin bir hayal kırıklığına uğramamak mümkün değil.
Zira o güzelim mozaik, gelişigüzel bir duvara asılmış.
Onu aydınlatacak, renklerini belirginleştirecek bir spot dahi yok.
Zeugma'da sular altında kurtarılan mozaiklerin her biri birer sanat eseri ve bu küçücük müzede değerleri anlaşılmıyor ne yazık ki...
Gaziantep Müzesi'nin bahçesinde, esas binaya ilave olarak planlanmış binanın inşaatı tam 12 yıldan beri sürüyor. Sürüyor çünkü gerekli 460 milyar lira bulunamıyor.
İşte bu yüzden eserlerin çoğu depolarda...
Valilik gerekli paranın bir bölümünü karşılamak için devreye girmiş, Kültür Bakanlığı'ndan doğru dürüst bir yanıt alınamamış.
Belediye Başkanı
Celal Doğan ile konuştuğumda, belediyenin neden masrafın bir kısmını üstlenmediğini sormuştum.
Doğan da, topu Kültür Bakanlığı'na atmıştı.
‘‘İzin versinler binanın inşaatını tamamlarız’’ demişti. Gaziantep dönüşü, Borusan'ın İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde
‘‘Sonsuzluğun Heykelleri’’ kitabının tanıtımı için düzenlediği gecede Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü Dr.
Alpay Pasinli'ye müzeyle ilgili duyduklarımı aktardım.
Pasinli'ye göre, müzenin bahçesinde inşaatı yarıda kalmış ek bina durumu kurtaracak bir seçenek değil.
Gaziantep'in esaslı bir müzeye ihtiyacı var ve bakanlık böyle bir masrafın altından kalkamaz.
‘‘Peki o halde Antepli işadamları devreye girsin’’
diye öneriyorum. Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü Dr.
Alpay Pasinli, bu fikre sıcak bakıyor.
‘‘Zengin Antepli işadamları biraraya gelsin, müzeyi kursunlar. Kültür Bakanlığı yeni müzeye, katkıda bulunacak işadamlarının adına plaketler koymaya hazır’’ diyor.
Pasinli'nin sözlerini ilettiğim Gaziantep Sanayi Odası Başkanı
Nejat Koçer'den daha ilginç şeyler öğreniyorum.
Meğer, TOBB Yönetim Kurulu'nda bir Zeugma Müzesi'nin inşası için alınmış bir karar var. Kararı çıkartan
Nejat Koçer.
‘‘Kültür Bakanlığı bir proje hazırlasın, biz projeyi uygulayalım’’ diyor.
Bu konuda
Koçer haklı.
Zira kaynak bulunduğu takdirde, proje Kültür Bakanlığı'nın işi.
Kültür Bakanlığı ile Anteplileri
Zeugma eserlerine láyık bir müze için acilen işbirliğine çağırıyorum.
Elçi Pearson, Packard'a Zeugma için mektup yazmış
ZEUGMA meselesinin bir diğer boyutu da kazılar.
Hatırlarsınız,
Zeugma gündeme geldikten kısa bir süre sonra, Hewlett-Packard'ın ikinci kuşak sahibi
David Packard devreye girmiş, Birecik Barajı'nın suları altında kalan antik şehrin kurtarılması için yaklaşık 5 milyon dolar vermişti.
Packard daha sonra kazıların devamı, bir açık hava müzesi, bölgede araştırma merkezi için 10 yıl zarfında 100 milyon dolar vermeyi taahhüt etmişti.
Bu konuda çok yazdığım için hatırlıyorum, tarih Haziran 2001 idi. Aradan neredeyse 16 ay geçti.
Packard'dan ses seda yok.
Tüm dünyada arkeolojik kazıları destekleyen
Packard Vakfı'nın kurucusunun bu konuda tam olarak ne düşündüğü, neden
Zeugma ile ilgisini kesmek istediği bir muamma.
Kültür Bakanlığı ile arasında nasıl bir diyalog geçti, küstüyse neye küstü bilen yok.
Alpay Pasinli,
Packard'dan umut kesildiğini,
Zeugma kazılarının devamı için yeni bir sponsor ve yeni bir kazı ekibinin müracaat etmesini beklediklerini söylüyor.
Zeugma'da halen kazılar durmuş vaziyette zira
Packard'ın yardımı aralık ayı itibarıyla son buluyor.
Bölgedeki
Zeugma Kazı Evi toparlanmaya hazırlanıyor.
Bu konuda da acilen birşeyler yapılmazsa
Zeugma'dan ilk çıkanlarla yetineceğiz.
Oysa Gaziantep Müzesi’nden aldığım bilgiye göre, antik şehrin ancak yüzde 20'si ortaya çıkartılmış. Kocaman bir şehrin sadece kenar mahalleleri. Şehrin büyük kısmı toprak altında.
İşler bu noktada iken Amerikan Büyükelçisi
Pearson devreye girmiş.
Pearson,
Packard'a gönderdiği mektupta
Zeugma'yı desteklemeye devam etmesini rica etmiş.
Ankara'daki elçilik mektubu doğruladı. Şimdi umut
Packard'dan gelecek cevapta.