Kudret Sabancı, beni salak yerine koydu

Durduk yerde öyle bir şey söyledi ki, güldüm. "Ben muhafazakar marjinalim" dedi. "Pardon, o ne demek" dedim, "O iki kelime yan yana nasıl geliyor?" "Öyle bir çağda yaşıyoruz ki, kimin eli kimi cebinde belli değil, maşallah herkes herkesle birlikte, artık gazetelerde soyağaçları yayınlanıyor. Ben de bu dünyaya ait olduğum halde, bu yaşıma kadar kocam dışında başka bir erkekle birlikte olmadığım için asıl marjinal ben oluyorum. Ama muhafazakár marjinal!.."

Sizce de ilginç bir yaklaşım değil mi? Berna Laçin’in dikkatleri üzerine çektiği tek nokta da bu değil tabii. Kudret Sabancı-Sanem Çelik ilişkisindeki açıklamaları da, insanlar tarafından farklı değerlendirilmişti. Ben de onu ilk yakaladığımda köşeye çektim, işin aslı nedir diye sordum.

* "Kocam, ilk sevgilim" diye bir açıklama yaptığınız kalmış aklımda, doğru olabilir mi?

- Evet.

* Hayatınıza başka hiçbir erkek girmedi mi?

- Hayır.

* Peki sizce bugünkü şartlarda, bu biraz tuhaf değil mi?

- Tuhaf.

* İnsan başka bir erkekle sevişmek nasıl bir şey diye merak etmez mi?

- Eder. Ama sadece merak eder.

Anlamadım.

- Merak ettiğiyle kalır demek istiyorum. Biz Tolga ile birlikte büyüdük ve böyle gelişti her şey. Yanlış anlamayın, hayatıma başka bir erkeğin girmemesini, övünülecek bir şey olarak söylemiyorum, sadece durum tespiti yapıyorum.

18 YILDIR BERABERİZ

Nasıl tanışmıştınız?

- Aslında, anne karnında tanıştık. İki hamile annenin karnında, yan yana çekilmiş fotoğraflarımız var. Onun annesiyle benim annem okul arkadaşı; babasıyla annem mahalle arkadaşı; babasıyla babam Harp Okulu’ndan pilot. Annelerimiz hamileyken, babalarımız aynı yerde görevlilermiş. Ama esas tanışmamız, 17 yaşındayken gerçekleşti. Tolga’nın babası tam askerdi, sonradan general filan oldu. Benim babam ise öyle değildi, o kadar asker ruhlu değildi, daha serbest yapılı bir adamdı, zaten binbaşıyken de ordudan ayrıldı. O yüzden biz hiç kampa mampa gitmezdik. Sevmezdi bizimkiler öyle şeyleri. Ama ben bir yaz çok ısrar ettim, "Bütün arkadaşlarım gidiyor, bir kere de biz gidelim" diye, işte o kampta buldum Tolga’yı, Erdek Kampı’nda. 17 idik tanıştığımızda, ancak 18’ken flört etmeye başladık. 18 senedir birlikteyiz, 10 yıldır da evliyiz...

KAYBETMEK İSTEMEM

İlişkiniz hiç mi tehlikeli dönemlerden geçmedi?

- Şöyle şeyler oldu tabii. Bu meslekte ilerlerken, etrafında bir sürü adamlar oluyor; en zengin denilen adamlar, bir anda evlenme teklif ediyor ya da ilanı aşk ediyor. Ama garip bir şekilde, benim Tolga’ya karşı hislerim değişmedi. Değişse, deli miyim "İlla ben bunu istiyorum" diyeyim? Hálá da seviyorum adamı. E o zaman niye bırakayım?

Diyelim ki kocanız o kalp çarpıntısını özlüyor ve yeniden aşık oldu...

- Başkasına mı? E haliyle çok sarsılırım. Çünkü onu çok seviyorum, kaybetmek istemem.

KUDRET’E ÖFKE

O yüzden mi Kudret Sabancı hikayesinde ahlakçı bir çıkış yaptınız?

- Yoooo, o hikaye başka, bakın anlatayım... Biri, başka birini zayıf görüp de üzerine çullanırsa, "Ben daha kuvvetliyim, seni paralayım da gör" derse, ben duramam. Şu sokakta da birisini birini dövmeye kalkarsa, ben o olaya da dahil olurum, iki tane patlatırım. Hele hele bu kadar iyi bildiğim bir konuda, mümkün değil sessiz kalamazdım...

İyi de iki kişi arasında olan bir şey bu. Sana ne kardeşim!

- Öyle değildi işte. Epey bir süre Kudret, Esra’yı kandırdı. Kandırırken de, beni maşa olarak kullandı. Adama hırsım ondan. Beni salak yerine koydu. Biz çok yakın arkadaşlardık, kocam mocam, hep birlikte oraya buraya gidiyoruz, yediğimiz içtiğimiz ayrı değil. Sanem’le bu dedikodu çıktığında, ben Kudret’a direkt sordum; "Bir şey varsa en azından ben bileyim" dedim, yani demek istedim ki, "Esra’nın arkadaşıyım, ama o başka şey, bu başka şey, sana sırtımı filan dönmem, yeter ki dürüst ol." Benim bir sürü kocasını karısını aldatarak boşanan arkadaşlarım var, ben onlarla ayrı ayrı görüşüyorum; o, onların problemi, benim değil. "Sen deli misin" dedi, "Ölümü öp, ölümü gör" gibi laflar, yemin billah etmeler. Bir adam bu kadar mı yalancı olur? Ama böyle bir adam tipolojisi var. Neredeyse yatakta yakalasan, "Sen yanlış görüyorsun, bu yatakta bir kadın yok, ben hiç yokum..." diyecek. Biz de yiyeceğiz!

Anladım. Karısını kadar, siz de kendinizi aldatılmış hissettiniz?

- Aldatılmış hissetmedim, aldatıldım. Bir de safım ya, "N’olur Esra’ya Sanem’le aramızda hiçbir şey olmadığını anlat. N’olur, şu yönetmene, şu prodüktöre filan de telefon aç söyle, sana inanırlar" diyor. Ben de herkesi arayıp "Ya ne kadar terbiyesiz bir piyasa, bu adamın o kadınla ilişkisi milişkisi yok, deli gibi karısını seviyor" diyorum.

Niye yapıyorsunuz bunu?

- E çünkü Kudret yardım istiyor. "Beni kurtar" diyor. Aklımca onu da, Esra’yı da koruyorum. Bu arada Kudret "İyi gelecek aşkım, sen git" diye Esra’yı yurtdışına yolluyor, gözümün önünde aşk numaraları yapıyor; perişan olmuş adamı oynuyor, gece 3’te benimle konuşuyor; "Karımı şimdiden özledim" filan, meğer o esnada adamı diğer kadınla çekmişler... E delirdim tabii. Bu benim için Fenerbahçe’nin son anda şampiyonluğu kaybetmesi gibi hadise oldu. Sinir bozucu ötesi yani. Bir de utanmadan ertesi gün arıyor, Sanem’le yakalanmış o sırada ama ben daha bilmiyorum, beni de sağlama alıyor, çünkü yayını durdurabileceğini zannediyor, bir seri katil sakinliğinde, "Arkadaşım, dün sana kötü davrandım, seni kırmak hayatta isteyeceğim son şey" diyor, "Saçmalama" diyorum, "Esra arayıp duruyordu, Tolga’yla gidin Kudret’i alın size getirin. Seni o yüzden aradık..." O ise benden önce Esra ile bizim en yakın arkadaşımızı aramış, o da bir yönetmen, "Çay içerken yakalandım, lütfen o bantı durdur, çünkü Esra hamile" demiş. Yani çüş! Daha nasıl yalan söylenebilir?

AHLAKÇI İLAN ETTİLER

Ama siz bu çıkışınızla antipatik bulundunuz...

- Evet ahlakçı ilan edildim oysa ne alakası var? Benim kocasını aldatan arkadaşlarım var, karısı aldatan arkadaşlarım da var, beni ilgilendirmez kimsenin hayatı, ayrılırlar ayrılmazlar bana ne. Ama bu durum farkıydı. Bir insanı idama götürüyorlar ve sen cinayeti görmüşsün, "Kardeşim, katil o değil bu" demez misin? Antipatik olmamak için susmayı mı tercin edersin? Ben Kudret’e kızdım, Sanem’le işim yok benim, ama tabii "Berna, Sanem’a kızdı" diye yazmak daha cazip. Sanem’in fotoğrafını koyarsan, millet hiç değilse güzel bir kadın görecek. Yok, benim eski sevgilimi kapmış da Sanem. Benim eski sevgilim yok ki. Ben demişim ki "Sanem okuldayken de herkesle düşüp kalkardı." Ne ayıp şeyler bunlar, ben Sanem’i tanıdığımda 13 yaşındaydı. Seda Sayan da "Kadın olsaydı da, kocasını elinde tutsaydı" dedi. Şimdi delirmez misin? Kudret’in basındaki abileri de şöyle bir numara çekti, "Biz erkeği kollayalım, kadınlar da birbirini yesin. Hem buradan bizi de malzeme çıkar, kahrolsun kadınlar. Ve mümkünse mahvolsunlar..." Benim için Kudret’e aşık bile yazdılar.

Modern ailenin muhafazakár kızıyım

Muhafazakárlığınız, ailenizin anneniz dışındaki fertlerinden mi kaynaklanıyor?

- Hayır efendim. Dedem bana "Kızım, kolsuz giysene, kolların çok güzel" derdi, babam da etek alır, akşam anneme eteğin boyunu kısalttırırdı, ben de sabah "Mini etek giymem" diye kıyameti koparırdım. Nedenini bilmiyorum, doğuştan böyleyim. Bu anlattığım 20 sene evvelki hadise; o zaman annem, kargo pantolonlar giyip altına espadriller çeken kadındı, gayet modern yani, kısacık saçlı filan. Frapan asla değildi. Ama benim arkadaşlarımın annelerine göre çok acayipti. O kadının işte böyle bir çocuğu oldu.
Yazarın Tüm Yazıları