Küçük dev adam

Merkezi İtalya Orsenigo’da bulunan, otomobil devlerine, Ege Serbest Bölge’deki de dahil olmak üzere, dünyanın farklı köşelerindeki fabrikalarında ateşleme bobini ve hibrit sistem üreten Eldor Corporation’un patronu Pasquale Forte, Sıradışı’na konuk oldu.

Haberin Devamı

Çok uzun okuma şansı ve zamanı olmayan, radyo teknolojisi eğitimi alıp genç yaşta iş hayatına atılmak zorunda kalan Forte, 1972’de garajdan bozma yerde kurduğu ve bir yıl tek başına çalışmak zorunda kaldığı Eldor’u günümüzde binlerce çalışanı bulunan uluslararası bir şirkete dönüştürmeyi ve sektöründe 1 numara yapmayı başarmış. Bu başarı öyküsünün altında hiç kuşkusuz, bu küçücük adamın bitmek bilmeyen enerjisi, karıncalara meydan okuyan çalışma azmi, gelecek öngörüsü, ‘İyi analiz yaparsan bilgi sahibi olursun, bilirsen de harekete geçersin’ hayat felsefesi yatıyor. Tabii bir de hala kendisiyle özdeşleşen mavi önlüğünü giyip ekip arkadaşlarıyla birlikte yeri geldiğinde haftanın yedi günü işinin başında olması. Aynı zamanda şarap ve zeytinyağı ticaretiyle de uğraşan Pasquale Forte, arkeolojiyle yakından ilgileniyor, el yapımı seramik ve yağlıboya tablolar biriktiriyor, fırsat buldukça da elektro bas gitar çalıyor.

Haberin Devamı

OTOMOBİL
Türkiye’de kararlı olacaksın

* İlk arabam ikinci el bir Fiat 600’dü. Şimdi Alfa Romeo Giulietta Spider (1961), Porsche, Toyota Hybrid, Ferrari 599, ayrıca Vespa (1952) ve Lambretta’m (1947) var.
* Türkiye’de Mercedes’e biniyorum. Şoförüm yok, kendim kullanırım.
* Hızlı, emniyetli, dikkatli ve neşeli bir sürücüyüm. Zaman benim için önemli. Gerektiğinde hız yaparım ama hiçbir kuralı ihlal etmem.
* Türkiye’de araba kullanmak benim için son derece önemli bir tecrübe. Şunu öğrendim, burada kesinlikle kararlı sürücü olmak lazım. Bir de ülkenizde trafikteki kusurlara karşı gerek polis gerek vatandaşlar çok fazla hoşgörülü.
* Bir otomobil alırken benim için en önemli gösterge dizaynı. Tasarımı hoşuma giderse sonrasında detaylara bakarım. Güvenli oluşu ve rahatlığı da kararımı etkileyen diğer unsurlar.

BESLENME
Meze, sarma, iç pilav enfes

* Hiçbir öğünümü abartılı yemem. Porsiyonları olabildiğince küçük tutarım. Bulabildiğim ölçüde organik ürünleri tercih ederim.
* Kahvaltımı işte yaparım. Biraz zeytin, küçük bir parça peynir, zeytinyağı ve bazen de yumurta yeter.
* Öğlenleri sadece salata yerim.
* Akşamları ise iyi bir sofrada güzel şeyler osun isterim. Örneğin, fasulye ya da bezelyeden yapılmış çorba, İtalyan usulü spagetti, bazen de balık veya et tüketirim.
* Ara öğünüm yok gibidir. Nadiren meyve, küçük bir parça çikolata atıştırırım.
* Türk yemekleri çok hoşuma gitti. Özellikle mezelere bayıldım. İç pilav ve yaprak sarması da enfes.
* Mutfağa girmekten büyük keyif alırım. Yemek yapma konusunda yeteneğim olduğunu düşünüyorum. Yeni şeyler denemek beni çok rahatlatıyor. Kum midyeli ve kekik, mercanköşk, kereviz, havuç karışımlı spagettilerim ünlüdür.

Haberin Devamı

Küçük dev adam

MEKAN
Aydınlık mekandan hoşlanırım

* İzmir’de; Deniz, Cumba, Yengeç.
* İstanbul’da; Beyti, Papermoon.
* İtalya’da; Aimo e Nadia, Il Devero, Enoteca Pinchiorri, Arnolfo, Colle Val D’elsa, Trattoria Perilli, Rocca D’orcia.
* Bir mekan aydınlık, temiz ve düzenli olmalı.

SPOR
Yürürüm ve bisiklete binerim

* Bisiklete binmek, yürümek, kırlarda dolaşmak hoşuma gider. Ancak, işimden dolayı çok fazla zaman ayıramıyorum.
* Olabildiğince işin akışı içinde yürümeye, fırsat buldukça da gideceğim yerlere bisikletle gitmeye çalışıyorum.
* Fabrikanım bir bölümünü fitness center haline getiriyorum. Böylece ben de arada bir gidip yarım saat bir şeyler yapabileceğim.
* Futbolla çok fazla ilgilenmemekle birlikte Milan’ı destekliyorum.

Haberin Devamı

TATİL
Yılda üç kez 4-5’er gün

* Çok uzun tatiller hoşuma gitmiyor. Yılda üç kez 4-5’er günlük kaçamaklar bana yetiyor.
* Genellikle sanat şehirlerini, arkeolojik faaliyetlerin olduğu yerleri tercih ediyorum.
* Tarihi eserlere, kalıntılara çok meraklıyım. Müzeleri gezmekten de büyük keyif alırım. Kyme Antik Kenti kazılarına destek veriyorum.

Küçük dev adam
* Bu anlamda İstanbul’u bu gözle ziyaret etmek istiyorum.

HOBİ
İyi şarap koleksiyoncusuyum

* En büyük hobim çalışmak. Beni dinamik tutuyor.
* İyi bir şarap koleksiyoncusuyum. Tüm dünyadan zengin bir kavım var.
* İtalya Toskana’daki çiftliğimde “Podere Forte”markasıyla ben de şarap üretiyorum. Ayrıca, “Petrucci” ve “Guardiavigna” diye alt markalarım da var. Hepki üst segmentte, ödüllü şaraplar.
* Japonya, Hong Kong, ABD, Avusturya, İsviçre, Almanya, Belçika ve İngiltere’ye ihraç ediyorum. Eylül’de Türkiye’de de olacak. Ülkenizde büyük potansiyel var. Antik çeşitlilik çok fazla. Yüksek kaliteli şarabın geleceği parlak. Ancak yapılacak çok da iş var. Bir gün Türkiye’de bu alanda yatırım yapabilirim.
* Arkeolojiden bilimsel eserlere kadar hemen hemen her konuda okurum. Bilgi sahibi olur, kendimi güncellerim.
* Müzik benim için tutku. Rock müzikten caza her türü dinlerim. Fırsat buldukça elektro bas gitar çalarım.
* El yapımı seramikler ve yağlıboya tablolar biriktiriyorum.

Haberin Devamı

KARİYER
Her şeyimi tek başıma yaptım

* Çok uzun okuma şansım ve zamanım olmadı. Liseden sonra gece eğitimi veren meslek yüksekokuluna devam ettim. Radyo teknolojisi üzerine eğitim aldım. Sonrasında her şeyimi kendim yaptım, kendi sistemimi geliştirdim.
* İlk paramı, iki arkadaşımla beraber televizyonlar için küçük elektrik-elektronik parçalar ürettiğimiz laboratuvardan kazandım. O günün parasıyla 50 liret. İtalya’daki ofisimin duvarında çerçeve içinde hala saklarım.
* Profesyonel iş hayatım 1972’de başladı. İlk şirketimin adı Elfo’ydu. Garajdan bozma yerde bir yıl tek başıma çalıştım. 1980’de 25 kişiye ulaştık. Yıllık ciromuz da 1 milyon Euro’yu buldu. 1981’de de adını Eldor olarak değiştirdim. Sonra gelişimi daha iyi yapmak için uluslararası olmaya yönelmem gerektiğinin farkına vardım.
* Türkiye’ye 1989’da geldim. İlk fabrikamı İstanbul’da kurdum. Televizyon sektörü için tek hatlı elektrikli komponent üretimine başladım. Türklerin dinamizmi, açıklıkları çok hoşuma gitti. Vestel’in hızlı şekilde büyüdüğü yıllardı. Ona yakın olmak için, gelen teklifi değerlendirerek ikinci fabrikayı 1999’da Ege Serbest Bölge’de hayata geçirdim. Televizyonun elektronik anlamda en önemli parçalarından biri olan yüksek gerilim trafosunun üretimine başladık.
* Bu arada, Finlandiya ve Slovakya’da fabrikalar açtım. 2002’de, bu özel üründe dünyanın 1 numarasıyken, LCD ekranların çıkmasıyla birlikte yavaş yavaş geriye doğru düşüş olacağını hissettim. 115 milyon Euro’luk ciroyla çalışırken, önüme çıkan fırsatı değerlendirdim ve içim yana yana Eldor’un tüketici elektroniği olarak geçen bu bölümü çok uluslu bir ABD firmasına devrettim.
* Bu olay olmadan birkaç sene önce üretim ve çalışma ilkeleri hemen hemen aynı olan bu komponentleri televizyondan otomotive kaydırmaya başlamıştım. Çok kısa bir sürede bu sektörde de yine 1 numara olduk. Ciromuz da 200 milyon Euro’ya çıktı. Hedefimiz, bu ciroları her yıl yüzde 20-30 artırmak. Sadece Çin’e hitap edecek fabrikamız gün sayıyor. Brezilya da 2014’te hizmete girecek.
* İzmir’de bin 100 çalışanımız var. Fabrikanın yanındaki araziyi aldım. Ar-Ge binası kuracağım. Burası, diğer ülkelerde kurulacak fabrikaların referansı olacak. Türkiye’yle çok özel bağlarım var. O nedenle fabrikalar artsa da çoğunlukla İzmir’de olacağım.

Haberin Devamı

TOPLANTI
Gerekirse 5-6 kez toplanırız

* Gün içinde en az iki, gerektiğinde 5-6 kez toplanırız. Bazıları bilinen, bazıları da anlık ihtiyaçlar doğrultusunda ortaya çıkan buluşmalardır. Etkili olması için en çok 45-60 dakika olmasına özen gösteririm. 15-20 dakika süren de olur. Konuların katılanların anlayabileceği netlikte olmasını isterim.

GÜNE BAŞLANGIÇ
6.5 saat uyku bana yetiyor

* 23.30-24.00 gibi yatarım, 06.30’da da uyanırım. 07.15-07.30 gibi işte olurum. Akşam da 19.00 gibi çıkarım.

Küçük dev adam

MODA
Mavi yeleğimi hiç çıkarmam

* İyi giyinmekten hoşlanırım. Ancak, çalışırken çok da resmi olmak istemem. Tüm çalışanlar gibi mavi yeleğimi üzerimden asla çıkarmam. İş dışında sporumdur. Kot ve mevsimine göre tişört ya da sweat giyerim.
* Siyah ve kahverengi sevmem. Mavi ve tonlarıyla gri, füme, bir de beyaz hoşuma gider. Zaman zaman sarı ve kırmızı gömleğimle çıkarım.
* Minyon bir insan olduğum için mecburen diktiriyorum. Kısa süre öncesine kadar İtalya’daki terzime diktiriyordum. Sanırım bundan sonra gitmeme gerek kalmayacak, Hikmet Alcan’la çalışacağım.

SEVİMLİ DOSTLAR
İki köpeğim, bir kedim var

* İrlanda setteri ‘Hero’ ve ‘Cassia’ adlı iki köpeğim var. Bir de ‘Filomena’ ismini verdiğim kedim mevcut.

HAYAT FELSEFESİ
Analiz, bilgi ve hareket. İyi analiz yaparsan bilgi sahibi olursun. Bilirsen harekete geçersin.

Yazarın Tüm Yazıları