Koyun can derdinde kasap et derdinde

YÜCE Allah, Kur-an’da "İsraf haramdır" diye buyuruyor.

Ülkemiz terör belasıyla uğraşırken, askerlerimiz şehit olurken, milletimizin yüreği yanıp içi kan ağlarken ve halkımızdan evine bir ekmek alamayanlar varken; Çankaya Köşkü’nde 30.7 trilyon TL’lık ’süsleme’ yapılacakmış. Bunun adı ’israf’ değil mi? İsrafı biz yapınca haram da, başkaları yapınca helál mi oluyor?

Çankaya Köşkü ’çiçek gibi’ olacakmış. Köşkümüz, öncesinde çiçek gibi değil de virane miydi?

Bu ülke bizim, tabii ki Çankaya Köşkü de bizim, Cumhurbaşkanımız da bizim Cumhurbaşkanımız. Bu büyük makamın en güzel yerde ve en güzel şekilde temsil edilmesi bize ve ülkemize elbette yakışır. Ancak, her şeyde olduğu gibi bu tadilat konusunda da biraz mantıklı, vicdanlı ve İslami davranmak gerekmez mi? Bu mantık, vicdan ve İslami teraziyi kurmak da o makama daha çok yakışır. Makam ve ’first lady’liğin büyüklüğü çiçek gibi süslemekle olmaz diye düşünüyorum. Böyle bir davranışın Türkçede karşılığı ise ’first lady’lik değil keyfiliktir.

Eğer o yüce makamın keyfi yaşanacaksa, bu keyif milletin parası ile olmamalıdır. Öncekiler çadırda veya köşkün bahçesinde mi kalıyordu? Veya, onlar da köşkte kaldılar da eşyaların hepsini mi eskittiler?

Madem ki, herkes gibi ben de kendi evimin boyasını tadilatını 430 YTL’lık emekli maaşımdan yapıyorsam ve evimin eşyalarını da bu maaşımla alıyorsam; Çankaya’da yapılacak bu lüks tadilatın bedelini de bu tadilatı yaptıranların ödemesi gerekmez mi?

Sonuç olarak, ülkece kan ağladığımız bugünlerde Çankaya Köşkü için harcanacak olan bu 30.7 trilyonu ben ödemek istemiyorum ve o yüce makama yakıştıramadığım böyle bir davranışı şahsım adına kınıyor ve protesto ediyorum.

Ayrıca duyarlı vatandaşlarımızı da bu protestoya davet ediyorum.

(Bk. 21.10.2007 Hürriyet, Ahmet Hakan’ın ’Türkiye’nin en pahalı dekoratörü’ başlıklı yazısı)

Süleyman YURDAKUL

Bayan Gül bunu hep yapıyor

CUMHURBAŞKANLIĞI Köşkü’nün dekorasyonu... İslamda israf haramsa, köşkü dekore edenler zaten ülkenin sayılı mimarları, ne gerek var devletin kesesinden bu masrafa... Gül çifti Dışişleri Bakanlığı’nda da aynı şeyi yaptılar. Sn. Ahmet Necdet Sezer kendisine ayrılan ödenekten artan parayı devlete iade etmişti, şimdi ek ödenek alınıyor. Bu nasıl ’first lady’liktir. Diğer bir konu devletin uçağıyla istedikleri yere gidiyorlar, bir oy için uçakla yolculuk yapılıyor. Bunun açıklaması da halka yapılmalı, tabi yapılabilirse...

Kemal GÜNLE-Emekli Albay

2 km. yürüyerek otobüse binmekne demektir

BİR
okurumuzun tepkisini ismini vermeden aktarıyoruz:

"Ben Etimesgut’a bağlı Elvankent semtinde ikamet etmekteyim. Ulaşım sorunumuz çok büyük boyutlardadır. Belediye Başkanı, Başbakanın avukatı olduğu için ilçede herşey güllük gülistanlık. Tabii bunlara sabah işe gelebilmek için günlük kendi durağımdan 5-6 durak ileriye yürüyorum, (yaklaşık 2 km ) sırf otobüse binebilirim diye... O da ne binmek!..

İnsanlar üst üste sıkışık bir vaziyette gidiyoruz. İnanmazsanız bir sabah gelin beraber gidelim. İlgililere ne zaman başvurduysak bir sonuç alamadık.

’Ak masa’ diye bir şey kurmuşlar. Bu gibi sorunlar için "he he hallederiz" deniliyor, çok basit bir şekilde...

Son çaremiz siz kaldınız, lütfen yardım edin."

GÜNÜN SÖZÜ

"Sınır ötesi harekatı, Türkiye’nin uyanmasına ve ayağa kalkmasına neden olmuştur."

(Yiğit Bulut)
Yazarın Tüm Yazıları