Korkut Göze: Bu ne yürek
Güncelleme Tarihi:
Oyunun 7. dakikasında Beşiktaş kişisel bir hataya yakalanıyor ve şok bir kırmızı kartla sendeliyordu.
Tayfur'un, kontrolünden kaçırdığı Phiri'nin koluna yapışıp yere yıkması, düşüncesizce bir tercihin gereksiz uygulamasıydı. Belki, bunu Tayfur da biliyordu. Bilmek yeterli mi... Böyle bir pozisyonda sağlıklı yorum ve akıllı davranış kurnazlığını gösteremezsen hem yanarsın, hem de yakarsın...
On kişilik Beşiktaş, topu ayağa oynayan, teknik kapasitesi yüksek, fizik açıdan canlı ve diri Gençlerbirliği karşısında ne yapabilirdi? Maçı nasıl kurtarabilirdi?
Ancak, bir onur savaşı başlatarak maçı koparabilirdi. Tribünlerden yükselen müthiş moral desteğine yüreğini de katarak mutlu sona ulaşabilirdi...
Beşiktaş da bekleneni yaptı. Yasin, iki kişilik koşmaya başladı, Alpay hırsını ikiye katladı... Genç Savaş bulunduğu bölgeden kuş uçurtmadı, Şifo deneyimini döktürdü... Ve Beşiktaş kovaladığı gole de kavuştu.
DEĞERLER KAZANILIYOR
Anlayamıyorum Alpay... Oyunun en kritik bir anında ve gereksiz bir pozisyonda penaltı gibi en son düşüneceğin bir çareye, nasıl ilk fırsatta sarılıp oyunu zora sokabilirsin... Tayfur'a kızarken, benzeri bir yanlışa sen de nasıl ortak olabilirsin...
Fenerbahçe maçından sonra, ‘‘Bu takıma Kalli'nin eli değmiş’’ diye bir cümle kullanmıştım... Aynı şeyleri dün gece için de tekrarlıyorum.
Beşiktaş, yitirdiği değerleri Kalli ile tekrar kazanıyor. Beşiktaş koşuyor, Beşiktaş savaşıyor ve Beşiktaş yüreği ile oynuyor.
Dün gece Amokachi'ye hayretle baktım... Moralsiz ve sorumsuz Daniel bile Kalli'nin yarattığı yeni Beşiktaş'ta gerçek bir savaşçı. O da artık taşıdığı formayı seviyor ve Beşiktaş için terletiyor. Öyleyse mutlu günler, haftalar Beşiktaş'ı bekliyor.