Korkut Göze: Beklenen felaket
Güncelleme Tarihi:
Beşiktaş'ın yediği gollerdeki savunma hatalarını anlatacak kelimeler bulamıyorum. İlk golde Rahim, yanlış yerde durarak, Ümit Karan'a rahat bir depar kulvarı açıyordu... Ümit Karan da, bu boş alandan eli kolunu sallayarak gidiyor ve golünü atıyordu.
Geliyorum 2. gole... Erman, rahat bir pozisyonda telaşından yanlış yere dönüyor ve ayağındaki topu rakibe teslim ediyordu. Şaşkın çocuk, sanki Gençlerbirliği formasıyla oynuyordu...
Diyorlar ki, Nevio Scala neden oyuna Ahmet Dursun'la başlamadı? Ve neden sol kulvarda Münch'ü kesip, İbrahim'i oynattı? Beşiktaş, böylesine kolay goller yiyerek oyuna başlarsa... Ve bu 2 gol, Beşiktaş'ın oyun kurgusunu bozup, oyundan düşürürse... Nihat, anlaşılmaz bir egoizme kapılıp, topu bomboş pozisyonda bekleyen Fazlı'ya vereceğine kaleciye nişanlarsa... Ve de Tayfur, en kritik bir anda, Beşiktaş'ı beraberliğe taşıyacak bir penaltıyı dışarıya atarsa...
ŞEYTAN GİBİ
Burada kişiler üzerinde bir yorum yapmanın fantaziden öte bir anlam taşımadığına inanıyorum. Üstelik Şifo'ya, Pascal'a, Yasin'e, Nihat'a ve diğerlerine bakıyorum. Hiçbirinde Beşiktaş'ı ateşleyecek bir etkinlik göremiyorum.
Scala, 2. yarıya Erman'ın yerine Ahmet Dursun'u alıyor ve üçlü bir forvet oluşturuyordu. Ancak Beşiktaş özellikle, 10 kişi kaldıktan sonra katı bir savunma bloğu oluşturan Gençlerbirliği'ni çözecek bir hücum zenginliği yaratamıyordu.
Burada Beşiktaş'ı kaderiyle başbaşa bırakıp sözü 13 numaralı Babangida'ya getirmek istiyorum. Şeytan gibi bir zenci. Bir top canbazı... Müthiş çabuk ve süratli. Beşiktaş'a bir kontratak golü attı, arkasından nal toplayanları inanın sayamadım. Üç mü, dört mü bilemiyorum.
Her neyse, Beşiktaş'ı haftalardır böyle bir felaket bekliyordu. Bu savunma ile Beşiktaş'ın işinin zorluğunu her fırsatta yazıyor ve tekrarlıyordum. Başkalarını bilemiyorum. Beni düşündüren Pascal'ın dün geceki oyunuydu. Bitkin ve hevessizdi. İşte, asıl bu beni korkuttu.