Köpekle uçak yolculuğu

Eğer köpeğinizle uçak yolculuğu yapmayı planlıyorsanız, güvenli ve problemsiz bir seyahat için aşağıdaki tavsiyelerden yararlanabilirsiniz:

Veteriner hekiminizin hazırladığı ve aşı kayıtlarının bulunduğu sağlık karnesini mutlaka kontrol edin. Eksik aşılarını tamamlayıp sağlık karnesini seyahat esnasında yanınızda bulundurun. İç hat uçuşlarda sağlık karnesi ve aşıların yapılmış olması çoğu kez yeterli oluyor. Ancak uluslararası uçuşlarda, gideceğiniz ülkenin evcil hayvan girişi ile ilgili protokollerini ve Türkiye’den evcil hayvan çıkışı ile ilgili kuralları mutlaka önceden öğrenip yerine getirin. Bazı ülkeler karantina uyguladıktan sonra evcil hayvan girişine izin veriyor. Bu nedenle kalacağınız süre ile karantina süresi durumunu karşılaştırıp evcil hayvanınızla seyahati ona göre planlayın.

Uçak yolculuğundan önce köpeğinize sekinleştirici olarak sedatif veya trankilizan ilaçlar uygulanmamalı. Uluslararası Taşımacılık Organizasyonları ve birçok evcil hayvan sağlığı organizasyonu, uçakla yolculuk yapacak evcil hayvanlara sakinleştirmek amacıyla sedatif ya da trankilizan ilaçlar uygulanmasını sakıncalı buluyor. Çünkü sakinleştirici kullanılan hayvanlar, denge sistemlerini kontrol edemeyerek özellikle taşıma kabininin hareket etmesi durumunda yaralanıp incinebiliyor. Diğer bir neden ise sakinleştirilmiş hayvanların yüksek irtifada solunum ve dolaşım sistemi problemleri yaşaması ihtimalinin çok yüksek olması. Bu durumdan en çok bulldog, Boston terrier, pug gibi kısa, basık yüzlü hayvanlar etkileniyor. Birçok hayvan, sağlık sorunu yaşamadan uçuşu tamamlıyor ancak havayolu yetkilileri uçuş sırasında meydana gelen ölümlerin çoğunun sedasyon altında sakinleştirilmiş hayvanlarda ortaya çıktığını bildiriyor. Sakinleştirmenin bir diğer sakıncası bu durumun köpeklerin vücut ısısı dengesini bozması. Veteriner hekiminiz tarafından belirlenmiş zorunlu haller dışında uçuş yapacak evcil hayvanların sakinleştirilmemeleri gerekiyor.

Köpeğinize mutlaka uçuştan önce bir boyun tasması takıp kimlik kolyesi iliştirin. Kolyeye köpeğinizin kimlik bilgilerini, size ulaşılabilecek telefon numaralarını yazmayı unutmayın. Taşıma çantasının seyahat edeceğiniz havayolu şirketinin istediği özelliklerde olmasına dikkat edin. Uçak yolculuğundan uygun bir süre önceden başlayarak köpeğinizi bu seyahat kabinine alıştırın.

Köpeğinizi uçuştan önce gürültülü ortamlara hazırlayın. Bu sayede havaalanında ve uçuş esnasında duyacağı yüksek seslerden daha az rahatsız olur.

Kısa sürecek uçuşlardan önce mama vermeyin. Ancak çok uzun uçuşlarda, uçuştan 4 saat önce yemek ve içecek verebilirsiniz. Aynı şekilde uzun uçuşlarda ve veteriner hekiminizin özellikle beslenmesini gerekli gördüğü durumlarda beslenme bilgilerini ve besin maddelerini kabin ekibine verdiğiniz takdirde birçok havayolu şirketi bu imkanı sağlıyor. Bu amaçla köpeğinizin taşıma kabininin kapısına, kapıyı açmadan dışarıdan yiyecek ve içecek verilmesini sağlayacak şekilde su ve mama kabı yerleştirip sabitleyin. Seyahatin normalden uzun sürebileceğini ve gecikmeler olabileceğini hesaba katarak köpeğiniz için yedek besin ve suyu da yanınızda bulundurun.

Taşıma çantasının emniyetli bir şekilde kapatılabildiğinden emin olun. Gerekli veya acil durumlarda köpeğinizin dışarı çıkmasını zorlaştırmamak için anahtarlı kilitlerle kilitlemeyin.

Taşıma kabininin üstüne mutlaka "canlı hayvan" ve uluslararası uçuşlarda da "live animal" etiketini, görünür bir şekilde üst ve yan taraflara yapıştırın.

Sıcak havalarda sabah erken ve akşam geç saat uçuşları tercih edin. Mümkünse aktarma yapmayan direkt uçuşlarla seyahat edin.

Seyahatten önce mutlaka havayollarını arayıp evcil hayvanla seyahat edeceğinizi bildirin. Kurallarını öğrenip yerine getirin.

Seyahatten önce köpeğinizi yürütüp egzersiz yaptırın.

Uçuğa binince kabin görevlisine köpeğinizle birlikte seyahat ettiğinizi hatırlatın ve bu durumdan pilotu da haberdar etmesini isteyin.

Türkiye’nin en kapsamlı hayvan hakları kitabı çıktı

İki yıl önce kurulan ve on avukat üyeden oluşan İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, İstanbul Veteriner Hekimler Odası (İVHO) ve Hayvan Hakları Türkiye Aktif Güç Birliği Platformu (HAYTAP) ile birlikte uzun süredir ortaklaşa bir çalışma yürütüyor. Amaçları 5199 sayılı Hayvan Hakları Koruma Kanunu’nu değiştirmek. Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Ahmet Kemal Şenpolat, sebebini şöyle açıklıyor: "Şimdiki haliyle bir hayvana işkence yapılmasını ya da öldürülmesini, dışarıya çöp atmak ya da kapalı alanda sigara içmek kabahatleriyle eşdeğer tutuyor. Yani bir hayvana zarar veren kişinin mahkemeye bile çıkmadan cüzi bir ücret ödemesi, cezasını çekmesine yetiyor." Baro, İVHO ve HAYTAP yasanın Kabahatler Kanunu üstünden işlemesini değiştirmek için bir sürü dış yayın biriktirdi, Türkiye’deki hukuki vakaları analiz etti ve kulis yaptı. Yurtdışında hayvanlara eziyet edenlere verilen ceza örneklerinin, hayvan kaçakçılığı vakalarının, Bekir Coşkun ve Sait Faik gibi yazarların hayvan haklarına dikkat çeken yazılarının, Prof. Sevil Atasoy, Prof. İsmet Sungurbey gibi bilim insanlarının analizlerinin yer aldığı bir kitap yayınladılar: Hayvan Haklarına Hukuki Yaklaşım. Kulis faaliyetinin bir parçası olarak bu kitabı Başbakanlık, Adalet Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Yargıtay üyeleri, gazeteciler, hakimler ve savcılara gönderdiler. Fakat daha önce Türkiye’de hayvan haklarıyla ilgili bu kadar kapsamlı hukuki bir çalışma hazırlanmadığı için kitap büyük ilgi gördü. Şu anda isteyen herkes İstanbul Barosu’ndan 5 YTL karşılığında edinebiliyor. Kısa süre sonra internet üzerinden satışı yapılacak.

HAYVAN HAKLARI KOMİSYONU BUGÜNE KADAR NE YAPTI

Hayvan barınakları gezildi, iyileştirilmeleri için barınak çalışanlarıyla komisyon üyeleri uzun uzun toplantılar yaptı.

Geçen Mart’ta, İstanbul Gaziosmanpaşa’da 23 kediyi keserek buzdolabında sakladığı tespit edilen şahıs yakalanıp akıl hastanesinde 5 gün gözetim altında tutulduktan sonra serbest bırakılmıştı. Komisyon "Böyle bir vahşeti gerçekleştiren şahsın serbest bırakılmasının insanlık için de tehlike arz ettiğini" vurgulayan açıklama ve kampanyalar yaptı.

Ülkeye kaçak hayvan sokulmasını ve petshoplarda çok kötü şartlarda satışa sunulmasını engellemek için uyarı ve bilgilendirme yazıları hazırlayıp, bunların farklı dillere çevirerek havaalanları ve gümrüklere asılmasını sağladı.

Hayvan haklarıyla ilgili eğitici TV programlarının yapılması için RTÜK’le görüştü.

İnternetteki bir paylaşım sitesinde Edirne Lisesi 10 Fen A sınıfı öğrencilerinin bir yavru kediyi sınıfın camından aşağı atmalarının görüntüsü ellerine geçince, ilgili okul müdürlüğü ve Edirne Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurdular. Okul müdürlüğü bir daha böyle bir olayın yaşanmayacağına dair komisyona bir yazı gönderdi.

Komisyon başkanı hayvanlardan özür diliyor

Gücümüz, sokaktaki kedinin gözüne asit dökülmesine yetiyor. Gücümüz, sokaktaki gariban köpeği belediyeye zehirlenmesi için şikayete yetiyor. Gücümüz, sadece görevini yapmak olan eşeğin gözünü oymaya yetiyor. Çünkü o gücü kullanmadığımız sürece kendimizi aciz, kudretsiz ve bu toplumda ciddiye alınmayan, aşağılık kompleksi içinde olduğumuzu hissediyoruz. Onlar ise bizden hálá belki de umutsuz bir şekilde mevcut 5199 sayılı yasaya isyan etmemizi bekliyor. Bu yasaya isyan için Ankara’da olmamızı bekliyorlar. Onlar adına konuşalım, barınaklardaki dramlarına son verelim diye. Sevgili canlar, bir hukukçu olarak hepinizden özür diliyorum. Hepinize yetişemediğimiz için değil, kurtaramadığımız için de değil, can çekişmelerinizi hálá engelleyemediğimiz için de değil. Sadece hálá hiçbir makamı, hiçbir yetkiliyi, hiç kimseyi ikna edemediğimizden. Özür diliyorum.

Bir hayvanın onuruyla ölme hakkı

Birkaç gün İstanbul Etiler’de, Boğaziçi Üniversitesi’ne doğru giderken, Hisarüstü’nde caddenin ortasındaki refüjde yürüyen bir yavru setter çarptı gözüme. Otomobili hemen kenara çektim, herhalde evinden kaçmıştı.

Hayvana yaklaşınca bir setter yavrusu değil, safkan cocker olduğunu gördüm. Yavru setter sanmamın sebebi, yavru köpeklere özel sıska hali ve savruk yürümesiydi. Yaklaştıkça şaşkınlığım arttı, gördüklerimden korktum.

Dişi. Zayıflıktan derisi kaburgalarının arasına girmiş, ortada sadece kemikleri kalmış. Gözleri iltihaplı, belki de biri hiç görmüyor. Sırtında, poposunda ve ayağının yanında polipler var. Sokakta kaldığı için uyuz olmuş. Ve bunların hepsinin üzerine -tabii ki- yaşlı.

Derisinin haline ve kokuya aldırmadım, kucakladım, en yakındaki veterinere, Küçük Bebek’teki Vet Station’a götürdüm. İnsana, otomobile alışık. Kucağıma almama izin verdi, otomobilin arka koltuğuyla ön koltuk arasında yere kıvrılıverdi.

Veteriner hekimler Dilek Ercivan ve Remziye Coşar şüphelerimi doğruladılar. Tahmin ettiğim bütün hastalıklar var. Ayrıca meme tümörü ve kulaklarında enfeksiyon da var. Üstelik gerçekten çok yaşlı. 10-12 civarı.

Bu zavallı kızın içine düştüğü durum aslında çok tipik: Köpek bebekken bir heyecan alınır, çok sevilir, oynanır, büyük ihtimalle iyi bakılır. Ama bir gün gelip de, yaşlanıp hastalanınca ne yapılır? Sokağa atılır! İstatistiki bir bilgi var mı bilmiyorum, ama ne yazık ki Türkiye’deki binlerce, onbinlerce hayvanın kaderi bu.

Neden bu ülkede yaşlı ve hasta bir hayvanın onuruyla ölme hakkı yok?

Onu yıllarca yaşadığı evden, sevdiği insanlardan ayırmak ve sokakta ölüme terk etmek ne kadar onurlu bir davranış?

Nasıl bir insan bunu yapar? Siz, çocuğunuz, anneniz, babanız yaşlanıp hastalandığında bunu mu yapıyorsunuz?

Bunu değiştirmek için ne yapacağız? Devletin bir şey yaptığı yok. Ne zaman bir şirket, sosyal sorumluluk projeleri arasına hayvanları katacak?

İsmini bilmediğim yaşlı cocker şimdi Vet Station’da. Yıkandı, uyuz iğnesini oldu, gözleri ve kulağı temizlendi, antibiyotik tedavisine başlandı. İlk gün üç kap mama yedi. Yemeğe ve bol bol su içmeye devam ediyor. Zayıflıktan buruşmuş derisi azıcık toplandı.

Her gün uğruyorum. Sokulgan ve iyi huylu. Cumartesi günü tasmasını takıp sokağa çıkardık. Tuvalet eğitimi aldığı için kaç saat geçerse geçsin, içinde durduğu kafese yapmıyor çünkü! Biraz hareketlenmesi sevindirici ama gözleri çok az gördüğü için merdivenlerden yardımımız olmadan inemedi ve çıkamadı. Bunun üzüntüsünü sadece orada olan anlar! Şimdi ne olacağını bilmiyorum. Belki tümörleri için ameliyat olması gerekecek. Peki sonra? Vet Station Tel: (212) 263 18 29
Yazarın Tüm Yazıları