"Konstantinopolis Düştü"

Başlık bayat haber kokuyor. Haberin bayatı, balığın bayatından da beterdir. Bunu bilmeyenimiz yok. Öyleyse niye bu başlık?Çünkü haber aslında Konstantinopolis'in düşüşü değil; bu adla yazılmış kitabın Türkçeye çevrilmiş olması.°°* * *Kitabın daha önce orijinalini okumuştum. O zaman çok etkilenmiştim. Eski bir tarih öğrencisi olarak, konuya oldukça aşinaydım. Edebi eserleri bir kenara koymak kaydıyle, gerçekçilik iddiası taşıyanların inanılmaz düzmece öykülerle dolu olabileceğini hissediyordum. Buna da peşinen isyan etmekteydim. Hele dinsel kaygılarla kendisini taraf sayan birisinin kitabını okumaya hiç tahammülüm olmazmış gibi geliyordu.°°* * *Sir Steven Runciman, gerçek bir tarihçinin asla böyle tuzaklara düşmeyeceğini gösteriyor.Onun büyük bir Bizans tarihçisi olmasının ötesinde bize yakın gelecek bazı özellikleri de var. Bunlardan birisi 1942-1945 yılları arasında Bizans Etütleri Profesörü olarak İstanbul Üniversitesi'ndeki dersleri. Ayrıca Sir Steven 1962 yılında Ankara'daki Arkeoloji Enstitüsü'nün başkanlığını da yapmıştı.°°* * *Sir Steven'in "Konstantinopolis Düştü: 29 Mayıs 1453" adlı kitabını büyük bir tarihçinin perspektifinden, ama aynı zamanda gerçek bir usta edebiyatçının kaleminden su gibi akıp giden bir öykü olarak okumanın keyfini hiç unutmayacağım.Son zamanlarda okuduğum en güzel ve ilginç İstanbul kitaplarından biriydi. Deprem dosyasıAnlaşılan deprem dosyasını bir türlü kapatmak mümkün olmayacak.Kapatmaktan kastım, kötü haberlerin ortadan kalkması. Yoksa dosya elbette açık kalsın. Ama içinde iyi haberler olsun istiyoruz. İstenenin, dileklerin aksine şikayetler, üzüntüler, sıkıntılarla dolu deprem dosyası.°°* * *Bir okuyucum, Dr. Müh. Osman Simav yazmış."Merhum işadamı, şair ve bestekar Ahmet Uzel için Lütfi Kırdar Kongre Sarayı'nda Uzel Uygarlık Vakfı olarak bir anma gecesi düzenlendi. Bu gecede Ahmet Uzel'in yeni bastırılan şiir kitabı davete gelen misafirlere verildi. Bunun karşılığında yapılan bağışların tamamı TRT'nin açmış olduğu Depremzedelere Yardım Kampanyası'na gönderildi. Bu bağışın depremzedelere gönderilebilmesi için izin almak amacıyla Valilik ve Emniyet Müdürlüğü'ne arkadaşlarımla birlikte 6 gün boyunca toplam 9 defa gittik."°°* * *Allahtan sonunda izin alınmış da, sonu Türk filmi gibi bitmiş!Ayıptır beyler.Yapılacak iş bir hayır işi. Üstelik devletin imkanlarının yetmediğinin açıkca görüldüğü bir felaketten söz ediyoruz. İnsanlar bir hayır işi işlemeye kalkmışlar. Burunlarından fitil fitil getirmişsiniz.Parayı toplayan belli. Verilecek yer belli. İşin amacı ortada.Dr. Simav, "Bu konuda İçişleri Bakanımız sayın Sadettin Tantan'a güveniyor ve gerekli tedbirleri alacağına inanıyoruz" diyor.Ben de öyle.Ama Tantan bütün efsanelerdeki halk kahramanlarını da aşarak "Hi-Man"e dönüşemezse bu kadar bozukluğun ve yer yer pisliğin altından tek başına nasıl kalkacak doğrusu merak da etmiyor değilim.Ne diyeyim: Gayret Tantan'dan, şefaat Allah'tan.
Yazarın Tüm Yazıları