Komplo teorileri bıkkınlık verdi....

Yetti artık. Sadece komploları konuşur olduk. Hele son dönemdeki, Özal ve Kahveci'nin ölümlerinin de derin devlete bağlanması durumu inanılacak gibi değil. Elde ne somut değil var, ne bir şey. Sadece "Düşündürücü kuşkular!" Bırakın şu çözülmemiş her sorunu derin devlete bağlamayı, inandırıcılığınız kalmıyor.

Haberin Devamı

Ayağı yere basan politikacılarımızdan biri de Ak Parti' nin Burhan Kuzu'sudur. Ancak bakıyorum, o da kendini modaya kaptırdı.
 
Moda, geçmişte kuşkulu tüm ölüm olaylarını komplo teorileriyle anlatmak ve derin devleti suçlamak. Kimdir, neyin nesidir, tetiği kimler çekmiştir, bilinmeyen karanlık güçler suçlanıyor.
 
Turgut Özal'ın ölümü dünyanın en komik, çocukların dahi inanamayacağı bir kurguyla anlatılıyor. Efendim, son gece ona kola veren biri zehirlemiş... Hayır hayır, zaman içinde yavaş yavaş zehir verip öldürmüşler.
 
Peki kimdir bunlar?
 
Derin devletin gizli elleri (!)
 
Adnan Kahveci yanlışlıkla girdiği ters yolda, karşıdan gelen bir başka arabanın çarpmasıyla ölmemiş. Yolun inşaatında çalışan yabancı bir mühendis o yolu bilinçli olarak (Kahveci'nin o gece oradan geçeceğini nasıl bilmişse) ters yöne vermiş ve bilerek kaza yaptırmış. Şimdi de Venezuella'ya kaçırılmış.
 
Bu da derin devletin işiymiş (!)
 
Eski Jandarma Komutanı Eşref Bitlis de uçak kazasında değil, Kürt Sorunu'nun çözümü engellemek isteyen Derin Devlet'in suikasti sonucu ölmüş... Bu listeye Uğur Mumcu, Madımak Oteli yangını, Başbağlar katliamı, Bahtiyar Aydın suikastı, Cem Ersever'in öldürülmesi de ekleniyor.
 
Hızını alamayanlar, bazı gazete manşetlerinin ve köşe yazılarının dahi derin devlet tarafından yazdırıldığını iddia edebiliyor. Belki birkaç örnek bulunabilir, ancak toptan genelleme yapılıyor.
 
Anlayacağınız, geçmişte çözülemeyen ne varsa derin devlete yükleniyor. Somut veriler olmadan konuştukça, insanlar bu "Bilinmeyen güçlere" daha fazla inanıyor. İşin içinden çıkılmaz bir duruma giriliyor.
Ben de derin devletin varlığına inanan bir kişiyim... Ben de derin devletin kurbanı olan, başına gelmedik şey kalmamış bir gazeteciyim. Ancak herşeyin de bir ölçüsü olmalı. Bu ülkeyi komplo teorilerine boğarsak, toplumu gerçeklerle buluşturamayız.
 
Unutmayalım ki, komplo teorileri bu bölgenin en büyük uyuşturucusudur.

Haberin Devamı

GÖKTÜRK-2 'Yİ GURURLA İZLEDİM...
 
Sizleri bilemem, ancak ben Göktürk-2'nin fırlatılışını gururla izledim. Zaten bundan dolayı Kanal D Ana Haber'i fırlatma görüntüleriyle açtım. Şimdi, muhalifliği bir yana bırakalım... Başbakan'ın yönetim şeklini de bir yana bırakalım... Uzaya ilk defa, tümüyle Türk yapımı bir uydu fırlatıldı. Vereceği servis kadar, üretimin bize getirdiği teknolojik sıçrama da çok önemli. Bu başarı hepimize ait. Ülkeye sınıf atlatan bir olay. Planlayanları, yapanları kutlar, katkıda bulunan iktidarlara teşekkür ederiz.

Haberin Devamı

BRAVO ALİ SABANCI'YA...
 
Ali Sabancı 45 yaşında gencecik bir insan.
 
İstese Sabancı gurubundan ayrılıp kendi başına Pegasus hava yollarını devralmaya kalkmaz ve belki çok daha zengin olur, hatta çok daha rahat edebilirdi. Tam aksini yaptı ve bize Pegasus'u kazandırdı.
 
İlk yıllarda kimse inanmıyordu. Bugünlere gelebileceği hayal sanılıyordu. Ancak Ali Sabancı işe el atar atmaz, farklı bir hava yolu ile karşı karşıya olduğumuzu anladık. Ciddi, disiplinli, yenilikler getiren ve fiyat politikalarıyla herkesi peşinde koşturan bir şirket doğdu.
 
Salı günü 12 milyar dolarlık 100 uçak siparişi vermesi, sadece Pegasus'un değil, Türk sivil havacılığın en önemli başarısıdır. Pegasus, bir deparla diğer özel hava şirketlerini geride bırakıverdi ve THY ile yarışta iddialı olduğunu gösterdi.
 
Ali Sabancı'yı tebrik etmezsek kimi edeceğiz?

KİTAP KÖŞESİ

Haberin Devamı

MUSA ANTER CİNAYETİ

Orhan Miroğlu bu yıl içerisinde çıkardığı “Silahları Gömmek” adlı kitabının etkisi soğumadan, yeni kitabıyla raflarda yerini aldı. Yine Kürt meselesi üzerinden ilerleyen yazar, bu kez Musa Anter cinayetini incelemiş. Miroğlu kitabında, cinayet öncesinde, gecesinde ve sonrasında yaşadıklarını daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış mektuplar ve çarpıcı fotoğraflar eşliğinde anlatıyor. Cinayetin en yakın şahidi olan Miroğlu, bu korkunç cinayeti şu şekilde özetlemiş: “Anter kuşatıldı, itibarsızlaştırıldı ve infaz edildi.” Kitapta ayrıca cinayetten 20 yıl sonra yakalanan Hamit Yıldırım’a ve JİTEM’e geniş yer ayrılmış. “Kuşatmadan İnfaza Musa Anter Cinayeti” kitabı Everest Yayınları’ndan çıktı. (www.everestyayinlari.com  – 0 212 674 97 23)

Yazarın Tüm Yazıları