Koltuğa yapıştın

BEŞİKTAŞ-Kayserispor maçı bitiyor, Kayseri Belediye Başkanı Özhaseki "Ne olursunuz, bana mikrofonları uzatmayın. Ağzımdan çok kötü şeyler çıkabilir. Lütfen zorlamayın. Konuşmak istemiyorum" diyor.

Pazar akşamı G.Saray- Bursaspor maçından sonra Bursaspor Başkanı Levent Kızıl, Lig TV kamerasına enteresan şeyler söylüyor...

Adana’dan ismime bir zarf geldi. İçinde gazete küpürleri ve iki tane kaset vardı. Küpürleri okudum ama kasetleri izleyemedim. Konu, Şanlıurfa-Adana Demirspor maçı. Adana DS Kulübü Başkanı beyanat vererek, "Haluk Ulusoy’a oy vermediğimiz için bunlar başımıza geliyor" diyor. Şanlıurfa-Adana DS maçının ne olduğu önemli değil. Hakem haklı veya haksız. Beşiktaş- Kayseri ile G.Saray- Bursa maçlarında da hakem hataları oldu. O da benim için önemli değil... Bursa İstanbul’da Beşiktaş ile oynuyor. Şeref Tribünü’nde Futbol Federasyonu üyesiyle Bursa başkanı herkesin gözünün önünde ağız dalaşı yapıyorlar, hem de küfürlü.

Şeref Tribünü’nde yumruklar konuştu

İzmir’de Ankaragücü-Fenerbahçe ile oynuyor. Şerefli insanların oturduğu, eski Şeref Tribünü, yeni adıyla protokol tribününde önce küfürler, sonra yumruklar konuşuyor. Benim için bunlar da önemli değil. Bakınız yukarıda verdiğim anektotlar çok yakın zamandan. Ve bunlar gittikçe de artıyor. Bu olayların tek bir nedeni var, güvensizlik.

Ey Haluk Ulusoy... Futbol Federasyonu Başkanlığı yaptığın dönemde Milli Takım dünya üçüncüsü oldu. Avrupa kupaları’na gittik. Saha başarıların var. Hepsine kabulüm... Ama senin olduğun dönemlerde futbol, hem de özerk olmasına rağmen çok parayla rahat çalışmana rağmen ahlak açısından devamlı irtifa kaybetti. Futbol Federasyonu Başkanı olurken Alaattin Çakıcı istediği diye kurban kesmen, adı mafya işlerinde geçen şahıs ve sahısların sık sık federasyona gelip oturmaları. Bunlardan biri de Ali Fevzi Bir, Sadık İlhan var yanlarında. Adı sıkça geçmişti. Ve bu şahıs demişti ki bu işlerin altından birşey çıkmaz. Nitekim de öyle olmuştu. Hakemlerin yaptığı kadın veya para karşılığı şike iddiaları. Küme düşmelerde ve şampiyonluklarda televizyonlarda görülmelerine rağmen üzerine gidilmeyen maçlar.

Bazı kulüp başkanlarının yer zaman bildirerek şike tekliflerinde bulunanlara karşılık kapalı devre soruşturmalarla dosyaların kapanması. Hakem tayinleri, olaylı ve küfürlü maçlarda doğru raporlar yazılmaması, hatta bazılarına müdahale edilmesi gibi iddialar.

Başbakan istesin 1 dakika duramaz

Sayın Ulusoy bunların hepsi sizin devrenizde oldu. Örnekleri daha artırabiliriz. Siz hala koltuğa yapışmış oturuyorsunuz. AKP beni düşürmek istiyor diyorsunuz. CHP’yi yanınıza almaya çalışıyorsunuz, sonunda alıyorsunuz da. Zaten o CHP kimin yanına gittiyse yandı. Kamuoyunu yanlış yönlendiriyorsunuz. AKP iktidarı veya Başbakan Tayyip Erdoğan istesin, ekip halinde orada bir dakika bile duramazsınız. Kulüpleri yönetenler kimler? Ya belediyeler, ya da iş adamları. Belediyelerin hepsi zaten AKP’li. İşadamlarının da çoğu müteahhit. Yani devlete göbekten bağlılar. O müteahhitlerin göbek bağlarını kerpeten ile biraz sıksalar, o yönetimde bir dakika duramazsınız. Sakın kimseyi kandırmayın.

Türkiye’de futbol inanılmaz bir kaosa gidiyor. Sahanın içinde, tribünde ve dışarda iğrenç şeyler oluyor. Aslında futbolcular çok iyi niyetliler. Bu kötü düzene fazla ayak uydurmuyorlar. Allah muhafaza onlar da biraz baş kaldırsalar, tam yangın olacak. Sayın Ulusoy... Türk futbolunda bundan sonra olacak her şeyden direkt olarak siz sorumlusunuz. Çünkü Türk insanının size güveni kalmadı. Hala o koltuğa yapışmak niye? Eğer ileride siyasete atılacaksanız, burayı basamak olarak kullanmayın. Yok eğer Futbol Federasyonu’nu babanızın çiftliği sanıyorsanız, ki şu andaki görüntü öyle. O mesele başka.

Önce şikayet etti sonra yanına geldi

Ankaragücü Başkanı Cemal Aydın, Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’e gidiyor, Haluk Ulusoy Federasyonu’ndan ve Ulusoy’dan dert yanıyor. Neler anlatıyor, neler. Ve Haluk Ulusoy için "Bu adamın görevden ayrılması için lüften herşeyi yapın" diyor. Ama aynı Cemal Aydın 6 ay sonra Futbol Federasyonu seçimlerinde Haluk Ulusoy’un yanında ve onun için inanılmaz kulisler yapıp mücadeleler veriyor. Bunları gören Mehmet Ali Şahin’in gözleri fal taşı gibi açılıyor. Herhalde bu manzara karşısında sayın Şahin küçük dilini de yutmuştur.

İşte Türkiye’deki futbolun yukarıdaki görüntüleri. Aziz Yıldırım ve ekibi bazı konularda hata yapıyorlar. Mesela, Kulüpler Birliği’ne temsilci göndermeyip, dışarıda kalıyorlar. Halbuki gönder, içeride mücadele versin.

Aynı Aziz Yıldırım gazetelere beyanat vererek, "Türkiye’de maçların sahada kazanıldığını zannediyordum" diyor. Evet... Aziz Yıldırım’ın bu söylediği son derece doğru. Doğru ki bunları söyleyen Aziz Yıldırım için en ufak bir yaptırım uygulayamadınız. Aslında Aziz Yıldırım ve ekibinin Futbol Federasyonu konusunda tepkilerinin çoğunda haklılar. Ama tepki biçimleri yanlış.

Aziz Yıldırım bu işlerde eylem yaptı mı, yapmadı mı, onun sorunu. Tabi federasyonun sorunu ve Türk futbolunun da sorunu. Eğer yaptıysa üzerine gidilsin, hesabı kesilsin. Şike ve hakem olaylarına Türkiye’de kim karıştıysa, üzerlerine gidilsin. Onların da hesabı kesilsin. Zaten ipin ucu bir yerden yakalansa, 1-2 kişi yansa, zaten o yananlar "Allah" diye feryat edip diğerlerinin de adını verecekler. Yani arkası çorap söküğü gibi gelecek, iş çözülecek.

Levent Kızıl konuşuyor. Peki aynı Levent Kızıl’a soruyorum. Futbol Federasyonu’nda görev yaparken bu olaylar olmuyor muydu? Bursaspor Başkanı olunca mı aklınıza geldi.

Lucescu Ukrayna’dan sallıyor. Türkiye’de futbol iğrenç oldu diyormuş. Aynı Lucescu Galatasaray’ı, Beşiktaş’ı şampiyon yaparken iğrençlik yoktu da, Beşiktaş’ın ikinci senesinde şampiyon olamayınca mı iğrençlik başladı Türkiye’de. Kazanırken oh ne ala, "Ben akıllıyım, başarılıyım. Başkaları geri zekalı..." Ayaklarına basılınca bağırıyorlar veya masanın bir tarafında otururken ayrı, diğer tarafında otururken ayrı konuşuyorlar.

Türkiye’de futbolun temizlenmesi için Ulusoy ve ekibinin kesinlikle futboldan uzak durması lazım. Ama onlar görevden alınıp mağdur duruma düşmek istiyorlar. Türk insanı genelde mağdurun, mazlumun yanındadır. AKP yönetimi ve Başbakanı tahrik ederek bu işi yaptırmak istiyorlar. Arada da büyük baba FIFA’ya şikayet edip olaya el koysun istiyorlar. Bırakın AKP yönetimini, FIFA geriye dönüp Türkiye’nin 6-7 sene öncesinden itibaren bir araştırsın, bu federasyonun işini zaten kendi bitirir, AKP’ye bırakmaz.

Musluğu bırakın vana su kaçırıyor

Maalesef biz Türk futbolunda Mustafa Çulcu’yu konuşuyoruz, hakemleri konuşuyoruz. Onlar apartmandaki musluklar. Esas ana vana su kaçırıyor. O bozuk. Haliyle de musluklara sirayet ediyor. Sen vanaya hakim olursan, muslukların hükmü olmaz, kımıldayamaz. Tekrar altını çizerek söylüyorum. İlk yarı tam kazan kaynamışken bitti. Taşmak üzereydi. Bu federasyonun şansıdır. Ama ikinci yarı bu şartlarda başlar ve devam ederse... Ki öyle gözüküyor, olaydan tek sorumlu Futbol Federasyonu’dur.

Ulusoy ekibi gitsin. O tamam. Peki kim, nasıl bir ekiple gelsin? En önemlisi bu... Şaibeye karışmamış, düzgün, konuştuğu anlaşılır, söylediğini yemeyen, geri adım atmayan, geçmişi temiz adamlar gelsin artık. Buna da karar verecek olan kulüpler... Onların yöneticileri... Yani o idam sehpasından, boyunlarındaki ipi çıkarıp kurtulacaklar mı, yoksa kendi altlarındaki tabureyi mi itecekler. İkisi de onların elinde.
Yazarın Tüm Yazıları