Köle tacirleri: PKK ve Yunanistan

Tufan TÜRENÇ

Bu büyük insanlık günahını dünyanın en kanlı terör örgütü PKK ile Türkiye'ye karşı bitmez tükenmez kin içinde kıvranan Yunanistan işliyor.

Bu günaha İtalya da bilerek ya da bilmeyerek ortak oluyor.

Tek amaçları var: Türkiye'yi karalamak, dünya kamuoyunda vahşi, insanlarına işkence yapan bir ülke olarak göstermek.

Türk düşmanlığı uğruna kandırılan masum insanlara yapılan eziyete bakın.

Binlerce insan yerlerinden yurtlarından koparılıp çoluk çocuklarıyla perişan ediliyor.

Çürük çarık gemilere hayvan gibi tıkılıp düpedüz ölüme gönderiliyor.

Bu zavallı insanların şansları yaver gidiyor da o kadar uzun deniz yolculuğunu kazasız belasız atlatıp İtalya kıyılarına varıyorlar.

Yoksa bu yolculuklar sırasında çıkacak küçük bir fırtına bile o gemilerin denizin dibini boylamasına neden olurdu.

Hadi PKK'nın böyle bir vicdan inceliği taşıması beklenemez ama buna Yunanistan nasıl cesaret edebiliyor?

Bir ülkeye, sırf Türkiye'yi dünya kamuoyunda karalamak uğruna köle tacirliği yapmak yakışır mı?

Yunanistan bir gün bunun faturasını öder.

Türk düşmanlığı yüzünden önünü göremez hale gelen bu ülke, yediği bu damgayı sonsuza kadar alnından kazıyamaz.

* * *

İşin bu yanı böyle.

PKK ve Yunanistan'ın yaptıklarını yadırgamıyoruz.

Onlar bu pisliklerin içinde olma tiynetsizliğini her zaman gösteriyorlar.

Şimdi gelelim bizim içimizdekilere...

Bizim köle tacirlerine...

Zavallı masum insanlar önce PKK tarafından Güneydoğu'dan ve Kuzey Irak'tan getirilip İstanbul'un belli semtlerine geçici olarak yerleştiriliyor.

Sonra şeytana külahı ters giydirecek organizasyonlarla Avrupa'ya kaçırılıyor.

Belli ki bu son seferler de yine İstanbul'da ayarlanıyor.

Bu işler İstanbul'un göbeğinde pişirilip kotarılırken acaba bizim yetkililer uyuyor mu?

Polis ve istihbarat örgütleri böyle bir tuzaktan nasıl haberdar olamıyorlar?

İstanbul Valisi, Belediye Başkanı ve polis müdürü neredeler acaba?

Binlerce insan getiriliyor, götürülüyor ve ne gariptir ki sorumlularımızın ruhu bile duymuyor.

Belli ki içimizdeki köle tacirleri bu ticaretten pay alıyorlar.

Onlar da bu pisliğin içindeler.

Ülkeye bundan daha büyük bir ihanet olabilir mi?

* * *

Bizim çok sessiz, beyefendi, etliye sütlüye pek karışmayan bir içişleri bakanımız var.

Şimdiye kadar bu işin üzerine elli kere gidilmeli, sorumlular bulunup çıkarılmalıydı.

Ülkenin yüzüne böyle bir kara çalınmasına yardımcı olanlar, bundan çıkar sağlayanlar hemen kamuoyuna teşhir edilmeliydi.

Bu köle tacirlerini hepimiz tanımalıyız ve onlara hak ettikleri cezayı vermeliyiz.

Türkiye, Avrupa'da böyle bir damga yemeye layık ülke değil.

Belli ki bu pis oyun birçok kez oynanacak.

Biz, PKK ve Yunanistan'la bunun savaşını yaparız.

Yıllardan beri zaten yapıyoruz. Bu bizim için zor değil.

Ama bizi içimizden, arkamızdan hançerleyenlere bir şey yapamayız.

Şunu unutmayalım; kendi içinden ihanete uğrayan bir ülke, dışardan her türlü darbeyi yemeye mahkûmdur.