Kod adı ‘‘pırıl pırıl’’ Türkiye

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Dışişleri Bakanlığı ile Devlet Planlama Teşkilatı'nın ortaklaşa çalışması ile hazırlanan ‘‘2010 Yılı'nda Türkiye Raporu’’nun, bir ‘‘Gizli’’ bir de ‘‘Resmi’’ adı var.

Raporun resmi adı, ‘‘The Emergence of a Global Player’’, yani ‘‘Global bir aktörün doğuşu’’.

RESMİ ADI

Kitabın resmi adı, Amerikalı bilim adamı Bernard Lewis'ın, ‘‘Emergence of Modern Turkey’’ (Modern Türkiye'nin Doğuşu) adlı kitabından esinlenmiş.

O kitap, modern Türkiye'nin geçmişini anlatıyor.

Bu rapor ise gelecekteki dev Türkiye'nin doğuşunu.

Kitabın bir de ‘‘koridor adı’’ var. Yani, çalışmayı yapan kişilerin ona taktığı isim.

O isim de, ‘‘Pırıl Pırıl Türkiye’’.

Bazı kişiler raporu hazırlayanlara bu ismi kullanmalarını tavsiye ettiler. Ama daha ciddi görünmesi için öteki isim tercih edildi.

Ancak rapora hâkim olan espriyi bu koridor ismi daha iyi anlatıyor.

Kitabın iki müellifi var.

Biri, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yaman Başkut.

Öteki, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı Orhan Güvenen.

Daha doğrusu, kitaptaki ekonometrik analizleri DPT yaptı. Raporu Yaman Başkut kaleme aldı.

Rapora imza atan iki bürokrat da kendi alanlarının çok parlak isimleri.

YAMAN BAŞKUT

Yaman Başkut 1970'li yıllarda bakanlığa ‘‘Yeni Ekonomik Düzen’’ kavramını getiren kişilerden birisiydi. Daha sonra Evren döneminde Türkiye'nin İslam Konferansı'na katılması fikrinin savunucularındandı.

Karadeniz Ekonomik İşbirliği fikrinin geliştirilmesinde çalıştı. Ayrıca Rusya'nın dağılmasının Türkiye'yi nasıl etkileyeceği konusunda da bir rapor yazdı.

Raporun İngilizcesi 5 bin adet basıldı.

Önce Cumhurbaşkanı Demirel'e bir sunum yapıldı. Şimdi dağıtımı başlıyor.

Yabancı büyükelçiliklere, üniversitelere, uluslararası finans kuruluşlarına ve büyük şirketlere gönderilecek.

Ayrıca 3 bin adet de Türkçesi basılarak satışa sunulacak.

Raporun özelliği OECD standartlarından hareketle hazırlanması.

Yani kullanılan bütün ölçekler, OECD'nin çalışmalarında kullandığı ölçekler.

Bu ölçeklerden hareketle Türkiye'nin önündeki 30 yılın bir profili çıkarılıyor.

Kitabın, müellifleri arasındaki kod adına bakarak, bunun mübalağalı, abartılı bir rapor olduğu düşünülebilir.

Ancak başka bazı çalışmalarla karşılaştırıldığında öyle abartılı analizler yapılmadığı görülüyor.

ABARTILI MI

Mesela Işın Çelebi'nin hazırlattığı bir raporda, 2005 yılında ihracatın 100 milyar doları aşacağı tahmini yapılıyor.

Oysa bu raporda yavaş gelişme ile bu rakama ancak 23 yıl sonra ulaşılabileceği vurgulanıyor.

Yani Çelebi'nin hazırlattığı rapora göre çok daha temkinli.

Ancak böylesine temkinli bir yaklaşıma rağmen, Türkiye'nin önünün çok açık olduğu görülüyor.

Önümüzdeki 20-30 yıl içinde siyasi zemin bugünkü gibi olsa dahi Türkiye'nin gelişmesini durdurmak mümkün olmayacak.

Ama siyasi zemin daha istikrarlı bir yapıya kavuşursa, Türkiye tam anlamıyla havalanıp, uçacak.

İşte bu yüzden siyaseti istikrarlı bir yapıya kavuşturmak hayati derecede önem taşıyor.

Bu Türkiye'nin enflasyonu yüzde 2.5 civarında olacak.

Nüfusu 85 milyona yükselecek. Fert başına düşen geliri öteki ülkelerden az olsa bile, öteki faktörleri nedeniyle ilk beş arasına girecek.

GÜZEL GELECEK

Benim 10 yıldan bu yana anlatmak istediğim şey de bu.

Bugünün basit ekonomik göstergelerine bakıp karamsar olmamız için bir neden yok.

Türkiye, kendisine engel olmaya çalışan bütün güçlere rağmen ilerliyor.

Hele hele şu ekonomik programı popülizme yenik düşmeden iki yıl boyunca uygulayabilirse, bu ülkeyi artık geriye çevirmek hiç mümkün olmayacak.













Yazarın Tüm Yazıları