Kocamın eve getirdiği Rus kadın beni dövüyor

Sevgili Güzin abla, bundan 2,5 ay önce eşim eve bir kadın getirdi. İlk zamanlarda bu kadının iş yerinde çalışan Rus kökenli biri olduğunu ve de ev buluncaya kadar bizimle kalacağını söyledi ama aradan 2,5 ay geçmesine rağmen, kadın evden ayrılmadı.

Aksine kocam akşamları onunla içki içip, sarhoş bir şekilde beni Rus kadına dövdürmeye başladı. Yine de kocam beni çok sevdiğini söylüyor. Ama ben inanmak istemiyorum. Kadının kısa bir süre sonra gideceğini de söylüyor.

Bu konuyu aileme açtım, beni yanlarına almak istediler, ancak çocuklarımı bırakmak istemiyorum. Ailem çocukları kabul etmiyor, maddi durumları açısından. Sizce çocukları bırakıp ailemin yanına mı gitmeliyim? Yoksa Rus kadının gitmesini mi bekleyeyim?

Ne olur, bana yardımcı olabilecek tek kişi sensin.

RUMUZ: YARALI

Senin aklın nerede kızım, nasıl böyle bir eziyete katlanıyorsun ve hala bana ‘Kocam beni sevdiğini söylüyor’ diyebiliyorsun ve hala o adama inanıyorsun.

Adam senin karşında Rus kadınıyla içki içip alem yapıyor, bir de üstelik seni bir temiz dövüyorlar. Sen hala kocanın seni sevip sevmediğini düşünüyorsun.

Ne diyeceğimi bilemedim, bu mektup karşısında! Önce kendini bu kötü durumdan kurtar kızım. Kaç çocuğun var, bilemiyorum ama hiç değilse, bir süre için ailenin yanına sığın, kendine bir iş ara!

Para kazanmaya başlarsan, çocuklarını da yanına aldırtabilirsin. Kocan bu sırada Rus kadına da, çocuklarına baktırsın, tüm ev işi, tüm sorunlar onun üzerine yığılsın da, görsün!

Ben bunu anlayamıyorum işte! Eşin gözünün önünde başka bir kadınla olabiliyor, bu kadını utanmadan, seninle yaşadığı bu eve getiriyor.

Ve, hala eşinin kendisini sevdiğini, bu kadının da nasıl olsa çekip gideceğini düşünebiliyorsun! Adam halinden memnun, niye göndersin ki o kadını?

Kadın halinden memnun, neden gitsin ki? Böyle ekmek elden su gölden bir ortamı nereden bulacak? Üstelik kendi ülkesinde aç kalacak!

Kızım hiç değilse bir tepki göster, babaevine sığındığını görsün eşin. Bunu denemek zorundasın.

Yanıtınızı aileme göstereceğim

Abla, ben senin yazını okumadan güne ve de işe başlayamıyorum inan ki. Yalnız bir derdim var.

Ben ailemi anlayamıyorum. Nedeni ise ben oturduğumuz yer olan Niğde’nin Ulukışla ilçesinde okumak istemiyorum. Ama Mersin’e gidip orada okumak istiyorum. Sence ailemi nasıl ikna edebilirim?

Bunu gerçekten çok istiyorum. Lütfen yazımı yayınla ne olur, bunu aileme göstereceğim belki o zaman ciddi olduğumu anlarlar.

RUMUZ: COŞKUN USTA

Sevgili oğlum, doğrusu ben de senin gibi, bu düşünceye çok şaşıyorum. Çocuğunuz okumak istiyor, daha ne istiyorsunuz? Bırakın istediği yerde, istediği bölümde okusun. Bu onun kendi seçimi. Bu onun hayatı.

Bugün gençler, bizden çok daha akıllı ve kişilikli. Bırakın kararlarını kendi versin. Elbet bir bildiği vardır. Madem Mersin’de okumak istiyorsun, bunun senin için çok geçerli bir nedeni olmalı. Umarım, ailen sana bu konuda destek olur. Okumak istemeyen bunca genç varken, şükretmeli değiller mi?

Basit nedenlerden sürekli tartışıyoruz

Merhaba Güzin ablacım, öncelikle bizlere böyle çözüm ürettiğiniz için teşekkür ediyorum. Ben 22 yaşında genç bir kızım. 3 yıldır süren ilişkim var. Bir süre önce nişanlandık. Fakat nişanlım yüzünden hayata karşı bağlılığımı, yaşam sevincimi kaybediyorum.

Ben onu çok seviyorum. Onun da beni çok sevdiğine inanıyorum. Fakat bana sürekli ters davranıyor. Çok basit bir sebepten benimle konuşmuyor. Tartışma konumuz ya iş yerindeki davranışım, ya da ailemle ilgili aşağılayıcı konuşmaları!

Her şeye kolaylıkla celalleniyor ve her an kızıyor. Çalışma hayatıma da karışıyor, bana ‘Senden nefret ediyorum’ diyebiliyor. Ne yapacağımı, ne diyeceğimi şaşırıyorum. Hep basit nedenlerden tartışıyoruz.

O İstanbul dışında oturuyor. Ben ise İstanbul’dayım. Aramızı düzeltmek için yanına gittim. Yanyana gelince özlem gideriyoruz ama özellikle ailem için söyledikleri yüzünden bu defa çok kırıldım.

RUMUZ: NİŞANLI KIZ

Her zaman burada tekrarladığım bir şey var: Nişanlılık, evlilik öncesi iki insanın anlaşıp anlayamayacaklarını tarttıkları, evliliğe adım atmadan birlikte uyum sağlayıp sağlayamayacaklarını ölçmeleri için düşünülmüş bir dönemdir. Bizde nişan, evlilikle bir tutuluyor. Sanki nişan olunca, artık Allah’ın emri mutlaka evlenilmeli gibi!

Nişanlıdan ayrılmak çok büyük bir ayıp değil! Nişan sırasında anlaşamadığını hissediyorsan, bu evlilikte daha da beter olacaktır ve bu olumsuzluğu evliliğe taşımayıp, ‘Eyvallah!’ deyip çekip gideceksin.

Bence daha şimdiden sana her an öfkelenen, sana en basit bir nedenle ‘Senden nefret ediyorum’ diyebilen, ailen hakkında ileri geri konuşan bu gençle evlenmemelisin kızım. Tabii sonuçta karar senin!
Yazarın Tüm Yazıları