Knut’un babaannesi İtalyan jigolo tuttu

Almanya’dan son ayı haberlerini veriyorum. Yavru kutup ayısı Knut, artık şirinlikten çıkıp yırtıcı hayvan kıvamına geldi, kesici dişleri çıktı, püre yerine balık yiyor ama, rüzgarı devam ediyor.

Berlin Hayvanat Bahçesi, Knut sayesinde çektiği 500 bin ziyaretçi sayesinde 1 milyon Euro kazandı. Hatıra eşyalarından da en az 300 bin Euro. Knut’u olmayan diğer hayvanat bahçeleri de bu şirinlik rüzgarından faydalandı, ziyaretçileri arttı. Knut’un Münih’te yaşayan babaannesi Lisa’ya, Yogli adında genç bir İtalyan delikanlı getirdiler. Lisa’nın yaşı geçkin ama, dördüncü kocası olan Latin aşık sayesinde belki hormonları azar diye umut besleniyor... Aslında ayı cephesinde hayat o kadar da şen şakrak değil. Geçen sene Bavyera’ya geçip koyuna ve domuza dadandı diye vurulan bozayı Bruno’nun İtalya’nın Tirol bölgesinde yaşayan anası Jurka yine yavrulamış, üç oğlu olmuş. Bavyera çevre bakanı, belki o üç ayı da sınırı /images/100/0x0/55eaf082f018fbb8f8a07229geçer diye eylem planı hazırlamış. Ayrıca İtalyan çevre bakanı da, bir morgda korunan Bruno’yu geri istiyor; "O ayı, İtalyan’dır" diyerek. Diplomasi alanında da bir ayı krizi var yani.

Almanya bir göç ülkesi olacak mı, olmayacak mı? Hayır, burada bahis konusu olan insan göçü değil. Entegrasyona kafa yoran siyasetçiler onu uzun zamandır tartışıyor.
Bu göç, ayı göçü.

Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF), Bavyera’da bir anket yapıp, bozayıların topraklarınıza girmesini ister misiniz diye sormuş? Hani geçen yıl bu günlerde Bruno adlı İtalyan ayı Alman eyaletine girip terör estirmişti ve sonunda vurulmuştu ya, bu nedenle sormuş. Halkın yüzde 53’ü isteriz demiş. Bruno’nun sürülere saldırıp verdiği ekonomik zarara rağmen, fena rakam değil.

Ama halkın yarısı da yeni Bruno’lar istemiyor.

Hayat zalim ve adaletsiz. Berlin’deki şirin yaratık Knut manşetlere çıkıyor, millet hayvanat bahçesine akın ediyor, peluş oyuncaklar, hediyelikler yok satıyor ama, ülkenin güney ciheti bir bozayıya tahammül edemiyor. Bruno vakasından önce yaklaşık 170 yıl boyunca tek bir bozayı görmeyen Bavyera bu şartlarda göç alabilir mi? WWF’nin umudu biraz boş görünüyor.

Şimdi Bruno’nun annesi Jurka, üç evlat daha dünyaya getirmiş ve ola ki bunlar da Bavyera’ya gelir diye eyaletin Çevre Bakanı Werner Schnappauf bir eylem planı hazırlamış. Çoğu siyasetçiye göre abartılı bir plan. Ayılara karşı çevik kuvvetin koordinasyonundan Avusturya’dan ayılarla mücadelede tecrübeli acil müdahale ekipleri çağrılması ve ayıların eğitime tabi tutulup ıslah edilmesine kadar bir dizi önlemi içeriyor.

PROBLEM AYI

Bahtsız ayı Bruno’nun esas memleketi, İtalya’nın kuzeyinde bulunan Adamello-Brenta doğal yaşam alanı. Ancak bilmeden sınırı geçmesiyle hayatı son buluyor Bruno’nun. Şimdi naaşına da rahat yok. Bavyera öldüğü yerde kalmalı diyor. İtalya Çevre Bakanı Alfonso Scanio ise hayvanı geri almakta ısrarlı ve Alman Çevre Bakanı Sigmar Gabriel’den Bruno’yu istiyor, o da aracı olup durumu eyalete iletiyor ama, Bavyeralı bakan Schnappauf bilinmeyen bir yerde buzlar arasında yatan hayvanı vermiyor. Bavyeralı, doğal yaşam kurallarına göre hayvanların öldüğü yerde kalması gerektiğini, doldurulup bir müzede sergileneceğini söylüyor; İtalyanlar ise Bruno’nun bir proje ürünü olduğunu, dolayısıyla İtalyan devletinin malı olduğunu iddia ediyor.

MÜNİH DE KNUT PEŞİNDE

Bozayılar işte böyle bahtsız ama, kutup ayılarının bahtı açık mı açık. Annesi Tosca terk ettikten sonra dünya çapında şöhret olan Knut, Berlin Hayvanat Bahçesi’ne onca para kazandırmakla kalmayıp babaannesinin bahtını bile açtı.

Knut’un babası Lars’ın annesi Lisa, Münih’teki Hellabrunn Hayvanat Bahçesi’nde yaşıyor ve doğal olarak Münih, Berlin’i biraz kıskanıyor. Çünkü Knut’un kökleri Münih’te, işin kaymağını ise Berlin yiyor. Yani Knut’un sülalesinden şirin bir yavru daha çıksa iyi olur.

Bu nedenle Lisa’ya, İtalya’nın Toskana bölgesinden Yogli adında, sekiz yaşında bir delikanlı getiriyorlar. Lisa 30’unda, bu yaştan sonra aşka gelip çiftleşmesi biraz zor. Ancak Hellabrunn Zoo, Yogli’nin gayet yakışıklı, adaleli bir Latin aşık olduğunu ve Lisa’nın hormonlarını coşturabileceğini söylüyor.

Aslında Münih, pisi pisine Knut’suz kalmış. 1990’larda dünyaya gelen Lars’ın öz babasına yem olmasından korkup yavruyu Neumünster’e göndermişler, oradan da Berlin’e postalanmış hayvan. Sonra da bir daha kutup ayısı doğmamış Münih’te. Lars doğduğunda bahçede Helga ve Tina adında iki dişi kutup ayısı daha varmış ama, onlar da Lars’a yüz vermeyecek kadar geçkinmiş. Lars’ın babası Michi de geçen yıl kalp sektesinden gitmiş.

Şimdi Münih hayvanat bahçesi bütün yatırımlarını kocamış Lisa üzerine yapmıyor elbette. Yıl sonuna doğru Yogli’ye genç bir dişi getirmeyi de planlıyorlar. Böylece Knut’un soyundan olmasa bile, şirin kutup ayısı rüzgarını devam ettirecek yeni bir Knut doğabilir diye düşünüyorlar.

Ancak dişi kutup ayıları doğum döneminde hayli hassas oluyor. Yavrusundan korkup yiyor, ya da Knut’un anasının yaptığı gibi yavrusunu terk ediveriyor. Bu nedenle annenin davranışlarını kamerayla çok iyi takip etmek gerekiyor.

KNUT NE OLACAK

İşler yolunda gider de Münih’te muhtemelen 2009 ilkbaharında yeni bir Knut dünyaya gelirse, esas Knut iri kıyım bir yaratık haline gelmiş olacak.

Yetişkin bir erkek kutup ayısının ağırlığı 600 kiloyu bulabiliyor. Knut da o cüsseye ulaştığında ya yanına dişiler getirilecek, ya da dişilerin bulunduğu başka bir hayvanat bahçesine gönderilecek.

Knut şu anda hálá para basmaya devam etse de, süksesi erimeye başladı.

Berlin Hayvanat Bahçesi sırf Knut faktörüyle 500 bin ziyaretçi çekerek 1 milyon Euro kazandı. Merchandising ürünlerinden de 300 bin Euro. Berlin Zoo, marka lisansından gelen paraları doğa koruma ve araştırma programlarına bağışlamayı planlıyor.

Knut’un antipati yarattığı da oluyor. Mesela geçen ay sonunda Berlin’de birileri duvarlara "Kill Knut" yazıları döşenince, hayvanat bahçesinde ek güvenlik önlemleri alındı. Forsa’nın yaptığı bir ankette ise halkın yüzde 30’u "Knut haberleri sinirime dokunuyor" yönünde görüş bildirdi.

Alman basını da Knut’un artık şirin bir yaratık olmadığı görüşünde. Uzayan burnu, keskinleşen dişleri ve sararmaya yüz tutmuş postu titiz gazetecilerin gözünden kaçmadı. "Bu ayı iki ay sonra bakıcısıyla güreşemeyecek kadar irileşecek, haberiniz olsun" türünden yazılar var.

İşte bu nedenle fırsat kaçmasın diye Knut ekonomisinin çarkları çok hızlı işletiliyor.

Alman Steiff oyuncak firması Knut peluşlarının kalıcı olması için uğraşıyor. Yumuşak ayıcık şekerleme serisine Knut’u da ekleyen Haribo da öyle. ABD’de Harry Potter kitaplarını yayınlayan Schlostic yayınevi, global ısınma ile ilgili eğitici kitapçığın kahramanı yaptı Knut’u.

Sahte Knut markaları da var. Mesela, çikolata-fındık ezmesi "Knutella" onlardan biri, lisanslı değil. Söylemeye gerek yok, Çin’de de korsan Knut’lar yapılıyor elbette.
Yazarın Tüm Yazıları