‘Sen haysiyet trenini çoktan kaçırdın’

Güncelleme Tarihi:

‘Sen haysiyet trenini çoktan kaçırdın’
Oluşturulma Tarihi: Haziran 18, 2020 17:49

Murat Uyurkulak’ın çocukluk, gençlik çağlarının geçtiği Bornova’dan bir öykü anlattığı yeni kitabı ‘Delibo’ önceki eserlerinde olduğu gibi unutma, hatırlama, hakikat temalarını tartışmaya açıyor. Yazarın ilk romanlarından daha sade ve rahat bir anlatımı olan ‘Delibo’ bir hesaplaşma, yüzleşme, barışma romanı.

Haberin Devamı

Murat Uyurkulak’ın ‘Delibo’sunu Nurdan Gürbilek’in ‘İkinci Hayat’ının hemen ardından okudum. Kuramın eserde somutlanması gibi bir süreç oldu yaşadığım. Gürbilek’in denemeler toplamının altbaşlığı ‘Kaçmak, Kovulmak, Dönmek Üzerine Denemeler’. Yol, yola çıkmak, yolu kat etmek de, ev, eve dönmek, kavuşmak da edebiyatın temel meselelerinden. Giden ya da dönenin olmadığı anlatı yok gibidir. Kahramanlar zamanda, mekânda ya da başka boyutlarda hep bir yol alırlar. Murat Uyurkulak’ın ilk romanı ‘Tol’un kahramanı Yusuf da gidenlerden, giderken arayanlardandı. ‘Tol’un yayım tarihi 2002’ymiş. 18 yıla üç roman, bir öykü kitabı sığdırdı Murat Uyurkulak. ‘Delibo’ dördüncü romanı. ‘Tol’daki gibi ‘Delibo’da da kahramanın adı Yusuf. Bu Yusuf’la ‘Tol’un Yusuf’u arasında benzerlikler bulsak da aslında farklı karakterlerde kahramanlar.
Murat Uyurkulak, yine Ege’den, İzmir’den, çocukluk, gençlik çağlarının geçtiği Bornova’dan bir öykü anlatıyor. Kitabın girişindeki babadan, anneden başlayıp dostlara uzanan ithafla, romanda anlatılanlar arasında bir bağ kurup yaşamöyküsel bir anlatı mı, diye düşünmek olası. En azından bu kişilere göndermeler olabilir diye de düşünülebilir. Kitap hakkında konuştuğunda Murat Uyurkulak açıklarsa böyle bir şey var mı öğreneceğiz. Ama ben bağlar aramayı gereksiz bulanlardanım. Anılara, yaşamöykülerine uzanmadan romanı kendi gerçekliğinde okumaya çalıştım.
Kitaba adını veren Delibo’nun kaybolduğu haberiyle başlıyor roman. İsminin doğru söylenişiyle Deli İbo, lakabına uygun bir tip. Eski mahallelerin olmazsa olmazı sempatik delilerinden. “Hiç konuşmazdı. Kafasında yağ bağlamış kasketi, sırtında perişan ceketi, elinde büyücek bir torba, bütün gün Bornova’yı dolaşıp yerde bulduğu ıvır zıvırı toplardı. Cam parçaları, gazoz kapakları, eğri büğrü dallar, değişik şekilli taşlar, kozalaklar, palamutlar, hayvan kemikleri... Torbasına doldurduğu onca şeyi ne yapar, ne eder, nerede saklar, kimse bilmezdi” diye anlatıyor yazar. Kimliği olmayan, yaşı bilinmeyen biri. Ama mahallenin simgelerinden. Görmezseniz eksikliğini hissedersiniz.
Delibo’nun kaybolma haberi eski mahalle çetesinin tekrar birbirlerini aramalarına vesile olur. Bu vesile bahane olur, yıllardır evinden, mahallesinden, İzmir’den uzak olan Yusuf da geri döner.
Uzun yıllar mahpusluktan sonra çoktandır Konya’da bir hububat simsarına şoförlük yapan Yusuf’un dönüşü sadece eve, mahalleye dönüş demek değildir. Öncelikle ilk ve ebedi aşkı Yasemin’e, hayattaki tek yakını babasına ve çocukluk arkadaşlarına dönüştür. Bu tip dönüşler de anıları canlandırır, kırgınlıkları, küslükleri anımsatır ve birtakım hesaplaşmaları, barışmaları gerektirir. Anılara dönüşle, çocukluk ve gençlik çağları anımsanırken Yusuf’un iradi olarak bir kaybeden olmayı seçmesinin, hapishaneye düşmesinin öykülerini de öğreniriz.
Nurdan Gürbilek’in denemelerine konu olan ‘dönmek’ bunları gerektiriyor kuşkusuz. Ama aynı denemelere konu olan ‘kaçmak, kovulmak’ da romanın meselelerinden. Yusuf ilk bakışta büyük bir aşk kırgınlığıyla evini ve memleketini terk etmiştir. Aslında dönmemek üzere gitmiştir ama Delibo’nun kaybolduğu haberi ile gelmesi ilk olumlu işarette dönmeye hazır olduğunu da gösterir. Zaten geçmişle bağını koparmamıştır, arandığında bulunacak uzaklıktadır.
KAYBETMEYİ SEÇMİŞ KAHRAMANLAR
Murat Uyurkulak romanı iki düzlemde kurmuş, bir yandan anımsamalarla anlatılan geçmişe doğru, diğer yandan Delibo’nun izini sürerken kronolojik yani geleceğe doğru. Bunları çakıştırıp iç içe geçirerek kendine has anlatımını kuruyor.
Delibo’yu arama bahanesi şimdi ünlü bir dizi yıldızı olan ilk ve ebedi aşkı Yasemin’le buluşmasını, küs olduğu babası ile barışmasını sağlıyor. İlginç bir üçlü oluşturup Delibo’yu birlikte arıyorlar.
Tabii Delibo’nun aslında kim olduğu, neden arandığı da romanın merak unsurunu ve onu aramak da macera kısmını oluşturuyor. Bir yandan Yusuf’un evini, mahallesini terk etmesinin öyküsünü anı parçalarında okurken diğer yandan Delibo’nun aranması sırasında Yusuf’un babası ve Yasemin’le hesaplaşıp yeniden dostluk kurmasını okuyoruz.
Unutamamanın acısını çeken, kaybetmeyi seçmiş kahramanlar Murat Uyurkulak’ın eserlerinin alameti farikaları. Bu romanda da başkahramanlar, hayatını ebedi aşkının belirlediği Yusuf, gizli bir şair olan öğretmen babası Sefer Kavala, her zaman önde, lider karakterli ilk ve tek aşkı Yasemin hem olumlulukları hem olumsuzlukları içinde taşıyan halleriyle tipikleşiyor.
Uyurkulak yine önceki kitaplarında olduğu gibi unutma, hatırlama, hakikat temalarını tartışmaya açıyor. Sonuç olarak ‘Delibo’ da hesaplaşma, yüzleşme, barışma romanı. Uyurkulak İzmir’e, ilk romanlarının mekânlarına dönüyor ama o romanlarından ‘Delibo’nun farkı daha sade ve rahat bir anlatımı olması. Yazarlığının farkını yaratmasına rağmen bir süre sonra kendisine ket vuracağını bildiği üslup engelini aşmış, şiirselliği terk etmiş, rahatlamış, bu da hem anlatıma hem de öyküye yansımış. ‘Delibo’yu merakla, ilgiyle, keyifle okudum.

DELİBO

‘Sen haysiyet trenini çoktan kaçırdın’

Murat Uyurkulak
Can Yayınları, 2020
200 sayfa, 22.50 TL.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!