Sanat dünyasında pandemi etkisi

Güncelleme Tarihi:

Sanat dünyasında pandemi etkisi
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2020 10:31

Artnews’ın haberine göre pandemi sonrası sanat galerilerinin yüzde 33’ünün kapanacağı öngörülüyor. Ünlü Marlborough Gallery, New York şubesini kapattı, aynı durum Londra için de konuşuluyor. Peki Türk sanat ortamında durum ne?

Haberin Devamı

İngiltere ve Amerika dışında Avrupa’daki birçok galeri ve müze, haziran başında açılmaya baslasa da sanat dünyası hâlâ evden çalışmaya devam ediyor. Sanat fuarları için insanların seyahat edip etmeyeceği konusu belirsizliğini korurken, bienallerin neredeyse tümü 2020 yılındaki etkinliklerini iptal etti. Artnews’ın haberine göre pandemi sonrası galerilerin %33’ünün kapanacağı, müzelerin de sponsorlar konusunda ciddi sorun yaşayacağı öngörülüyor.
Sanat dünyasındaki ekonomik güç kaybı pandemi öncesinde kendini gösterdi. Sanat fuarları ve mega galeriler ciddi mali sorunlarla yüzleşmeye başladı. 20. yüzyıl başlarında sanat dünyası küçüktü; sanatçı, galerici, müzayedeci ve sanat tarihçi sayısı azdı. 80’lerle birlikte başlayan ekonomik değişim, müzayedelerin yaygınlaşması, emlak ve yat satın alan zengin kesimi koleksiyoner olmaya yönlendirdi. Artık Murakami’nin el çantalarından Kaws’ın bebeklerine kadar sanat üretimlerinin fabrikasyona dönüşümünü de uzun bir süredir izliyoruz. Sanat fuarları ve bienallerin zenginlerin oyun alanından çıkmaya başlayacağı konuşuluyor. Gerçek sanat tutkunları ve takipçileri geçmiş yüzyıldaki gibi var olmaya devam edecek, ancak sanat dünyası pandemi öncesinde öngörüldüğü üzere değişmek, küçülmek ve samimileşmek durumunda kalacak.

Haberin Devamı

Dünya sanatındaki son gelişmelere baktığımızda Marlborough Gallery’nin New York şubesini kapattığını okuyoruz; aynı durum Londra için de konuşuluyor. Sadece pandemi değil politik konularda da sıkıntı yaşayan ArtBasel Hong Kong, 2021 için katılım şartlarını hafifletmeye ve galerileri destekleyecek bir programa gideceğini duyurdu. Londra Frieze ise olası bir yeni dalgaya karşı şimdiden tüm katılım maliyetini iade edeceğini duyuruyor. ArtBasel’in online satışları geçen senenin ciddi bir oranda aşağısında kalmış görünüyor. Sadece 16 sanat eseri 1 milyon doların üzerinde satılmış. Jeff Koons’un balonu 8 milyon dolar, Gerard Richter’in 1966 yılına ait resmi 10 milyon dolar, Mark Bradford’un resmi 5 milyon dolar...
Ya Türk sanat ortamı pandemi sonrası neler yapıyor? Dünyayla kıyaslandığında oldukça küçük ve yerli olan piyasamız daha sakin ve yeni sezona hazırlanmayı tercih etmiş görünüyor. Yaklaşık üç ay kapalı olmasına rağmen yeni sergi planlamak yerine var olan sergiler yeniden dolaşıma açılarak yaz dönemine girilmiş. Pandemi sonrası sanat piyasasıyla ilgili konuştuğumuz Kerimcan Güleryüz, “Genel anlamda sanatsever ve ilgili koleksiyonerlerin olağanüstü bir dönem içinde olduğumuzu anladıklarını ve hissettiklerini düşünüyorum. Bazı kişi ve kurumların çok değerli katkılar ve dayanışmalara girdiklerini mutlulukla görüyorum. Tabii ki bu dönemde sıcak para oportünistliğinin de baş gösterdiği ‘Rothschild müritleri’ de yok değil. Sonuçta Türkiye’de sanat ortamı en büyük zararları sanatla ilişkisini yatırımdan ötesini düşünmeyen alıcı ve onlara peşkeş çeken ayakçılardan yaşamıştır. Ticari konularda galerilerin sanatçı vekili olduklarını ve onların da geleceklerini korumakla mükellef olduklarını unutmadıkları bir ortamın devamını diliyorum” diyor.
Aslı Sümer ise “Pandemi öncesinden takip edilen işler için ziyaret ve alımlar oldu. Gözlemlediğim kadarıyla bu sürecin etkisiyle birçok kişi kendisini sayfiye yerlerine attı. Yaz ayları genel olarak böyle geçmesine rağmen yabancı izleyicinin yoğun olduğu dönemlerdi. Dolayısıyla bu yaz oldukça durgun geçecek gibi görünüyor” diye konuşuyor.
Adnan Yerebakan, Karaköy’deki yoğun inşaatın izleyicileri olumsuz etkilediğini, hatta ziyaretçi sayısının pandemiden daha kötü olduğunu dile getiriyor. Bodrum’da her yaz galeri açan Mine Gülener’le konuştuğumuzda; durumun İstanbul’dan daha kötü olduğuna, Bodrum sokak ve plajlarının boşluğuna, insanların sosyalleşmediğine, evde oturduğuna, bu durumun da galeri ziyaret ve satışlarına negatif şekilde yansıdığına işaret ediyor.
Merkur Galeri olarak biz de karantina döneminden sonra yeni bir sergiyle başlamak istedik. Saliha Yılmaz’ın sergisi oldukça ilgi gördü ve satışlara da pozitif yansıdı.
Onun dışında pandemi döneminde evde sıkılan birçok koleksiyoner, bağımsız sanatçı ve galerilerden alımlar yapmaya devam etti. Aralık ayına ertelenen Contemporary İstanbul, fuar öncesi online sergileme için galerilerle iletişime geçti. Aynı şekilde Artweeks Akaretler de yeni etkinlik tarihini temmuz ayında belirleyecek.

Sanat dünyasında pandemi etkisi

Pandemi döneminde Base ekibinin yeni girişimi, online platform Kolekta ile tanıştık. Konuyla ilgili İdil Bilge ve Aslı Boduroğlu, “Eser almak istiyorum, nereden alabilirim sorusu bize çok sıkça gelmeye başladı. Ayrıca sanatçılar hakkında doğru bilgiler edinebilecekleri bir kaynak da bulunmuyordu. Bu açıdan Kolekta sanatçılar hakkında doğru bilgi edinmek, üretimlerini izlemek için de iyi bir dijital sanat arşivi, ‘art index’i. Katılımcılar arasında artSümer, Anna Laudel, Art On Istanbul, Bozlu Art Project, BüroSarıgedik, C.A.M Galeri, Ekavart Gallery, Evin Sanat Galerisi, Ferda Art Platform, Galeri/Miz, Galeri 77, Galeri Nev, Galeri Nev İstanbul, Galerin Selvin, Galerist, Krank Art Gallery, Labirent Sanat, Martch Art Project, Merkur Galeri, Mixer, Öktem&Aykut, PG Art Gallery, Piartworks, Pilevneli Gallery, Pilot, Piramid Sanat, Sanatorium, Siyah Beyaz, The Empire Project, The Pill, x-ist ve Zilberman yer alıyor. Bağımsız sanat alanlarında ise Daire Sanat, Evliyagil Dolapdere, Kasa Galeri ve Noks var. 50’yi aşkın da bağımsız sanatçımız var. Ahmet Elhan, Ali Elmacı, CANAN, Çağrı Saray, Ferhat Özgür, Gülçin Aksoy, Kezban Arca Batıbeki, Komet, Murat Germen, Neriman Polat, Özdemir Altan, Şakir Gökçebağ, Tomur Atagök bunlardan birkaçı. Şu an izleyicilere daha çok Instagram üzerinden ulaşıyoruz. Bu ay sitenin İngilizce versiyonu da hazır olacak ve siteyi yurtdışında da tanıtacağız. 17 Haziran’dan bu yana 6 gün içerisinde ulaştığımız kullanıcı sayısı, galerilere yönlenen bilgi ve satın alma talepleri bizi çok heyecanlandırdı ve mutlu etti” diyor.
Ankara’nın Base’i sayılan ve bu yıl üçüncüsü düzenlenen Alfa yarışması da 1 Haziran’da sonlandı, temmuz başına kadar jüri seçimlerini yapacak. Konuyla ilgili Can Akgümüş, “Alfa sergileri hem Ankara’daki çağdaş sanat alanının çeşitlenip gelişmesine hem de sanatçının kendisine oldukça katkı sağlayabilecek bir oluşum olmayı hedefliyor. Alfa sergileri her sene bir sanatçının ilk kişisel sergisini açma imkânı sunuyor. Bu doğrultuda sanatçıya küratoryal, lojistik ve organizasyon bağlamında desteği Müze Evliyagil üstleniyor. Sergide bulunan yapıtlar satışa açık ancak biz yalnızca alıcı ile sanatçının buluşmasını sağlıyoruz” diye konuşuyor.
Müze Evliyagil’in kurucusu koleksiyoner Sarp Evliyagil, pandemi sonrası dünyanın başına yeni bir felaket gelmezse, basılıp dolaşıma giren paralardan her türlü mal mülk gibi sanat piyasasının da olumlu olarak etkileneceğini düşünüyor. Son yıllarda gerek koleksiyon sergileriyle gerekse alımlarıyla sanat dünyasına ciddi katkı sağlayan Öner Kocabeyoğlu ise “Ben şahsen gezip, göz kontağı sağlamadığım ya da sanatçısıyla birlikte dolaşma fırsatı bulamadığım sergilerden çok haz etmiyorum. Bu süreçte önceden takibimde olan sanatçılardan birkaç alım yaptım. Müzayedelerden almak arzusunda olduğum işler vardı yurtdışından ama onlar da ertelendi. Hiçbir şey bitmiş gibi görünmüyor bana” diyor.

BAKMADAN GEÇME!