Kime göre, neye göre ‘küçük’!

Güncelleme Tarihi:

Kime göre, neye göre ‘küçük’
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 06, 2021 15:47

İllüstratör ve yazar Gökçe İrten çocukları küçük şeylerin şaşırtıcı dünyasına götürerek büyük-küçük, güç-güçsüzlük ve büyümek gibi kavramlara farklı pencerelerden bakmalarını sağlıyor.

Haberin Devamı

Çocukların ‘küçük’ olmakla imtihanları malum; “Daha küçüksün”, “Çok küçüksün, yapamazsın”... Onlar da büyümek için sabırsızlanıp duruyorlar haklı olarak. Peki, kelebek olmak için çabalayan bir tırtıl kadar hızlı büyüsek ne mi olurdu? Birkaç hafta içinde ayaklarımız koca bir otobüse sığmaz olurdu muhtemelen.
İllüstratör ve yazar Gökçe İrten çocukları küçük şeylerin şaşırtıcı dünyasına götürerek büyük-küçük, güç-güçsüzlük ve büyümek gibi kavramlara farklı pencerelerden bakmalarını sağlıyor. “Kime göre, neye göre?” sorularından yola çıkan İrten, felsefi bir tartışmanın da önünü açıyor. En az metin kadar muzip ve orantısal çizimleriyse kavramların anlamını pekiştirmekle kalmıyor, eğlenceyi de ikiye katlıyor.
Ormandaki pireyi çıplak gözle göremeyebiliriz ama aynı pire yerden omzumuza birkaç sıçrayışta ulaşabilir. Yanında kendimizi minicik hissettiğimiz uçak gökyüzünde kum zerresi kadar kalır. Bir karıncanın gücüne sahip olsaydık koca bir gergedanı hop diye kaldırabilirdik. Bizim için devasa bir dinozor neyse minik bir karınca için de tavuk o demek. Nereden baktığımıza göre değişiyor her şey. Öyleyse küçük şeyleri çok küçümsememek, büyükleri de o kadar büyütmemek gerek.

BENİ GÖREBİLİYOR MUSUN?

Kime göre, neye göre ‘küçük’

Gökçe İrten
Doğan Egmont, 2021
48 sayfa, 35 TL.

 

 

 

 

Haberin Devamı

DİLLER NEREDEN ÇIKTI?
Yaklaşık iki milyon yıldır ağzımızdan birtakım sesler çıkarıyoruz ve bu sesler anlaşılır biçimde karşımızdakine ulaşıyor. İşitme engelli insanlar sözcükleri elleriyle söylüyor, arılar dans ederek çiçek tozlarının varlığını haber veriyor, kaybolan filler diğerlerini bulmak için kilometrelerce genişliğe yayılan titreşimler üretiyor. Ama herhangi bir iletişim yolunun ‘dil’ sayılabilmesi için onlarca şartın bir araya gelmesi, bazen binlerce yıllık yolculuklardan geçmesi gerekiyor. Çok basit gibi görünen ‘konuşma’ sırf fiziksel mekanizmasıyla bile olağanüstü bir süreç aslında.
Ingrid Seithumer dilin çok eski zamanlarda başlayan ve dallanıp budaklanarak günümüze erişen muhteşem serüvenine bir belgeselci titizliğiyle yaklaşıyor ve tatlı bir sohbet havasında bizlere anlatıyor.
Yeryüzünde 5.000 ile 7.000 arasında dil var. Bazılarını sadece birkaç yüz kişi, bazılarını milyonlarca insan kullanıyor. Kimi diller yok olurken kimileri doğuyor, sınırları aşıyor ve dönüşüyor. Peki, tüm bunlar nasıl başladı, ilk dil hangisiydi ve nerede ortaya çıktı? Diller nasıl farklılaştı, birbirlerinden nasıl etkilendi? Seithumer bütün bu sorulara ve çok daha fazlasına göçlerden savaşlara, antropolojiden mitolojiye, nörobilimden arkeolojiye uzanan rengârenk bir yelpazede cevaplar arıyor. Babil Kulesi’ne de düşüyor yolumuz, Martin Luther King’in efsanevi konuşmasına da. Beynin kıvrımlarına da girip çıkıyoruz, bir konuşma terapistinin ofisine de. Her anı birbirinden heyecanlı bu muhteşem yolculuğu Mehmet Said Aydın Türkçeye uyarlarken Lili Scratchy tam da kitaba layık geveze çizimleriyle neşe saçıyor.

Haberin Devamı

DİLİN BÜYÜK MACERASI

Kime göre, neye göre ‘küçük’

Ingrid Seithumer
Resimleyen: Lili Scratchy
Çeviren: Yağmur
Ceyhan Uslu
Tekir Kitap, 2021
60 sayfa, 36 TL.

BAKMADAN GEÇME!