Fenerbahçeli Cemil, çeviri romana nasıl isim oldu?

Güncelleme Tarihi:

Fenerbahçeli Cemil, çeviri romana nasıl isim oldu
Oluşturulma Tarihi: Mart 13, 2020 14:49

Dönemin futbol dünyasının yıldızlarından biri Fenerbahçeli Cemil’di. 1972’de, Jonathan Black’in çok satan kitaplarından birini çevirmiştik. Hürriyet Yayınları’nın çıkardığı bu çeviri kitaba, yayınevinin başında olan Adnan Semih Yazıcıoğlu tarafından ‘Cemil’ adı koyulmuştu... Amaç, bu adın popülerliğinden yararlanmaktı...

Haberin Devamı

Yayın dünyasından olanlar kitap adlarının satış açısından önemini bilirler. Hatta kimi zaman satmayan bir kitabın adını değiştirirsiniz, en çok satanlar listesine giriverir. Hürriyet Yayınları’nda böyle bir olay yaşamıştım.
O dönemde futbol dünyasının yıldızlarından biri Fenerbahçeli Cemil’di (Turan). 1972’de dönemin çok satan kitaplarından birini çevirmiştik, yazarı Jonathan Black’ti. Hürriyet Yayınları’nın çıkardığı bu çeviri kitaba, yayınların başında olan Adnan Semih Yazıcıoğlu, ‘Cemil’ adını koymuştu. Semih’in amacı, bu adın popülerliğinden yararlanmaktı.

Fenerbahçeli Cemil, çeviri romana nasıl isim oldu
Erol Simavi çıkan yayınlara bakardı, ‘Cemil’ kitabını görünce futbolcunun hayatı zannetmiş. Öyle olmadığını öğrenince de böyle yakıştırmalardan memnun kalmadığını belirtmişti bizlere.
Hürriyet Yayınları’ndaki Türk yazarlarla ben ilgileniyordum. Klasikler serisini de Selâhattin Hilâv yönetiyordu.
Başka bir zaman da ağır satan bir kitabın adı değiştirilmiş ve hemen tükenmişti.
Bir ad değiştirme öyküsü daha:
Maeve Binchy’nin kitabı ‘Tara Sokağı’ adıyla çıkmıştı. İki binde satış durdu. Sonradan adını ‘Yalnız Kadınlar Sokağı’ koyduktan sonra kitap 30 bin adet sattı.
Kitaplarda adın yanı sıra kapak yazılarının önemini de anımsatmak gerekiyor, gerçi hâlâ bu yazıların alıcıyı etkilemekte rolünün olduğunu söyleyebilirim.
Yayınevinde kapaklar için de toplantılar yapılırdı. Bir kapak hikâyesi:
Fethi Naci’nin sahibi olduğu Gerçek Yayınları, William Faulkner’ın kitabı ‘Döşeğimde Ölürken’in çevirisini yayımlamıştı, kapağı da iyi sinema eleştirmeni Sungu Çapan hazırlamıştı. Fethi Naci’nin onun için yaptığı eleştiriyi unutamam: “Yahu postmodern kapak güç okunuyor.”
Bir ad yüzünden benim de başıma neler geldiğini unutamam.
Altın Kitaplar Yayınevi, Jean Paul Sartre’ın ‘Le Chemin de la Liberte’ (Hürriyetin Yolları) adlı kitabını yayımladı. Üç ciltten oluşan kitabın adı şöyleydi:
‘Uyanış’, ‘Tükeniş’, ‘Bekleyiş’. 12 Mart’ta Altın Kitaplar Yayınevi adına beni mahkemeye çağırdılar. ‘Uyanış’ dergisini nerede çıkardığımı sordular, meğer o zaman -belleğim beni yanıltmıyorsa- bu aynı zamanda Erzurum’da Kürtçe bir derginin adıymış. Durumu anlattıktan sonra kurtulmuştum.
Cem Yayınevi tarafından yayımlanan kitabı Gülseren Devrim çevirmişti, yayınevinin sahibi de Oğuz Akkan’dı.
Üç cilt şu başlıklar altında yayımlanmıştı:
‘Akıl Çağı’, ‘Yaşanmayan Zaman’, ‘Sıkılış’.
Birçok rahmetli dostu anmış olduk: Gülseren Devrim, Turhan Bozkurt, Oğuz Akkan, Fethi Naci.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!