Dünya modernlikten geniştir

Güncelleme Tarihi:

Dünya modernlikten geniştir
Oluşturulma Tarihi: Ekim 30, 2020 09:45

François Hartog ‘Eskiler, Modernler, Yabanıllar’da pek çok tarihsel kavram ve tartışmayı aynı anda işletiyor. Eski, modern ve yabanıllığı bir geçmiş tartışmasından öte bir gelecek perspektifine oturtuyor.

Haberin Devamı

Çetin bir kitap ‘Eskiler, Modernler, Yabanıllar’. Her şeyden önce modern dünyanın, demokratik ve ilerlemeci aktörler eliyle kültürel/düşünsel gelişimini inceliyor. Antikçağdan bugüne, zihinsel algının modern olarak kuruluşuna odaklanıyor. Uzun ve karmaşık bir kuruluştur bu. Teoloji, antropoloji, tarih, edebiyat iç içe geçer. ‘Yabanıllar’, Antik Yunan öncesi kültürler, uygarlıklar olarak nitelenirken, Antik Yunan ve Roma ‘eski’nin kökleri olurlar. ‘Modernler’ ise malum, Roma ve öncesinin ardılları. Ancak bu kadar basit değildir öykü. Özellikle Levi-Strauss’un “Herkesin ve tek tek bütün bireylerin insanlığına tarafsız bir şekilde tanıklık etmek etnoloğun görevi olmalı” yaklaşımı değer kazanınca, hikâye daha da derine gitmek durumunda kalır. Orijin daha bilinmeze, daha eleştirel sorgulayıcılığa kayar Batı kültürü için.

Haberin Devamı

‘Yunanların eskilik ilkesini el üstünde tutan insanlar olduğu’ bilgisi, eskilikle Yunan ve Roma’yı kolayca birleştirmeyi kavramsal olarak da mümkün kılıyordu. Homeros, Strabon, Cicero, Horatius referans alındığında, kültürel kökenleri tanımlamak da mümkün olmuştu. “Modernus’un sahneye çıkmasıyla ise eski/modern çifti kariyerine başlamış oldu.” Ancak unutmamak gerekir ki kavramlar karşı karşıya geldikçe anlam ve konum da değiştirirler. Çatışırlar. “Yunanlar/Barbarlar, Hıristiyanlar/Paganlar çiftlerinin aksine, eskiler ve modernler ikiliği, belli bir ülkeyle ve mekânla ilişkilendirmeye müsait değildir.” Daha geçişken karaktere sahiptir eskilik ve modernlik. Bu geçişkenliği köşeye sıkıştıran yabanılların ansızın çıkışı/keşfi olmuştur. Çünkü etnolojiyi, teolojiden yorumlayan Lafitua gibi yazarlar, eskiler ve modernlerin yaşamlarında, yabanılların izlerini kabul etmek durumunda kalmıştır. Hıristiyanlık içi bir teoloji çekişmesidir bir yandan bu. Montaigne’in ‘yeni dünya’ kavramı ise eski dünyanın dünyaya bakışını da gözden geçirmek zorunda bırakacaktı modernleri.

Batı dünyası politik çalkantılar içinde bocalarken hep kendisine geçmişten yol ve yöntemler aramıştır. Doğal bir reflekstir bu. Bugünün ayak izlerini hem meşru hem de sağlam kılabilmek için başka yol da yoktur. Edebiyat, sanat ve felsefede de aynı izlek vardır. Plutarkhos olmasaydı, biyografi ve portre sanatı eksik olurdu mesela. Demokrasi bugün ortak bir Avrupa değeri ise; eski, Yunan ile ilişkilidir. Kıyaslama ve benzetme yöntemleri de değişecektir kültürlerin. ‘Bir âdeti ve metni konuşturmak için’ yabanılların katkısı bu yüzden yadsınamaz. Frigya, Mısır ve Giritliler de eskilerden ayrı eski ve değerli kaynaktırlar.
Chateaubriand’ın yabanılda bulduğu bağımsızlık, özgürlük düşü gelecek de daha bir parlayacaktır diğer yandan. Çünkü, doğa bir yasa olarak en yalın orada gözükmektedir. Pek çok tarihsel kavram ve tartışmayı aynı anda işletiyor Hartog. Eski, modern ve yabanıllığı bir geçmiş tartışmasından öte bir gelecek perspektifine oturtuyor. Levi- Strauss’la başlayarak, onun ‘Hüzünlü Dönenceler’inin retoriğini de işletiyor. Modernlik bugün için zihinsel bir iktidar yürütüyor olabilir ama dünya
modernlikten geniştir. Ve belki Doğu’nun yabanıl, eski ve modernleri de bu bağlamlı okumalarla yerli yerine oturtulursa, dünyanın eskiliği, modernliği ve yabanıllığı daha bir anlam derinliği kazanacaktır.

Haberin Devamı

Dünya modernlikten geniştir
ESKİLER MODERNLER YABANILLAR
François Hartog
Çeviren: Adnan Kahiloğulları
İş Kültür Yayınları, 2020
304 sayfa, 28 TL.

BAKMADAN GEÇME!