Direnç temeline kurulmuş, emek yoğun bir hayat

Güncelleme Tarihi:

Direnç temeline kurulmuş, emek yoğun bir hayat
Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2021 16:56

Usta çevirmen ve eleştirmen Seçkin Selvi’nin yaşamını, yakın dönem Türkiye tarihiyle birlikte anlatan, Zeynep Miraç imzalı ‘Seçkin/Ödünsüz Bir Yaşam’; sadece kültür hayatına büyük emek vermiş bir insanı değil, adeta maceraperest bir roman kahramanını çıkarıyor karşımıza.

Haberin Devamı

Biyografi, okuru tuhaf duygulara sürükleyebilen bir tür. ‘Seçkin’ beni türlü duyguyla baş başa bırakan bir biyografi kitabı oldu: Merak, hayıflanma, imrenme, kızgınlık, ilham, umut... ‘Ödünsüz bir yaşam’ altbaşlığıyla hazırlanan kitaba konu olan ‘Seçkin’; Seçkin Selvi. Tiyatro oyunlarını, dünya edebiyatından çok sayıda eseri ve kuramsal yapıtı Türkçeye kazandıran, meslekte 65 seneyi devirmiş bir çevirmen... Sonra tüm ömre yayılan tiyatro işçiliği: 60’larda çevirmen ve tasarımcı olarak, akabinde eleştirmen olarak... Kariyerinin ilk yıllarında, Ankara’da muhabirlik...
Seçkin Selvi’nin her anı dimdik bir inatla çizilmiş hayatını kaleme alan Zeynep Miraç onu “yürekli, müdanasız, dirençli ve azimli” olarak tanımlıyor. Cumhuriyet’in ilk kuşak hekimlerinden Necati Bey ile Belkıs Hanım’ın kızı olarak 1938’de dünyaya gelen Seçkin’in Ankara’da geçen çocukluk ve gençlik yıllarından başlayarak hayatını okudukça, bu sıfatlara tüm kalbimle katıldım. Her koşulda süren inatçı çalışkanlığını, aldığı kararların arkasında -sonucu ne olursa olsun- nasıl kendinden emin durduğunu, baskının hiçbir türlüsüne (ister devletten gelsin ister ekonomik koşullardan kaynaklansın) nasıl boyun eğmediğini, zeki ve sarkastik dilinin yaşadığı her ana nasıl eşlik ettiğini okurken sadece kültür hayatına büyük emek vermiş bir insan değil, adeta maceraperest bir roman kahramanı vardı karşımda. Arkadaşlık ilişkilerinde de çocuklarıyla iletişiminde de âşık olduğu erkeklerle yaşadıklarında da ‘kendi’ olmaktan gram vazgeçmemiş bir kadınla tanıştırıyor bizi ‘Seçkin’.
Üsküdar Amerikan Koleji yıllarını, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı eğitimi takip ediyor. Üniversiteye adım attığı sene, kendi ifadesiyle tiyatroya da ilk ‘bulaştığı’ sene. Yakın arkadaşı Güner Sümer’den gelen “acil oyun çevirisi lazım” telefonu üzerine William Saroyan’ın ‘Hello Out There’ adlı oyununu ‘Merhaba Dışarıdaki’ adıyla çeviriyor.

‘HÜCREYE DOĞAN LATİN GÜNEŞİ’
İlk eşi, gazeteci Levent Esmer’i ve ilk çocuğu Turgay’ı Ankara’da bırakarak; büyük aşkı, yol arkadaşı, kıymetli tiyatro insanı Sermet Çağan ile hayatının İstanbul safhasını açıyor Seçkin Selvi. Sene 1961. İkisi de evli olan bu iki genç insan -bugünden bakınca bile hayli cesur bir kararla- hayatlarını birleştirdiklerinde sadece özel hayatlarında değil Türkiye’nin tiyatro hayatı için de önemli bir karar almış oluyor. Seçkin Selvi ile hayata çok genç yaşta veda eden Sermet Çağan’ın kısacık ortak zaman dilimi (1961-1970); yoğun bir üretime, dönemin edebiyatçıları, tiyatrocularıyla şenlenen sofralara, üç çocuğun dünyaya gelişine ve bitmeyen ekonomik sıkıntılara sahne oluyor... Buraya sadece; Seçkin Selvi’nin, kızı Zeynep’e hamileyken, parasızlıktan bir süre arabalı vapurda yaşadıklarını ve Çağan’ın kült oyunu ‘Ayak Bacak Fabrikası’nın bir kısmını bu vapurda yazdığı anekdotunu sıkıştırayım.
Arena Tiyatrosu, Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu, Ankara Sanat Tiyatrosu, Gen-Ar Tiyatrosu, Tiyatro TÖS... Sermet&Seçkin ikilisinin ortak üretimlerinin mekânları. Türkiye tiyatrosunun en iddialı dönemi olan 60’lardan tanıdık mekânlar... Ve elbette yol ve rol arkadaşları: Genco Erkal, Cüneyt Türel, Gülriz Sururi, Engin Cezzar, Ani ve Çetin İpekkaya, Mehmet Ulusoy... Ve diğer sıkı arkadaşlar: Oğuz Aral, Aziz Nesin, Orhan Kemal, Kemal Tahir, Tomris Uyar, Turgut Uyar, Edip Cansever, ‘Hayalet Oğuz’...
Sermet Çağan’ın ani gidişinin ardından yaşanan 12 Mart muhtırası, dönemin pek çok aydını gibi Seçkin Selvi’nin hayatına da gözaltı ve cezaevi deneyimi getiriyor. Önce Osman Arolat, Masis Kürkçügil ve Harun Karadeniz’e ‘yataklık etmek’ suçlamasıyla, 1972’de ise bir Stalin metni çevirisi nedeniyle... “Hücreme Latin Amerika’nın turuncu güneşi doldu” diye bahsettiği, Marquez’in ‘Yüz Yıllık Yalnızlık’ı ‘mahpus arkadaşı’ olur, çeviriyi hapisteyken yapar.
Seçkin Selvi’nin ‘direnç’ temelinin üzerine kurulmuş, emek yoğun hayatını Zeynep Miraç yakın dönem Türkiye tarihiyle eşzamanlı anlatıyor. Miraç’ın kaleminden çıkan bu akıcı öyküde, ara ara Selvi’nin sesini direkt duyuyoruz. Pek çok anısında ve ironik tespitinde güldüm. Sadece politik duruşuyla değil, varoluşuyla, bireysel kararları ve eylemleriyle devrimci bir kadınla tanışmış olmanın (halihazırda sıkı takipte olduğum çok yetkin bir tiyatro eleştirmenini daha yakından tanımanın) lezzetli hissini bıraktı ‘Seçkin’ bana. Anlatanın da yazanın da ellerine sağlık.

SEÇKİN 

Direnç temeline kurulmuş, emek yoğun bir hayat
ÖDÜNSÜZ BİR YAŞAM
Zeynep Miraç
Doğan Kitap, 2021
180 sayfa, 34 TL.

 

BAKMADAN GEÇME!